1971 - John Robert Vane (1927-2004)
Primer Pulmoner Hipertansiyon tedavisindeki ilk önemli adım, prostaglandinlerin keşfi ve daha sonra ne olduğunun anlaşılmasıyla başladı. Bu öykünün temelleri, 1935 yılına dayanıyor. O yıl, bilim dünyası için önemli bir keşfe imza atıldı. Genç bir araştırmacı olan von Euler, insan spermini incelerken ilginç bir madde grubu tespit etti. Bu maddelerin prostat bezinden salgılandığını düşünerek onlara "prostaglandin" adını verdi.
Zaman içinde yapılan araştırmalar, von Euler'in keşfinin sadece buzdağının görünen kısmı olduğunu gösterdi. Prostaglandinler, sadece prostat bezinde değil, vücudun neredeyse her köşesinde üretilen ve hayati öneme sahip moleküllerdi. Ancak bu moleküllerin gerçek potansiyelinin anlaşılması için 1960'ları beklemek gerekecekti.
1960'lar ve 70'ler, prostaglandin araştırmalarının altın çağı oldu. İki İsveçli bilim insanı - Sune K. Bergström ve öğrencisi Bengt Samuelsson - ile İngiliz araştırmacı John Vane, bu alanda çığır açıcı çalışmalara imza attılar. Bu üç bilim insanının özverili çalışmaları, prostaglandinlerin yapısını, işlevlerini ve vücuttaki rollerini aydınlattı. Farklı prostaglandin türlerini izole edip tanımladılar ve bunların vücuttaki etkilerini detaylıca analiz ettiler.
Bu olağanüstü başarıları, 1982 yılında Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü ile taçlandırıldı. Üç araştırmacı bu prestijli ödülü paylaşarak, bilime katkılarının evrensel düzeyde tanınmasını sağladılar. Bu çalışmalar, sadece PAH tedavisi için değil, modern tıbbın birçok alanı için yeni ufuklar açtı. 3
Söğüt kabuğundan elde edilen salisilik asit içeren ilaçlar, eski Sümer ve Mısır medeniyetlerinden beri kullanılmaktaydı. Hipokrat (M.Ö. 460-370) da M.Ö. 400'lerde ateş düşürücü olarak söğüt çayından bahsetmişti. 18. yüzyılda söğüt özünün ateş, ağrı ve iltihaplanmayı azalttığı anlaşıldı. 19. yüzyıla gelindiğ eczacılar, söğüt özünün aktif bileşeni olan salisilik asitle ilgili çeşitli kimyasalları deniyor ve reçete ediyorlardı. 1853'te kimyager Charles Frédéric Gerhardt (1816-1856), ilk kez asetilsalisilik asit üretti. Bayer firması, 1897'de bu bileşiği daha az tahriş edici bir alternatif olarak geliştirmiş ve 1899'da Aspirin adıyla piyasaya sürmüştür. Aspirin ismi, Almanca'daki Asetilspirsäure (Asetilsalisilik Asit) sözcüğünden türetilmiştir. Spirsäure (Salisilik Asit) ise, bu asidin elde edilebildiği bir bitki olan Spirea ulmaria'nın (Çayır Düğünçiçeği) adından gelmektedir. Aspirin isminde, "a-" öneki asetilasyonu, "-spir-" kısmı Spirsäure'den, "-in" ise ilaçlara verilen tipik son ek olarak kullanılmıştır. Böylece telaffuzu kolay bir isim oluşturulmuştur. Aspirin, 20. yüzyılın başlarında popülerlik kazanmış, ancak işleyişi tam olarak anlaşılmamıştır. 15
Prostaglandinlerin hücre iletişimindeki rolünü tanımlamasından yıllar önce, küçük John Vane'in 12 yaşında mutfakta yaptığı kimya deneyi beklenmedik bir patlamayla sonuçlanmıştı. Kim bilebilirdi ki, o gün mutfağı havaya uçuran meraklı çocuk, yıllar sonra prostaglandinler üzerindeki çığır açıcı çalışmalarıyla PAH için tedavi arayışında bir başka 'patlama' yaratacaktı? Bunsen brülöründen yükselen alevler mutfağı yakarken, gelecekte binlerce PAH hastasının içinde umut ateşini yakacak bilim insanının ilk 'patlaması' olmuştu bu. Vane'in çocukluğunda yaktığı o kıvılcım, belki de gelecekte hastaların umutlarını göklere uçuracak bilimsel keşiflerin ilk kıvılcımıydı 50,51,52
Salisilik asidin (SA) 4000 yıllık şifa yolculuğunda, vücutta nasıl ağrı kesici ve ateş düşürücü etkiler yarattığını anlama merakı, bilimde devrim yarattı. Vane'nin, SA'nın sentetik türevi olan Aspirin'in çalışma mekanizmasını ve prostaglandinlerin işlevlerini keşfetmesi, PAH hastalarına umut dolu tedavi seçenekleri sundu. Aspirin'den Epoprostenol’e uzanan bu ilham verici yolda John Vane'in çığır açan keşiflerine geçmeden önce, gelin bir de Aspirin’in büyüleyici hikayesine yakından bakalım!
Yazan: Kamil Hamidullah
Oluşturma Tarihi: Kamil Hamidullah / EKİM 2018
Önceki güncelleme:
Son güncelleme: Kamil Hamidullah / KASIM 2024
#PulmonerHipertansiyon #PAHSSc #PulmonaryHypertension #NadirHastalık #RareDisease