PAHSSc, Nadir Hastalıklar Gününü Destekliyor

15 MAYIS - İLK KURŞUN - HASAN TAHSİN, GERÇEK ADIYLA OSMAN NEVRES'İ SAYGIYLA ANIYORUZ - 2020.05.15

 

15 Mayıs 2020 Yurdumuzun işgaline karşı ilk kurşunu sıkan büyük kahraman Hasan Tahsin, gerçek adıyla Osman Nevres'i (1888, Selanik - 15 Mayıs 1919) rahmetle anıyoruz.

SEFALET İÇİNDE YAŞAMAKTANSA ÖLMEK DAHA HAYIRLIDIR

"Amiral Calthorpe, İtilaf Devletleri'nin Yunanlıların, İzmir'e çıkması kararlaştırılmıştır. Katiyen karşı koymayacaksınız.
Bir hareket yapmayacaksınız. Yaparsanız fena olur." dediler.
Herkes bir şey söylemeye başladı.
Bir genç var orada.
Dedi "Karşı koyalım."
"Nasıl karşı koyarız?"
"Basbaya karşı koyarız. Silahla karşı koyarız."
"Bu kim?" dedim Şevki Bey'e.
"Bu" dedi. "Gazeteci HASAN TAHSİN.
Hukuk-u Beşer Gazetesini çıkaran arkadaş bu" dedi.
Heyecanla söylüyordu o.
"Mütemadiyen, silahla müdafaa edelim."
"Ya ölürüz" dedi, Vasfi.
"Sefalet içinde yaşamaktansa ölmek daha hayırlıdır."
"Ölelim" dedi.
"Ne var?"

(İtilaf devletlerinin desteğini alan Yunanların İzmir'e çıktığı 15 Mayıs 1919 tarihine tanıklık eden Ahmet Nazmi Akdeniz'in yaşadıklarının anlatımından. 1980)

#izmir #ilkkurşun #kahraman #hasantahsin

 


 

 

Hasan Tahsin ya da gerçek adıyla Osman Nevres (1888, Selanik – 15 Mayıs 1919, İzmir), 15 Mayıs 1919 tarihinde İzmir’e çıkartma yapan, seçkin askerlerden oluşan Yunan Efzon Alayı işgal askerine, Kordonboyu’ndan ilk kurşunu sıkarak Türk direnişini başlatan ulusal sembol kişi, yazar ve gazetecidir.

İzmir’in Yunanlılarca işgal edilmesinin ardından şehri Yunanlara teslim etmek istemeyenler tarafından “Redd-i İlhak Heyeti Milliyesi” isimli bir dernek kurulmuştur. 14 Mayıs’ı 15 Mayıs’a bağlayan gece binlerce İzmir’li eski musevi mezarlığında (Maşatlık meydanı) toplanmıştı. Bu esnada İngiliz, Fransız, Amerikan, İtalyan ve Yunan zırhlıları İzmir Körfezi’nde bulunuyordu. Kalabalığa hitap eden önemli bir isim, o zamanın Belediye Başkanı Hacı Hasan Paşa’ydı. Belediye Başkanının yanı sıra topluluğa hitap eden bir diğer önemli isim ise Hukuk-u Beşer gazetesinin başyazarı olan Hasan Tahsin’di. Halkı direnmeye çağırıyorlardı.

Tahsin, konuşmasında Paris Barış Konferansı kararlarını sert bir dille eleştiriyor, gazetede yazdığı gibi “Burayı Yunan’a vermeyeceğiz. Vermek isteyen kuvvetle paylaşacak kozumuz var” diyordu. Bu geceye yakın akşam üzeri Moralızade Halit Bey, Mustafa Necati ve Ragıp Nurettin’in bir grup vatansever ile birlikte hazırladığı, “Redd-i İlhak Heyeti Milliyesi” tarafından dağıtılan bildiride;

“ …Ey bedbaht Türk!.. Yunan hakimiyetini kabule taraftar mısın? Artık kendini göster. Tekmil kardeşlerin Maşatlık Meydanındadır. Oraya yüzbinlerle toplan.. Orada zengin, yoksul, bilgin, cahil yok. Fakat Yunan egemenliğini istemeyen bir mutlak çoğunluk var. Geri kalma!.. Binlerler, yüzbinlerle Maşatlık’a koş. Ve Milli Kurul’un buyruğuna uy….” yazıyordu.

15 Mayıs 1919 sabahı saat yedi buçuk sıralarında önce Yunan gemilerinden Patris ve Atronitos isimli gemiler Pasaport’a yanaştı ve bir grup Yunan Efzon Alayı saat 08:55 sıralarında askeri gemiden inerek karaya çıktı. Temiastokles gemisi ise 5. Piyade Alayı’nı Punta iskelesine çıkarmıştı. Bunlar Punta’dan ilerleyerek Kadifekale’yi işgal edeceklerdi. Bu esnada onbinlerce yerli Rum ellerindeki Yunan bayrakları ve çiçekler ile Kordonboyu’nu kaplamışlardı. İzmir’li Rumlar işgal haberini 13 Mayıs Salı günü öğleden sonra Aya Fotini Kilisesi’nde Yunan albay Mavrudis tarafından okunan Venizelos’un beyannamesiyle öğrenmişlerdi. Kalabalık inen Yunan askerlerine alkış tutuyordu. Gelen askeri tabur, İzmir Metropoliti Hristostomos tarafından takdis ediliyordu. Metropolit Yunan bayrağını öptü ve bu esnada ağladığı görülüyordu. İlk Yunan taburu daha sonra buradan yaya olarak Hükumet konağı, kışla, kokaryalı istikametinden Karantina’ya doğru yürüyüşe geçmişti. Hasan Tahsin Konak Meydanı Kordonboyu’nda koyu renkli takım elbisesi ile bekliyordu.Yürüyüş kolunun baş tarafı kışla hizasını geçip yola saptıktan sonra, Hasan Tahsin kalabalığın arasından sıyrılarak öne geçti.

Hasan Tahsin’in sesli bir şekilde “Olamaz, olamaz, böyle ellerini sallaya sallaya giremezler” diye söylendiği duyulmuştur. Tahsin daha sonra yanında bulunan revolver ile düşmana ilk ateşi açmış ve iki Efzon askerini öldürmüştü. Bazı anlatımlara göre ise Tahsin sadece Yunan Efzun Alayı’nın bayraktarını öldürdüğü belirtilmekte ve bu görüş daha fazla kabul görmektedir. Tahsin tabancasındaki tüm fişekleri düşman askerine karşı ateşlemişti. Böyle bir direniş beklemeyen Yunan Alayı şaşırmıştı. Daha sonra ise yanında fazla yandaşı olmayan Tahsin, Yunan Alayı tarafından açılan ateş ve ardından süngüleme sonucunda, Kordonboyu’nda kalabalığın önünde henüz 31 yaşında yaşama veda etmiştir. Hasan Tahsin’in cesedi ise İzmir Saat Kulesi’nin altında bulunmuştur.

Hasan Tahsin’in işgal askerlerine sıktığı ilk kurşun, Türk Kurtuluş mücadelesinde diğer yerlere de örnek teşkil etti. Aydın ve Balıkesir’de işgale karşı direniş baş gösterdi. Çerkez Ethem Yunan işgaline karşı efeleri toparladığı gün Demirci Mehmet Efe ayağa kalkarak; “Bir genç düşmana ilk kurşunu sıkmış, bundan sonrası bize düşer!” demiştir.

 

https://www.gozlemgazetesi.com/HaberDetay/252/1124697/15-mayis-1919-izmirin-isgali-ilk-kursunu-atan-hasan-tahsin-kimdir.html

 


 

 

Onu ve tüm şehitlerimizi sevgi, saygı, rahmet ve minnetle anarken, yazımızı bir başka basın şehidi Uğur Mumcu'nun adeta günümüz gazetecilerine ders niteliğindeki şu unutulmaz sözleriyle noktalayalım:
“Gazeteciysen boyun eğmeyeceksin, boyun eğeceksen gazeteciyim demeyeceksin!..”

Uğur Dündar

Eskişehir Web Tasarım