PAH ve Skleroderma: Genellikle Birlikte İlerleyen İki Hastalık
Skleroderma, ya da sistemik skleroz (SSc), ve pulmoner arteriyel hipertansiyon (PAH) birbirinden farklı iki hastalık olmalarına rağmen genellikle bir arada görülmekte, bu da hastalar için tedavi ve hastalık yönetimini daha karmaşık hale getirmektedir. Aşağıda her iki hastalık hakkında genel değerlendirmeler ile neden birinin diğerine neden olabileceği hakkında açıklamalar yer alıyor.
Skleroderma
ABD’de yaklaşık 300.000 skleroderma hastası olduğu tahmin edilmektedir. Hastalığın teşhisi zordur ancak bağ dokusunun ciltte ve/veya iç organlarda aşırı üretimi ile kendini gösterir. Bağ dokusundaki hücrelerin ürettiği kolajen proteini, olması gerekenden fazla üretilmekte ve dokuların sertleşmesine neden olmaktadır. Sklerodermadan en yaygın etkilenen iç organlar sindirim sistemine ait organlar, kalp ve akciğerlerdir.
Kan damarlarını çevreleyen dokunun sertleşmesine de sıklıkla rastlanmaktadır, ki bu da damarların daralmasına neden olmaktadır. Bu durum ellerde görüldüğünde ise hastalar sklerodermayla eşzamanlı görülen rahatsızlıklardan en yaygın olanlarından Raynaud hastalığı semptomlarına maruz kalırlar.
Pulmoner arteriyel hipertansiyon (PAH)
PAH nadir bir hastalık olarak kabul edilmektedir, başka bir deyişle ABD’de herhangi bir zamanda bu hastalığa sahip olanların sayısı 200.000 kişiyi geçmemektedir. Belirtilerinin diğer kalp ve akciğer hastalıklarının bulgularına benzemesi nedeniyle bu hastalığa tanı konulması genellikle zordur.
Fiziksel muayene ve aralarında ekokardiyogram ve altı dakika yürüme testinin de bulunabileceği testlerin ardından bir doktor hastasında PAH olduğunu teyit etmek için kalbin sağ karıncığındaki tansiyonu ölçmeye yarayan sağ kalp kateterizasyonu uygular.
Ortalama pulmoner arter basıncının (OPAB) dinlenik halde 25 mmHg’den fazla olması PAH olarak sınıflandırılır (normal aralık 8 ve 20 mmHg kabul edilmektedir). Dünya Sağlık Örgütü WHO’nun sınıflandırma sistemine göre hastalar 1.grup en hafif, 4.grup en ciddi komplikasyonları gösteren olmak üzere dört grupta sınıflandırılır.
PAH’lı hastalarda, akciğerlerdeki kan basıncının/tansiyonun artması nefes darlığına, yorgunluğa, denge kaybına ve şişliğe neden olabilir.
Skleroderma ve PAH arasındaki bağlantı
Skleroderma gibi bağ dokusu hastalıkları PAH’a neden olabilir ve kan damarlarının çevresindeki bağ dokusunun kalınlaşması nedeniyle skleroderması olan hastalarda PAH ortaya çıkması riski daha fazladır (skleroderma hastalarının yüzde onunda PAH ortaya çıkmaktadır).
Kan damarları tıkanır ya da daralırsa, kalbin sağ karıncığı, akciğerlere kan pompalamak için daha fazla çalışmak zorundadır. Bu ise nihayetinde kalp yetmezliğine ve ölüme neden olabilir. Skleroderma hastalarının yılda bir kez PAH için taramadan geçirilerek PAH tanısının başlangıç seviyesinde konması ve böylelikle hastalığın tedavisine başlanması önerilmektedir. Tedavi edilmeyen PAH ölümcül olabilir.
Skleroderma ilişkili PAH’ın tedavisi
Skleroderma ilişkili PAH’ı tedavi etmek için doktorlar genellikle ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından PAH hastaları için onaylanan ilaçları reçete ederler. Skleroderma ilişkili PAH hastalarında prognoz sadece PAH’lı olan hastalara göre daha zayıf olmakla birlikte ilaçlarda kaydedilen ilerlemeler ve erken teşhisi mümkün kılan daha iyi tarama teknikleri sayesinde bu durum düzelmektedir.
Skleroderma ilişkili PAH’ın tedavisinde kullanılan PAH ilaçları arasında epoprostenol, iloprost ve treprostinil gibi prostasiklin analogları; Tracleer (bosentan), Opsumit (macitentan) ve Letairis (ambrisentan) gibi endotelin reseptörü analogları; Revatio (sildenafil) gibi fosfodiesteraz 5 inhibitörleri ve Adempas (riociguat) gibi guanilat siklaz stimülatörleri bulunmaktadır.
Klinik çalışmalar
İlaç ve biyoteknoloji şirketleri skleroderma ilişkili PAH için yeni tedaviler geliştirmek üzere çalışmalarına devam ediyorlar.
Bir tromboksan A2/prostaglandin H2 reseptör antagonisti olan ve Cumberland Pharmaceuticals tarafından üretilen oral Vasculan (ifetroban), yüksek kan basıncına neden olan kan damarı kasılmasını hafifletmeye yardım edecek araştırma aşamasındaki bir tedavidir. Vasculan şu anda faz II çalışma aşamasındadır (ABD’deki klinik araştırma no: NCT02682511 -- https://clinicaltrials.gov/ct2/show/study/NCT02682511).
Diğer bir potansiyel tedavi ise, B hücrelerinin yüzeyinde bulunan CD20 isimli bir proteine karşı oluşturulmuş bir monoklonal antikor olan rituximab’dır. Rituximab’ın akciğerlerdeki fibrozisin ilerlemesini yavaşlatabileceği düşünülmektedir ve şu anda bu belirti için bir faz II klinik araştırmasında test edilmektedir (ABD’deki klinik araştırma no: NCT01086540 -- https://clinicaltrials.gov/ct2/show/study/NCT01086540).