2005 - Dr. Özlem Özdemir Kumbasar - Schindler'in Listesi'nden İlhamla, Kumbasar'ın Listesi.
2004 yılına gelindiğinde, Pulmoner Hipertansiyon Hasta Dayanışma Grubu (PHA-Turkey) üyeleri arasında hastalığı ciddi boyuta ulaşmış ve akciğer naklinden başka tedavi şansı kalmayan hastalar ortaya çıkmaya başladı. Bu durum, yeni tedavi yöntemleri arayışını beraberinde getirdi.
Tam da bu dönemde, Dr. Necip Göksel Kalaycı (1939-2005), İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Bölümü'nde Türkiye'nin ilk akciğer nakli programını başlatma hazırlıklarını yürütüyordu. 2004 yılında ekibiyle birlikte üç, çift taraflı akciğer nakli denemesi gerçekleştirdi. Ancak bu ilk denemelerde başarı sağlanamadı ve hastalar kaybedildi.
Ne yazık ki Dr. Kalaycı, 11 Kasım 2005'te, hastane otoparkında kanser nedeniyle kaybettiği bir hastasının yakını Yusuf Cevahir tarafından düzenlenen silahlı saldırıda hayatını kaybetti. Sağlıkta yaşanan bu trajik şiddet olayı, göğüs cerrahlarını yıllarca akciğer nakli gibi kritik bir alanda çalışmaktan alıkoydu. Böylece Türkiye'de akciğer nakli çalışmaları yeniden durdu.
PAH hastalığıyla ilgili olarak Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Cebeci Yerleşkesi PAH Merkezi’nde Kardiyoloji Bölümü’nde takip edilen ve aynı zamanda PHA-Turkey üyesi olan Ümit Atlı (1970-2020), nadir görülen, tedavisi olmayan ve artık son evreye ulaşmış akciğer hastalıklarına çözüm bulmaya çalışan Dr. Özlem Özdemir Kumbasar ile tanıştı. Dr. Kumbasar, o dönemde Ankara Üniversitesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı’nda bu hastalar için tedavi seçenekleri üzerinde çalışıyordu. Bu zorlu süreçte belirginleşen tek umut olan akciğer nakli ise Türkiye’de rafa kaldırılmış durumdaydı. PHA-Turkey, dünyada yeni geliştirilen ancak Türkiye’de henüz ruhsatlandırılmamış PAH tedavilerinin Sağlık Bakanlığı’nın özel izniyle hastaların ulaşımına sunulmasında uzmanlaşmış bir organizasyondu. Dr. Kumbasar’ın öncülüğünde, Türkiye’de akciğer nakli konusunda yaşanan belirsizliği sona erdirmek için çözüm arayışına girdiler.
2004 yılında başlayan süreç, Türkiye’de organ nakli alanında önemli bir dönüm noktası oldu. Bu başarıda, 2 Ekim 2004’te Avusturya’da başarılı bir akciğer nakli geçiren Menderes Esat Seymen (1971-2010) başrolü üstlendi. Dr. Kalaycı’nın tedavisi altındaki Seymen’in hastalığı ilerledikçe, daha fazla organ bekleyemeyecek bir duruma geldi. Bunun üzerine, doktorları ve ailesi çözüm arayışına girdi ve Viyana Üniversitesi Akciğer Nakli Merkezi ile iletişime geçti. Ancak, Seymen’in sağlık sigortası (SSK) o dönemde akciğer naklini kapsamadığı için, Seymen kendi imkanlarıyla tedaviye ulaşmayı başardı. Sağlığına kavuşup Türkiye’ye döndüğünde ise, sağlık kurumunu mahkemeye vererek hak arayışına başladı.
PHA-Turkey, Dr. Kumbasar’ın liderliğinde uluslararası işbirliği ağını harekete geçirerek ve bilimsel kurul üyelerinden Dr. Hossein Ardeschir Ghofrani, Dr. Lewis J. Rubin, Dr. Remzi Bağ, Dr. Ömer Şenbaklavacı ve Dr. Murat Avşar gibi yurtdışındaki danışmanlarının desteğiyle, hem akciğer nakli gerçekleştiren merkezlerin bulunmasına yönelik arayışa girdi hem de Seymen’in öncülüğünde, Ümit Atlı’nın kusursuz Almanca bilgisi ve mükemmel koordinasyon yetenekleri sayesinde, Ankara Üniversitesi ile dünyaca ünlü Viyana Üniversitesi Akciğer Nakli Merkezi (VÜANM) arasında önemli bir işbirliği kurma sürecini başlattılar.
Organın ne zaman bulunacağına dair belirsizlik ve organ bulunduğunda 6 saat içinde naklin yapılması gerekliliği, bazen organın Viyana dışından gelmesi nedeniyle merkezin iki ambulans uçak kaldırarak birini organla, diğerini hastayla merkeze ulaştırması koşulunu doğuruyordu. Türkiye’de organ bulunmasını beklerken, uzaklık açısından bu 6 saatlik koşulun karşılanabiliyor olması, stratejik açıdan VÜANM’ı eşsiz bir seçenek haline getiriyordu.
Dr. Kumbasar önderliğinde PHA-Turkey, yapılan geri bildirimler doğrultusunda akciğer nakli için Viyana, kalp-akciğer nakli için ise Hannover’deki merkezlerle iletişime geçme kararı aldı. Amerika seçeneği ise yüksek maliyetler nedeniyle değerlendirilmedi. Bu süreçte, PHA-Turkey hem Avusturya ve Avrupa Birliği mevzuatları hem de Türkiye'deki sağlık ve sosyal güvenlik mevzuatlarına dair derin bir uzmanlık kazandı.
İlk olarak Ankara Üniversitesi ile Viyana Üniversitesi arasında akciğer nakli için işbirliği başlatıldı. Ardından, kalp-akciğer nakli ihtiyacı olan hastalar için Hannover Tıp Fakültesi ile de benzer bir anlaşma sağlandı. Her iki merkez de Türk hastaların kabulü için gerekli şartları ilettiler ve bu şartlar, PHA-Turkey'in girişimleriyle Türkiye'deki resmi makamlardan onay aldı.
Programın resmiyet kazanmasında geriye kalan en önemli adım, Dr. Özlem Özdemir Kumbasar'ın Akciğer Nakli Sorumlu Hekimi görevini üstlenmesi oldu. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Cebeci Yerleşkesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı, yurtdışı nakil merkezlerinin resmi muhatabı olarak belirlendi ve tüm süreçlerin koordinasyonu bu kurumda toplandı.
Dr. Kumbasar'ın liderliğindeki program çift yönlü işlev gördü:
Bu yapılanma, Türkiye'nin yurtdışı merkezli ilk sistematik organ nakli programı olarak tarihe geçti ve sonraki yıllarda birçok hastanın hayatını kurtaracak başarılı nakillerin yolunu açtı. Program zamanla gelişti ve büyüdü. Türkiye'nin dört bir yanından hastalar programa dahil olmaya başladı. Süreç içerisinde, İstanbul Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nden Dr. Gül Dabak da programa katıldı. Bu değerli işbirliği sayesinde, yaş ve cinsiyet farkı gözetmeksizin 25'ten fazla hastaya Nefes oldular.
2006 yılında PHA-Turkey üyesi Serpil Selvi (1973-2021), Türkiye'nin 3. akciğer nakli yapılan hastası olurken, Pulmoner Hipertansiyon Derneği başkanlarından Ümit Atlı ise 2007'de, Pulmoner Arteriyel Hipertansiyon (PAH) sebebiyle akciğer nakli yapılan ilk PAH hastası oldu. Hakan Turgut (1961-2016) da 2009 yılında akciğer nakli olan ilk skleroderma hastası oldu. Akciğer nakliyle hayata tutunan hastalar, Schindler'in Listesi'nden esinlenerek bu süreci "Kumbasarın Listesi (Özlem'in Listesi)" olarak adlandırdılar.
Not: Yapay zekayla görseli zenginleştirdik. Sol baştan, Hasan Saruhan (1971-2012), Emel Gülsevim (1981-2013), Mustafa Kırat (1969-2015), Dr. Özlem Özdemir Kumbasar, Kamil Hamidullah, Serpil Selvi ve Ümit Atlı
1998 yılında hemşire Nuran Sağlam, Amerika’da Türkiye’nin ilk akciğer nakli yapılan hastası oldu.
Dünyada ilk akciğer naklini 11 Haziran 1963'te gerçekleştiren Dr. James D. Hardy'nin liderliğindeki ekibin, Türk hekimler Dr. Fikri Alican ve Dr. Şadan Eraslan'ın parmaklarının ucuyla dokundukları o tarihi operasyondan tam 46 yıl sonra, 2009'da Dr. Cemal Asım Kutlu'nun önderliğinde Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları Hastanesi Akciğer Nakli Merkezi, Türkiye'de ilk aktif akciğer nakli programını başlattı.
2012 yılında, 17 yaşındaki Kistik Fibrozis hastası Tuğçe Kübra Başar, 27 Şubat'ta Türkiye'nin ilk Canlı Donör Lober Akciğer Nakli (LDLLT) operasyonunu geçiren hasta oldu.
2019’da, ikinci gebeliği sırasında Pulmoner Arteriyel Hipertansiyon (PAH) gelişen ve iki çocuk annesi olan 26 yaşındaki Sinem Kalın, 12 Kasım 2019 tarihinde Kartal Koşuyolu Akciğer Nakli Merkezi’nde Dr. Ahmet Erdal Taşçı liderliğindeki ekip tarafından yapılan akciğer nakliyle PAH tanısı almış bir hastaya Türkiye’de ilk kez akciğer nakli yapılan hasta oldu.
Ülkemizde kalp-akciğer nakli ve 14 yaş altındaki çocuklara 2024 yılı itibariyle halen akciğer nakli yapılmamaktadır. 14 yaş altı çocuklar yalnızca PHA-Turkey ve Özlem Özdemir Kumbasar girişimiyle başlatılan yurtdışı akciğer nakli programında akciğer nakline erişebildiler. Türkiye'nin ilk başarılı kalp-akciğer nakli hastası da 12 Ağustos 2012 yılında Hannover'de nakli gerçekleştirilen Nuray Arslanoğlu oldu. 8 yaşındaki Miraç Hamitgil'e AKH hastanesinde (VÜANM) 9 Mayıs 2014 günü akciğer nakli gerçekleştirildi.
1991 ile 2008 yılları arasında Türkiye'de akciğer veya kalp-akciğer nakli tedavilerine ihtiyaç duyan hastalar için herhangi bir erişim imkânı yoktu. Bu durum, son çare olarak bu tür tedavilere ihtiyaç duyan hastalar için büyük bir umutsuzluk ve çaresizlik yaratıyordu. Bu sorunu çözmek ve son evre akciğer hastalığına sahip bireylerin tedavi seçeneklerini genişletmek amacıyla, Türkiye'de akciğer ve kalp-akciğer nakli operasyonlarının başarılı bir şekilde gerçekleştirilmesini sağlamak amacıyla çalışan tek sivil toplum kuruluşu Pulmoner Hipertansiyon Hasta Dayanışma Grubu (PHA-Turkey) oldu. Onların mücadelesi, imkansız görünen bir hedefi gerçeğe dönüştürdü.
NOT: Özlemin Listesi (internet araması için)
Yazan: Kamil Hamidullah
Oluşturma Tarihi: Kamil Hamidullah / EKİM 2018
Önceki güncelleme: Kamil Hamidullah / KASIM 2024
Son güncelleme: Kamil Hamidullah / OCAK 2025
#PulmonerHipertansiyon #PAHSSc #PulmonaryHypertension #NadirHastalık #RareDisease #AkciğerNakli