PAHSSc, Nadir Hastalıklar Gününü Destekliyor

KTEPH'İN TARİHÇESİ -1- JOHN HEYSHAM GİBBON (1903-1973) KALP-AKCİĞER MAKİNESİNİ GELİŞTİRDİ - 2024.07.15

KTEPH'in Tarihçesi -1- John Heysham Gibbon (1903-1973) Kalp-Akciğer Makinesini Geliştirdi

 

1953

 

Dr. John Heysham Gibbon'un kalp-akciğer makinesini geliştirme yolculuğu, 1930'larda yaşadığı trajik bir olayla başladı. Pennsylvania Hastanesi'nde cerrahi ihtisasını tamamladıktan sonra, 2930'da Boston'daki Massachusetts General Hospital'da Cerrahi Şefi Dr. Edward Churchill ile çalışmaya başladı. 2

 

3 Ekim 1930'da, genel cerrahi bir ameliyat sonrası büyük pulmoner emboli geçiren genç bir kadın hastanın durumuna tanık oldu. Dr. Gibbon, hastayı gece boyunca yakından takip etti. Hastanın durumu kötüleşince, Dr. Churchill kapalı bir pulmoner embolektomi (Trendelenburg ameliyatı) gerçekleştirdi, ancak ne yazık ki hasta kurtarılamadı. 2

 

Bu olay, Dr. Gibbon'u derinden etkiledi. O dönemde akciğer ameliyatları çok sınırlı olanaklarla yapılabiliyordu. Teorik olarak, pıhtıyı çıkarmak basit bir işlem gibi görünse de, hastanın kendi solunumu ve kalbi kanı pompalamaya devam ederken bunu gerçekleştirmek imkansızdı.

 

Bu acı deneyim, Dr. Gibbon'u kalp ve akciğer işlevlerini geçici olarak üstlenebilecek bir cihaz geliştirme fikrine yöneltti. Bu düşünce, sonunda kalp-akciğer bypass pompası oksijenatörünün (kalp-akciğer makinesi) icadına yol açtı. 3

 



Oysa ki dünyaca ünlü cerrah Christian Albert Theodor Billroth (1829-1894), 1882 yılında insan kalbini ameliyat etmenin en iyi ihtimalle aptallık ve en kötü ihtimalle cehalet olduğunu belirtmişti. Sümerler'den (M.Ö. 5000-2000) gelen dini ve ahlaki dogmalar nedeniyle kalp, sadece bir pompa değil, aynı zamanda kutsal bir organ olarak kabul ediliyordu. Bu yüzden, kalbe müdahale etmek neredeyse imkansız görünüyordu. Yirminci yüzyılın başlarında, insan kalbini güvenli bir şekilde ameliyat etmek hayal olarak görülüyor ve böyle bir düşünce alay konusu oluyordu. 5

 

Ancak, kalp durmuşken üzerinde çalışma yeteneğini geliştiren ve vücudu hayatta tutmayı başaran cesur erkekler ve kadınlar, tıp alanını en çılgın hayallerin ötesine taşıdılar. Bu öncü insanlar, tıbbi alanda devrim yaratarak, bugün milyonlarca hayatı kurtaran kalp cerrahisi tekniklerinin temelini attılar. 4

Bu cesur insanlardan biri de Dr. Gibbon'du. Kalp-akciğer makinesi üzerinde çalışmalarına başladı.


Gibbon, 1934 ve 1935 yılları arasında, kalp-akciğer makinesinin bir prototipini yaptı ve insanlarda kullanmadan önce sorunları değerlendirmek için işlevini kediler üzerinde test etti. 6

1940'larda Dr. Gibbon, bir mühendis ve International Business Machines'in (IBM) başkanı Thomas Watson ile tanıştı. Gibbon ve Watson, IBM'den diğer mühendislerle birlikte, etkili bir kardiyopulmoner bypass makinesi geliştirmek için işbirliği yaptılar. 5

John Gibbon'un tıp dünyasına yaptığı çığır açıcı katkı, uzun yıllar süren özverili çalışmaların sonucunda gerçekleşti. 6 Mayıs 1953 tarihi, kalp cerrahisi için bir dönüm noktası oldu. Bu tarihte Gibbon, dünyanın ilk başarılı açık kalp ameliyatını ekstrakorporeal oksijenasyon kullanarak gerçekleştirdi. 6

 

Bu başarı, 22 yıllık yorulmak bilmeyen bir çabanın meyvesiydi. Gibbon'un ekstrakorporeal bir devre geliştirme çalışmaları, uzun yıllar boyunca meslektaşları tarafından şüpheyle karşılandı ve çoğu zaman zaman kaybı olarak görüldü. Ancak Gibbon, vizyonuna olan inancını hiç kaybetmedi. 6

 

Sonuç, modern tıbbın en önemli başarılarından biri oldu. Dr. Gibbon'un geliştirdiği kalp-akciğer makinesi, kalp cerrahisinde devrim yaratarak daha önce imkansız görülen karmaşık kalp ameliyatlarının gerçekleştirilmesini mümkün kıldı. Bu teknoloji, çeşitli kardiyopulmoner hastalıkların (kalp ve akciğer hastalıkları) tedavisi ve organ naklinde hayat kurtaran bir yöntem olarak geniş çapta kullanılmaktadır. Akut trombektomi için nadiren kullanılsa da, kronik tromboembolik pulmoner hipertansiyonun (kronik pıhtı kaynaklı akciğer yüksek tansiyonu) tedavisinde önemli bir rol oynamaktadır. 4

 

 

Cecelia Bavolek ve Dünyanın İlk Başarılı Açık Kalp Ameliyatı

 

Cecelia Bavolek, doğuştan kalbinde yaklaşık yarım dolar büyüklüğünde bir delikle (atrial septal defekt) dünyaya geldi. Bu durum, kalbin üst odacıkları arasında kanın anormal şekilde karışmasına neden oluyordu. 18 yaşına kadar herhangi bir belirti göstermeyen Bavolek, 1952 yılında Wilkes College'da üniversiteye başladığında sorunlar ortaya çıkmaya başladı. Kalbi büyümüş, nefes almakta zorlanıyor ve merdiven çıkarken yoruluyordu. Ocak 1953'te zatürree nedeniyle hastaneye kaldırıldı ve öksürüğünde kan görülmeye başlandı. Doktorlar, kalbindeki deliğin kapatılmaması durumunda hayatının tehlikede olduğunu söyledi.

 

Dr. John H. Gibbon ve Kalp-Akciğer Makinesi

 

Dr. John H. Gibbon, 1930'lardan beri kalp-akciğer makinesi üzerinde çalışıyordu. Bu makine, kalp ve akciğerlerin geçici olarak devre dışı bırakılarak, vücudun kan dolaşımını ve oksijenlenmesini sağlayacak bir sistemdi. Gibbon, 1953 yılına kadar bu makineyi hayvanlar üzerinde test etmiş, ancak insanlar üzerinde henüz tam olarak başarıya ulaşamamıştı. İki çocuk hastasını kaybetmesi nedeniyle makineyi bir süreliğine terk etmişti. Ancak Cecelia Bavolek'in acil durumu, bu teknolojinin tekrar denenmesi için bir imkan sağladı.

 

Tarihi Ameliyat: ASD kapatma - 6 Mayıs 1953

 

Dr. John H. Gibbon, ameliyat öncesinde Cecelia Bavolek’e, kalp-akciğer makinesinin geçici olarak kalbi ve akciğerleri yerine geçerek onu hayatta tutacağını anlattı. Bu ameliyat, tıpkı bir bilim kurgu hikayesini andırıyordu. 6 Mayıs 1953’te, 18 yaşındaki Bavolek, tarihteki ilk başarılı açık kalp ameliyatı için gönüllü oldu.

 

Operasyon sırasında Gibbon’un geliştirdiği makine 26 dakika boyunca çalışarak Bavolek’in kalp ve akciğer fonksiyonlarını üstlendi. Başlangıçta kalbindeki deliğin bir yama ile kapatılması planlanmıştı, ancak ameliyat sırasında ortaya çıkan komplikasyonlar nedeniyle Gibbon, yaklaşık yarım dolar büyüklüğünde deliği dikişle kapatmaya karar verdi. Kalbi tekrar çalıştırıldı ve ameliyat başarıyla tamamlandı.

 

Ameliyatın tamamı yaklaşık 4 saat sürdü. Bu süre, o dönem için oldukça uzun ve karmaşık bir prosedürdü. Ancak ameliyat başarılı oldu ve Bavolek hızla iyileşmeye başladı. 13 gün sonra sağlıklı bir şekilde taburcu edildi.


Dr. Gibbon'un bu başarısına rağmen, aynı yıl içinde kalp-akciğer makinesi kullanarak gerçekleştirdiği iki baypas ameliyatı başarısız oldu ve her iki çocuk hasta da hayatını kaybetti. Bu trajedi, Gibbon’u derinden etkiledi ve bir daha ameliyat yapmama kararı almasına yol açtı.

 

Ameliyatın Önemi ve Dr. Gibbon'un Mirası

 

Cerrah Harry Mitchell Sherman (1856-1921), 1902 yılında Amerikan Tıp Birliği'nin toplantısında yaptığı konuşmada şu sözleriyle dikkat çekti: "Kalbe giden yol, düz bir çizgide sadece iki ya da üç santimetredir, ancak cerrahinin bu yolu katetmesi neredeyse 2.400 yıl sürdü." Sherman, bu sözleriyle özellikle göğsü yaralanmış veya delinmiş hastalarda hasarlı kalpleri dikme girişimlerine atıfta bulunuyordu. Kalp onarımı, tıp tarihi boyunca hekimler için büyük bir meydan okuma olmuştu. Bu zorluk, Hipokrat'a kadar uzanır. Hipokrat, kalbi "son derece güçlü bir kas" olarak tanımlamış ve tarihte ilk kez bir kalp krizini kayda geçirmişti. Ancak o dönemde kalp yaralanmalarının tedavisi imkansız görülüyordu. Hipokrat, "Kalpteki bir yara ölümcüldür," diye yazmıştı.

 

19. yüzyılda bile kalp cerrahisi, tıp dünyasında büyük bir tartışma konusuydu. Dünyaca ünlü cerrah Christian Albert Theodor Billroth (1829-1894), 1882 yılında insan kalbini ameliyat etmenin "en iyi ihtimalle aptallık, en kötü ihtimalle cehalet" olduğunu belirtmişti. Benzer şekilde, 1896 yılında İngiliz cerrah Stephen Paget (1855-1926)"Kalp cerrahisi, doğa tarafından cerrahi için konulan sınıra ulaştı: Hiçbir yeni yöntem ve hiçbir yeni buluş, bir kalp yarasını onarmak için doğal zorlukların üstesinden gelemez!" demişti. Bu sözler, o dönemde kalp cerrahisinin ne kadar riskli ve imkansız görüldüğünü gösteriyordu.

 

Ancak tıp dünyası, bu sınırları aşmak için çabaladı. 6 Mayıs 1953'te Dr. John H. Gibbon, ilk kez bir kalp-akciğer makinesi kullanarak başarılı bir açık kalp ameliyatı gerçekleştirdi. Bu ameliyat, tıp tarihinde bir dönüm noktası oldu. Dr. Gibbon'un çalışmaları, modern kalp cerrahisinin temellerini attı ve binlerce hastanın hayatını kurtaran bir teknolojinin önünü açtı. Bu buluş, sadece açık kalp ameliyatlarını değil, aynı zamanda pulmoner endarterektomi gibi kompleks prosedürler ve organ nakilleri gibi yaşam kurtarıcı müdahaleler için de bir devrim yarattı.

 

Sherman'ın bahsettiği 2.400 yıllık süre, kalp cerrahisinin ne kadar yavaş ve zorlu bir yolculuktan geçtiğini gösterir. Hipokrat'ın zamanından 20. yüzyıla kadar, kalp cerrahisi alanında kayda değer bir ilerleme sağlanamamıştı. Ancak Dr. Gibbon gibi öncülerin cesaret ve azmi sayesinde, kalbe giden yol nihayet aşıldı ve kalp cerrahisi, tıbbın en önemli başarılarından biri haline geldi.

 

Cecelia Carolyn "Ceely" Bavolek'in Sonraki Yaşamı

 

Cecelia Bavolek (13 Kasım 1934-19 Kasım 2000), ameliyattan sonra sağlıklı bir yaşam sürdü. Evlendi, bir aile kurdu ve uzun yıllar boyunca Dr. Gibbon'un çalışmalarının bir sembolü olarak anıldı. 19 Eylül 2000'de vefat etti, ancak tarihte ilk başarılı açık kalp ameliyatına gönüllü olarak adını yazdırdı.

 

Gelecek Konu: KTEPH'in Tarihçesi -2- Pulmoner Embolinin Keşfi  

  

 

KAYNAKÇA:

 

 

Eskişehir Web Tasarım