3. PAH Merkezi: İstanbul - Dr. Ayşe Fidan Baturalp ve Dr. Sean Gaine - Amerikan Hastanesi 1999
İstanbul'da PAH hastaları için bir merkez kurulma çalışmaları başlatıldı. Ancak dönemin en büyük sorunlarından biri, hekimlerin bu hastalığa karşı ilgisizliğiydi. Ankara'dan Dr. Lale Tokgözoğlu'nun İstanbul'daki meslektaşlarına yaptığı tüm çağrılar yanıtsız kalıyordu. Türkiye'nin en büyük holdinglerinden ve sağlık sektöründe de faaliyet gösteren Eczacıbaşı'nda çalışan Kamil Hamidullah, topluluğun tüm kurumsal gücüne rağmen İstanbul'da hastalığıyla ilgilenecek ne bir hekim ne de bir hastane bulabiliyordu.
Türkiye'nin önde gelen sağlık kuruluşlarından birinin bile PAH konusunda uzman hekim bulamaması, o dönemde hastalığın ne kadar göz ardı edildiğinin en açık kanıtıydı.
2006 yılında Actelion İlaç’ın Türkiye’de PAH’a sahip çıkmasına kadar, PAH bir hastalık değil, adeta bir kaderdi. Milyonda 1 oranında teşhis edilebilen, tedavi edilemez ve hızla ölüme götüren bir “külfet” olarak değerlendiriliyor ve bu nedenle doktorlar tarafından uğraşmaya değmez bir vaka olarak kabul ediliyordu. Hastalar genellikle baştan savuluyordu.
Amacımız kimseyi ifşa etmek değil, dönemin gerçeklerini daha net ortaya koymaktır. O isimler, yüreğimizde birer yara olarak kalmıştır. O dönemde, Dr. Lale Tokgözoğlu’nun PAH takibi için İstanbul’daki meslektaşlarından destek istediği hekimlerden biri olan İstanbul Tıp Fakültesi’nden bir kardiyoloğun sözleri ise hala unutulmamıştır:
Kamil: Hocam, PAH artık tedavi edilebiliyor. Amerika’dan da doktorlar PAH’ı Türk hekimlerine anlatmak için çok hevesliler.
Dr. N.K.: İyi de benim senden başka PAH hastam olmayacak ki… PAH’ı öğrensem ne olacak?
Dr. N.K.: Sen en iyisi Ankara’ya Dr. Lale’ye gitmeye devam et. Olmadı Amerika’daki doktoruna git.
Kamil: Fakat hocam, arada akciğer kanaması geçiriyorum.
Hamidullah’ın akciğer kanaması geçirdiğini söylemesi bile doktorun umursamaz tutumunu değiştirmedi.
Dr. N.K.: Sorun olmaz. Amerika’ya uçak 10 saatte gidiyor. O zamana kadar bir şey olmaz!
Bu umursamazlık, Hamidullah’ın bir kahraman olarak gördüğü Dr. Tokgözoğlu’nun çabalarına daha da hayran bıraktı. Doktorun, adeta “Haydi, yürü git!” dercesine başından savan tavrı karşısında, yaşadığı şokla diyaloğu uzatmanın bir faydası olmayacağını anladı. İçinde yankılanan bir soruyla sessizce odadan çıktı: “Akciğer kanaması geçiren birini hangi havayolu Amerika’ya taşır?
Bu şartlar altında, Hamidullah PAH takibi konusunda devasa metropol İstanbul'da tek başına kalmıştı.
Arayışlar sonuç veremeyince, Amerika'dan Dr. Rubin ve Dr. Gaine sürece dahil oldular. Yaptıkları araştırmalar sonucunda, John Hopkins Hastanesi ile Amerikan Hastanesi arasındaki kardeş hastane bağlantısı, kritik bir fırsat yarattı. Bu değerli işbirliği sayesinde, 1999 yılında Dr. Ayşe Fidan Baturalp, İstanbul'un ilk ve tek PAH uzmanı oldu ve John Hopkins Hastanesi'nden Dr. Sean Gaine'in rehberliğinde Türkiye'nin üçüncü, İstanbul'un ilk PAH merkezi kuruldu. Bu merkezin sistematik hasta takip programına kabul edilen ilk hasta ise, merkezin kurulmasına vesile olan Kamil Hamidullah oldu.
Yazan: Kamil Hamidullah
Oluşturma Tarihi: Kamil Hamidullah / EKİM 2018
Önceki güncelleme:
Son güncelleme: Kamil Hamidullah / OCAK 2025
#PulmonerHipertansiyon #PAHSSc #PulmonaryHypertension #NadirHastalık #RareDisease