PAHSSc, Nadir Hastalıklar Gününü Destekliyor

DOLAŞIM SİSTEMİNİN TARİHÇESİNE YÖNELİK BİLGİLENDİRME SERİMİZ TAMAMLANDI, İLGİNİZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİZ - 2024.09.14

Dolaşım Sisteminin Tarihçesine Yönelik Bilgilendirme Serimiz Tamamlandı, İlginiz İçin Teşekkür Ederiz.

  

Dolaşım Sisteminin Tarihçesi konusunun başında da belirtildiği üzere, 1850'li yıllarda tıp alanında, doktorların tanı ve tedavi yöntemleri oldukça sınırlıydı. O dönemde doktorlar, ellerinden ilkel bir stetoskopla hastalarını muayene ederken temel olarak gözlem yeteneklerine, ellerine, burunlarına ve kulaklarına güveniyorlardı. Solgunluk, siyanoz veya çırpınan bir titreme gibi belirtileri görebiliyorlardı, ancak bu belirtilerin ne anlama geldiğini anlamıyorlardı. Göğüs hareketlerini hissedebiliyor ve zarif vurmalı parmaklarıyla farklı tonlara dokunabiliyordu ama içeride neler olup bittiği hakkında hiçbir fikirleri yoktu. 2

 

Sonrasında bilimsel keşif çağı başladı. Tıp ve sağlık alanında devrim yaratan üç önemli gelişme gerçekleşti. Louis Pasteur (1822-1895), mikropların hastalıklara neden olduğu teorisini geliştirdi ve mikroskopi kullanarak hastalıkları açıkladı. Wilhelm Conrad Röntgen (1845-1923), X-ışınlarını keşfetti ve bu buluş, tıbbi teşhis ve tedavide yeni bir dönem başlattı. Edwin Chadwick (1800-1890), enfeksiyonların kötü yaşam koşullarından kaynaklandığını savunarak, halk sağlığı yasalarının reformunu teşvik etti. Ignaz Semmelweis (1818-1865), doğum sonrası ateşin temiz ellerle önlenebileceğini kanıtladı ve hijyenin önemini vurguladı. John Snow (1813-1858), kolera salgınlarının su kaynaklarıyla ilişkisini haritalayarak modern epidemiyolojinin temellerini attı. Joseph Lister (1827-1912), cerrahi antiseptikler kullanarak enfeksiyon kontrolünde çığır açtı. John Hutchinson (1811-1861), akciğer kapasitesini ölçen spirometreyi geliştirerek, solunum fonksiyon testlerinin öncüsü oldu. Bu gelişmeler, modern tıbbın ve halk sağlığının temelini oluşturdu. 2

 

Akciğer fonksiyon testleri yavaş gelişti ve Hutchison'ın akciğer hacimlerinden Tiffeneau'nun akış hızlarına geçiş 100 yıl sürdü. Bunu, 1950'lerde gaz değişimini anlamak için büyük bir akademik çaba izledi ve karbon monoksit transferini ve vücut pletismografisini (Damar Hacmi Değişim Testi) klinik olarak kullanışlı hale getirme girişimleri oldu. Ancak, daha önemlisi kan gazı ölçümleriydi. Günümüzde, peak akım ölçerlere göre bazı faydaları olsa da, basit oksimetreler akciğer tıbbının vazgeçilmez bir aracı haline gelmiştir. 2

 

Endoskopi, 1849'daki ilk larinksoskopiden 1904'teki rijit bronkoskopiye kadar yavaşça gelişti. Başlangıçta hiç anestezi olmadan veya daha az dayanıklılar için kokain spreyi ile yapıldı. Ancak 1970'lerde Japon lif optiği ile her şey değişti; 1980'e gelindiğinde, tanısal bronkoskopi artık cerrahlar tarafından değil, hekimler tarafından gerçekleştiriliyordu. 2

 

Etkin ilaç tedaviler ise 1930'lu yıllardan sonra ortaya çıkmaya başladı. Mantarlar yüzyıllardır enfeksiyonları tedavi etmek için kullanılmıştı, ancak Fleming'in 1928'de penisilini araştırması; Florey ve Pfizer, 1942'de üretim aşamasına geçmesinde önemli rol oynamıştır. Ardından streptomisin (1944), tetrasiklin (1945), kloramfenikol (1947), eritromisin (1949), izoniazid (1952) ve rifampisin (1957) geldi. Bu ilaçlar sayesinde, doktorlar enfeksiyonları sadece izlemekle kalmayıp, etkin bir şekilde tedavi edebilme imkanına kavuşmuşlardır. Bu dönem, tıp alanında çalışanlar için heyecan verici bir çağ olmalıydı. 2

 

Kısa bir süre sonra, kortizonun mucizesi gerçekleşti. 1949'da romatoid artrit hastaları, yataklarından kalkıp yürümeye başladılar ve bu mucize ilaç tüm bilinen hastalıkları tedavi etmeye başladı. Daha sonra ilacın faydaları ve yan etkileri hızla anlaşıldı. Kontrollü deneyler daha uzun süre alır. Astım atağına karşı tedavi olumlu sonuçlar verdi ve inhalasyonla kullanılan kortikosteroidlerle uzun vadeli kontrol sağlandı. 2

 

İlk güçlü nebülizör, 1858'de Jean Sales-Girons (1808-1879) tarafından Fransa'da icat edildi. Cihazın geliştirme süreci, 1960'lardan sonra etkili bir tedavi yönetimi olmasını sağladı. Ancak 1980'lerden sonra, non-invaziv pozitif basınçlı ventilasyon yaygınlaşmış ve o zamandan beri cihazlar sürekli olarak geliştirilmektedir. Bu gelişmeler, 100 yıl önce hayatını kaybedecek olan yüz binlerce kişiyi hayatta tutmuştur. Bu bağlamda, oksijen teslim cihazları da önemli bir rol oynamaktadır; tüpler, sıvı oksijen depoları ve büyük boyutlu konsantratörler, hafif ve taşınabilir versiyonlarla değiştirilmiştir, bu cihazlar genellikle 2 kg'dan daha az ağırlıktadır. 2

 

Tıp tarihi, küçük adımlarla doludur ve her biri, bugün sahip olduğumuz tıbbi bilgi ve uygulamaların temelini oluşturmuştur. Örneğin, 1904'te endotrakeal entübasyon (cerrahi borunun ağızdan veya burundan solunum yoluna yerleştirilmesi) ve 1847'de kloroform gibi anestezik gazların keşfi, cerrahi müdahalelerin güvenliğini ve etkinliğini artırmıştır. Antisepsis yöntemleri ve 1870'lerde geliştirilen kan grupları ve güvenli kan transfüzyonu, enfeksiyon kontrolünde devrim yaratmıştır. Antibiyotiklerin 1940'larda keşfi ise, enfeksiyon hastalıklarının tedavisinde yeni bir çağ açmıştır. Tüm bu ilerlemeler, cesur öncüler sayesinde mümkün olmuştur. 2

 

Her yeni cerrahi operasyon, öncekilerin deneyimleri üzerine inşa edilmiştir. Örneğin, yapay pnömotoraks (1830'lar) thorakoplasti (1880'lar) ve plombaj (1920'ler) gibi tedavilere yol açmıştır. Pnömonektomi sonrası ilk hayatta kalma vakası 1931'de gerçekleşmiş, ancak sonraki 16 hasta hayatını kaybetmiştir. Zamanla, tüberküloz cerrahisi, 1950'lerde akciğer kanseri rezeksiyonuna dönüşmüştür. 1850'den itibaren plevral sıvının drenajı rutin hale gelmiş, Axel Munthe 1929'da "The Story of San Michele" adlı eserinde bir ev ziyareti sırasında bir pet maymunun empiyemini nasıl boşalttığını anlatmıştır. Torakoskopi 1910'da başlamış ve 1970'lerde fiber optiklerle ilerlemiştir. Günümüzde, video yardımlı torakoskopik cerrahi, plevral hastalıkların incelenmesi, akciğer biyopsisi, pnömotoraks tedavisi ve basit rezeksiyonlar için kullanılmaktadır. Akciğer nakli, 1970'lerde başarılı operasyonlarla son evre akciğer hastalığı için yeni ve harika umutlar sunmuş ve şimdi rutin hale gelmiştir, ancak donör organların kıtlığı ile sınırlıdır. 2

 

Torasik cerrahi, kalp cerrahisine öncülük etmiş ve 1960'larda akciğer cerrahisinin geride kalma tehlikesi ortaya çıkmıştır. Ancak, 1970'lerde akciğer cerrahisi ayrı bir alan olarak gelişmiş ve gelişmeye devam etmiştir. Teknik değişiklikler kadar, organizasyonel değişiklikler de önemlidir. 2

 

Not: Her hastalık insan hayatında önemlidir, ancak nadir bir hastalığa sahip olmak, çok daha zorlu bir süreci beraberinde getirir. Tıp alanında öncü olan hekimler, özellikle nadir hastalıkların gizemini çözerek bilimin mevcut sınırlarını zorlayarak önemli ilerlemeler kaydetmişlerdir. Bu cesur araştırmacılar, bilinmeyenin karanlık dehlizlerine ışık tutarak, daha önce tanımlanmamış hastalıkların tanı ve tedavisini mümkün kıldıkları için o nadir hastalıklarla mücadele eden birey ve ailelerince büyük bir minnetle anılırlar.


Bilinmeyen bir gerçeği ifade etmek genellikle genel kabul görmüş düşüncelerin dışına çıkmayı, bir meydan okumayı gerektirir ve bazen toplumsal eleştirilere maruz kalmayı da beraberinde getirebilir. Zaman gelir, bir Galileo gibi, Engizisyon Mahkemesi'nde yöneltilen bütün suçlamalara rağmen "Dünya, siz kabul etseniz de etmeseniz de güneşin etrafında dönmeye devam edecek!" diyebilecek cesareti gösterebilmek gerekir. Bunun bedeli, bazen Michael Servetus'in pulmoner dolaşımı keşfettiği için Engizisyon Mahkemesi tarafından sapkınlıkla veya kafirlikle suçlanıp diri diri yakılması gibi ağır olsa bile... 

 

Zamanın ötesindeki cesur bireyler, ilerleyen zamanlarda toplumun bu anlayışa yaklaşmaya başlamasıyla anlaşılacak, takdir edilecek ve emekleri tıbbi bilginin derinliklerine yapılan cesur yolculuklar olarak tarihe geçecektir. Onların yenilikçi fikirleri ve meydan okuyucu duruşları, tıbbi bilimlerde derin izler bırakacak ve toplumun ilerlemesine katkıda bulunacaktır. Tarih boyunca, büyük değişimler ve ilerlemeler genellikle bu tür öncülerin adımlarıyla başlamıştır.

 

Tıp alanında öncü hekimler, titizlikleri ve derin tıbbi bilgileri ile pek çok hastalığın tanımlanması ve tedavisinde devrim yaratmışlardır. Bu hekimlerin yaptığı keskin gözlemler ve kapsamlı araştırmalar, modern tıbbın temelini oluşturmuş ve günümüzdeki tanı ve tedavi yöntemlerinin gelişimine zemin hazırlamıştır. Onların bu katkıları sayesinde, tıp bilimi sürekli olarak ilerlemekte ve daha önce çözümsüz gibi görünen

 

Hasta ve yakınları olarak, yeni nesillere ilham veren bu fedakâr bilim insanlarına derin bir minnettarlık duyuyoruz...

 

Konular:

 

 

Gelecek Konu: PAH'ın Tarihçesi - Öncülerin Gözünden PAH’ın Tarihçesi 

 

 

KAYNAKÇA:

 

    1. Pulmoner Arteriyel Hipertansiyonun Tarihçesi - Bölüm 1 (MÖ. - 1891) (pahssc.org.tr)
    2. The history of respiratory disease management - PMC (nih.gov)

 


Yazan: Kamil Hamidullah
Oluşturma Tarihi: Kamil Hamidullah / EKİM 2018
Önceki güncelleme: Kamil Hamidullah / AĞUSTOS 2024
Son güncelleme: Kamil Hamidullah / EYLÜL 2024


 

Önceki Konu: Dolaşım Sisteminin Tarihçesi -16- Solunum Sistemi Tanımlanmaya Başladı

 

 

 

 

 

 

Akış Olarak: Dolaşım Sisteminin Tarihçesine Bir Bakış

 

 

 

 

 

#PulmonerHipertansiyon #DolaşımSistemi #PAHSSc

Eskişehir Web Tasarım