Down Sendromlu Bebekler Doğumdan Önce PAH, Riski Taşıyabilirler
Gelişimleri sırasında Down Sendromuyla doğacak bebeklerin akciğerlerine daha yüksek düzeyde anti-anjiojenik faktörler bulunur. Araştırmacıların raporlarına göre bu faktörler, fetal akciğer damar gelişmesine zarar verir ve pulmoner arteriyel hipertansiyon (PAH) gelişmesine potansiyel olarak katkıda bulunur.
“Down Sendromunda çoğalmış anti-anjiojenik faktörlerin artmış ekspresyonu: Abnormal Akciğer damar büyümesindeki potansiyel rolü ve pulmoner hipertansiyon riski” adlı araştırma Plos One açık erişim bülteninde yayınlanmıştır.
Down Sendromlu süt çocukların (infantların)( aynı zamanda Trisomy 21 olarak da adlandırılır) PAH oluşumu için daha yüksek risk taşıdıkları bilinmesine rağmen, onların bu hastalığa bağışıklıklarının olmamasının altında yatan mekanizmalar hala az anlaşılır durumdadır.
Muhtemel bir mekanizmaya göre, anjiojenesise veya yeni kan damarlarının gelişmesine bağlıdır. Daha önce yapılan çalışmaların ileri sürdüğüne göre, anjiojenesisin embriyonik gelişim sırasında, erken safhada kesintiye uğraması, damar formasyonu gelişimini olumsuz şekilde etkiler ve hayvanlar üzerinde yapılan araştırmaların gösterdiğine göre, akciğerlere has bir durum olarak, böyle formasyonun kesintiye uğraması, alveolar gelişmeye zarar verir ve PAH oluşumuna katkıda bulunur.
Bu sonuçların gösterdiğine göre, anjiojenik uyarının erken kesintiye uğraması, akciğer abnormalliklerine ve PAH’a bağışıklık olmamasının artmasına katkıda bulunabilir. Down Sendromu kromozom 21’in ekstra üçüncü kopyası nedeniyle kaynaklanır. Birçok anti-anjiojenetik faktörler, kromozom 21’ de şifrelenmiştir. Bu da bu genlerin Down Sendromlu hastalarda üç kat çoğalması anlamına gelir.
Araştırmacılar, kromozom 21’ in fazla ekspresyonunun Down Sendromlu bebeklerin in utero halindeyken ( rahim içindeyken) abnormal akciğer gelişmesine katkıda bulunup bulunmadığını incelediler. Ekip, kollagen 18a1 (endostatin, ES), beta-amyloid peptit (BAH) ve Down Sendromu Kritik Bölüm 1 (DSCR-R) faktörlerini hem tek başına hem birleşik olarak analiz etti.
Araştırmacılar, Maryland Üniversitesi, Baltimor biyobankasında saklanmış Down Sendromlu ve Down Sendromsuz deneklerden fetüs akciğer dokusu topladılar. Daha sonra 84 anjiojenesize bağlı gen ekspresyonunu analiz ettiler. Analiz sırasında, fetal akciğerlerdeki anti-anjiojenik ES faktörlerin, amyloid protein prekürsörü (APP, BAP Prekürsörünü şifreleyen gen) ve DSCR-1 de hem gen hem de protein ekspresyonuna özellikle dikkat ettiler. Ekip aynı zamanda, deneklerin akciğer damarlarındaki yoğunluğu ve çeper kalınlığını analiz ettiler.
Bu analiz, Down Sendromludan alınan fetal dokuda, akciğer gelişimi sırasında, artan anti-anjiojenik faaliyet gösterdi. Dahası, araştırmacılar Down Sendromlu olmayanların kontrolüne kıyasla, azalan microvasküler yoğunluk ve artmış olan pulmoner arteryel kalınlık saptadılar. Gerçekten sonuçlar, Down Sendromlu fetüslerde, akciğer vasküler ağında bozulmuş oluşum gösteriyor.
Ek olarak, araştırmacılar, Down Sendromlu akciğer dokusunda, anti- anjiojenik faktörlerin artan düzeylerini, COL 18A1, APP, COL4A3 ve metallopeptidaz 3 ( TIMP3) doku inhibitörü dahil olmak üzere saptadılar. Fetal akciğer örneklerinde, Down Sendromlu hastalar aynı zamanda kontrollere bağlı olarak, yüksek düzeylerde ES, APP ve DSCR-1 ( aynı zamanda protein düzeyinde) sergilediler.
Bu sonuçlar, bir in utero anti-anjiojenik ortamın Down Sendromlu çocukların bebeklikleri sırasında daha yüksek PAH riskinde olmalarında pay olduğunu göstermektedir.