1901
Pulmoner hipertansiyonun tarihçesi, 1891'de Ernst von Romberg'in "primer pulmoner vasküler skleroz" vakasını rapor etmesiyle başladı. Ancak, bu alandaki önemli bir dönüm noktası, 1901 yılında Dr. Abel Ayerza'nın çalışmalarıyla geldi. Ayerza, yayımlanmamış bir seminerinde, siyanoz (morluk), dispne (nefes darlığı) ve prekordiyal ağrı (göğüs ağrısı) yaşayan ve sağ ventrikül yetmezliğinden ölen bir grup hastayı tanımladı. Siyanozun şiddetinden dolayı bu hastalara "Cardiacos Negros (Kara Kalp Hastalığı)" adını verdi.
Ayerza, bu hastaların otopsilerinde ilginç bulgular elde etti. Bir hastanın kalp hızı dakikada 112 atımdı ve hastaneye yatırıldıktan 24 gün sonra hayatını kaybetti. Otopside sağ kalpte ciddi büyüme, pulmoner kan damarlarında anormallikler ve çoklu tıkayıcı trombüs (pıhtı kitlesi) tespit edildi. Bu klinik tablo, o dönemde bilinen diğer hastalıklardan farklıydı.
Günümüz bilgileri ışığında değerlendirildiğinde, Ayerza'nın muhtemelen Dünya Sağlık Örgütü'nün pulmoner hipertansiyon sınıflandırmasında Grup 4'e giren Kronik Tromboembolik Pulmoner Hipertansiyon (KTEPH)'u tanımlamaya çalıştığı düşünülmektedir. 2
Yazan: Kamil Hamidullah / KASIM 2019
Önceki güncelleme:
Son güncelleme: Kamil Hamidullah / TEMMUZ 2024