1942 - Paul Klemperer (1887–1964) - Kollajen Hastalıklar
Klemperer ve meslektaşları, 1942 yılında tıp literatürüne "kollajen hastalıkları" terimini kazandırdılar. Bu kapsamda, sklerodermayı bu hastalık grubuna dahil ederek, lupus eritematozus sistemik ve dermatomiyozit gibi hastalıklarla ortak özelliklerini tanımladılar. 7
Klemperer'in "kollajen hastalıkları" sınıflandırması, tıp dünyasına dört önemli katkı sağladı:
1972 - Gordon C. Sharp - Karışık Bağ Dokusu Hastalığı
1972 yılında Dr. Gordon C. Sharp ve araştırma ekibi, tıp dünyasında önemli bir keşif yaptı. Karışık Bağ Dokusu Hastalığı (Mixed Connective-Tissue Disease/MCTD) adını verdikleri yeni bir otoimmün hastalığı tanımladılar.
Bu hastalık, birkaç farklı otoimmün rahatsızlığın özelliklerini bir arada göstermesiyle dikkat çekiciydi. Sistemik lupus eritematozus (SLE), sistemik skleroz (skleroderma), romatoid artrit ve polimiyozit gibi hastalıkların belirtileri aynı hastada görülebiliyordu.
MCTD'nin en ayırt edici özelliği, vücutta RNP (Ribonükleoprotein) adı verilen çekirdek proteinlerine karşı oluşan güçlü bağışıklık tepkisiydi. Bu özellik, hastalığın tanısında çok önemli bir belirteç olarak kullanılmaya başlandı.
Hastalığın teşhisi, klinik belirtilerin yanı sıra özellikle kan testleriyle yapılan antikor taramaları gibi serolojik kriterlere dayanıyordu. Sharp ve ekibinin bu keşfi, sadece MCTD için değil, skleroderma gibi diğer otoimmün hastalıkların tanısında da kan testlerinin kullanımını yaygınlaştırdı. 3
Zaman içinde bu hastalık, keşfeden bilim insanının adıyla "Sharp hastalığı" veya "Sharp sendromu" olarak da anılmaya başlandı. Bu keşif, otoimmün hastalıkların karmaşık doğasının anlaşılmasında önemli bir adım olmuştur. 4
Yazan: Kamil Hamidullah / KASIM 2019
Önceki güncelleme: NİSAN 2024
Son güncelleme: Kamil Hamidullah / ŞUBAT 2025
#Skleroderma #PAHSSc #Scleroderma #NadirHastalık #RareDisease