Bartolomeo Gosio (1863-1944)
Gosio'nun Pellegrayla İmtihanı
19. yüzyılın sonlarında bilim insanları, bir antibiyotik ajanı keşfetme umuduyla çalışmalarını sürdürüyordu. Halk sağlığına İtalyan doktor Bartolomeo Gosio da bu bilim insanlarından biriydi. Ancak bu hayal, 1928 yılında Alexander Fleming'in penisilini keşfetmesiyle gerçeğe dönüştü. Fleming (1881-1955), antibiyotiği keşfetse de, II. Dünya Savaşı'na kadar buluşunun önemini dünyaya tam olarak anlatamadı.
Tam da nixtamalizasyon işleminin göz ardı edilmesi nedeniyle salgına dönüşen pellegra hastalığı, 1893 yılında Gosio'nun da dikkatini çekti. Gosio, bu hastalığın mısır tüketimiyle ilişkili olduğunu fark etti ve bunun mikrobik ya da toksik bir etkenden kaynaklanabileceğini düşündü. Hastalığa karşı antibiyotik bulma umuduyla yürüttüğü araştırmalarda, çürümüş mısırda bulduğu bir küf türünü izole etti. Başlangıçta bu küfün Penicillium glaucum olduğunu sandı, ancak günümüzde bu küfün aslında Penicillium brevicompactum olduğu biliniyor.
Gosio, bu küfün süzgeçlerinden, fenolik özelliklere sahip bir maddeyi izole etmeyi ve kristalleştirmeyi başardı. Fenolik bileşikler, kimyada antibakteriyel özellikleriyle bilinen organik bileşiklerdir. Gosio, elde ettiği bu maddenin daha önce bilinen p-hidroksihidrosinamik asit olduğunu düşündüğü için ona yeni bir isim vermedi. Oysa bu madde, aslında bugün mikofenolik asit (MPA; mycophenolic acid) olarak bilinen bileşikti. Ancak Gosio, bunun farkına varamadı.
Elde ettiği az miktardaki mikofenolik asit ile yaptığı deneylerde, bu maddenin şarbon hastalığına neden olan Bacillus anthracis bakterisinin büyümesini engellediğini ve öldürdüğünü keşfetti. Bu buluş, antibiyotik özellikleri taşıyan ilk maddelerden biri olarak tarihe geçti ve mikofenolik asit, modern anlamda bir antibiyotik olarak kabul edilebilecek özelliklere sahipti. Ancak, tarihin ilk antibiyotiği insanların üzerinde ciddi yan etkilere yol açtığı için Gosio, çalışmalarını daha ileriye götürmedi. 1896'da bulgularını yeniden özetlemesine rağmen, muhtemelen pellegra üzerine odaklandığı için mikofenolik asidi daha fazla araştırma gereği duymadı ve pellegra için etkili bir antibiyotik arayışına geri döndü.
Gosio, 1893 yılında "Pellegra Etiyolojisine Katkı: Mısırdaki Değişiklikler Üzerine Kimyasal ve Bakteriyolojik Araştırmalar" (Contributo all’etiologia della pellagra. Ricerche chimiche e batteriologiche sulle alterazioni del mais) başlıklı çalışmasını yayımladı. Bu çalışma, G. R. Accad. Med. Torino dergisinde (61. sayı, 16 Mayıs 1893, s. 484-487) yer aldı. 1896 yılında ise "Mısırdaki Değişiklikler Üzerine Bakteriyolojik ve Kimyasal Araştırmalar – Pellegra Etiyolojisine Katkı, 2. Rapor" (Ricerche batteriologiche e chimiche sulle alterazioni del mais – Contributo all’etiologia della Pellagra (Memoria 2a)) adlı çalışmasını Rivista d’Igiene e Sanità pubblica dergisinde (7. Yıl, Sayı 21, s. 825-868) yayımladı. Aynı yıl, "Bazı İfomisetler Tarafından İstilaya Uğramış Mısırdaki Zehirlerin Fizyolojik Etkisi Üzerine – Pellegra Etiyolojisine Katkı, 3. Rapor" (Sull’azione fisiologica dei veleni del mais invaso da alcuni ifomiceti – Contributo all’etiologia della Pellagra (Memoria 3a)) adlı çalışmasını da aynı derginin 7. Yıl, Sayı 24 (16 Aralık 1896, s. 961-981) sayısında yayımladı.
Gosio'nun Arsenikle İmtihanı
19. yüzyılda, duvar kağıtlarında yaygın olarak kullanılan Scheele yeşili ve Schweinfurt yeşili gibi boyalar yüksek miktarda arsenik içeriyordu. William Henry Perkin'in (1838-1907) anilin boyaları geliştirmesine rağmen, arsenik içeren boyalar popülerliğini koruyordu. İngiliz tıp dergisi The Lancet, bu duvar kağıtlarıyla kaplı odalarda uyuyan çocuklarda arsenik zehirlenmesi vakalarını bildiriyordu. İlginç bir şekilde, bu odalarda tahtakurusu bulunmaması da arsenik varlığının bir göstergesiydi.
Yazan: Kamil Hamidullah / KASIM 2023
Önceki güncelleme:
Son güncelleme: Kamil Hamidullah / MART 2025
#AkciğerNakli #PAHSSc #LungTransplant #OrganBağışı #OrganNakli #OrganDonation #MikofenolikAsit #CellCept #BartolomeoGosio #LTx