15.-16.yy - İbrahim bin Abdullah
1505 yılında, Osmanlı İmparatorluğu'nun askeri cerrahı İbrahim bin Abdullah tarafından yazılan Alâim-i Cerrâhîn (Cerrahların Harikaları ya da Cerrahların İşaretleri) adlı eserde, kemik grefti ile ilgili bilinen ilk yazılı rapor yer almaktadır. Bu metin, yakın zamanda keşfedilmiş olup, kafatası yaralanmalarının tedavisi için hayvan kemiklerinin kullanılmasını önermektedir. İbrahim bin Abdullah, özellikle kafatasında oluşan bir defekti (boşluğu) kapatmak için keçi kafatasından alınan bir parçanın kullanılabileceğini belirtmiştir. Eğer keçi bulunamazsa, Yeniçeri ordusuna eşlik eden genç Kangal köpeklerinin kafatası kemiklerinin de benzer bir amaçla kullanılabileceğini önermiştir. 2,3,4
Bu rapor, kemik grefti tarihinde önemli bir kilometre taşıdır. Ancak, bu tür uygulamaların o dönemde ne kadar yaygın ve başarılı olduğu konusunda net bilgiler bulunmamaktadır. İbrahim bin Abdullah'ın çalışmaları, cerrahi tekniklerin gelişimine öncülük eden erken dönem tıbbi denemeler olarak kabul edilebilir.
63 yıl sonra, 1568 yılında, Hollandalı cerrah Job Janszoon van Meekeren’in (1611-1666), Rus-Tatar savaşında kafasından yaralanan bir Rus askerinin kafatasındaki defekti onarmak için benzer bir uygulama gerçekleştirdiği iddiası, Rusya'da görev yapan misyoner John Kraanwinkel’in, Reverend Engebert Sloot’a yazdığı bir mektuba dayanmaktadır. Van Meekeren, operasyonun başarılı olduğunu ve kemiğin tamamen kaynadığını belirtse de, Kilise’nin müdahalesiyle nakledilen kemiğin çıkarıldığı öne sürülmüştür. Ayrıca, bu ameliyatın Van Meekeren’in ölümünden sonra, 1668’de gerçekleştiği de iddia edilmektedir. 6 Somut kanıtların bulunmaması nedeniyle, bu anlatı tıp camiası tarafından güvenilir kabul edilmemektedir. 2
İbrahim bin Abdullah, 15. ve 16. yüzyıllarda Osmanlı İmparatorluğu'nda yaşamış önemli bir askeri cerrahtır. Hayatı hakkında çok fazla bilgi bulunmamakla birlikte, yazdığı eserler ve katıldığı seferlerden bazı çıkarımlar yapılabilmektedir.
Osmanlı İmparatorluğu'nun 8. padişahı II. Bayezid’ın (1447-1512), 1500 yılında gerçekleştirdiği Mora Seferi'ne katıldığı ve cerrahbaşı olarak görev yaptığı düşünülmektedir. Bu durum, İbrahim bin Abdullah’ın saray cerrahı olduğunu ve dönemin önde gelen hekimlerinden biri olarak kabul edildiğini göstermektedir.
İbrahim bin Abdullah’ın en önemli eseri, Alâim-i Cerrâhîn yani “Cerrahların İşaretleri”, Osmanlı tıp tarihinin en erken ve en kapsamlı cerrahi metinlerinden biridir. 1505 yılında yazılmış olan bu eser, İbrahim bin Abdullah’ın 1500 yılında Modon (Methoni) Kalesi’nin fethi sırasında, Grekçe ve Süryânîce yazılmış tıbbi bir kitap olan Çindar’ı bulup Türkçe’ye çevirdiğini belirtir. Çindar, Eflâtun (Platon), Câlînûs (Galen), Hipokrat (Hipokrates) ve İbn Sînâ (İbni Sina) gibi ünlü hekimlerin tıbbi görüşlerini ve tedavi yöntemlerini içermektedir. Maalesef Çindar günümüze ulaşamamıştır.
Alâim-i Cerrâhîn, 22 bölümden oluşan kapsamlı bir cerrahi eserdir. Kitapta, bir cerrahta bulunması gereken niteliklerden başlayarak, taze yaralar, ok ve tüfek yaraları, kırık ve çıkıklar, yılancık, sıraca, urlar, kanser yaraları, şarbon, dolama, fıtık, apse ve frengi gibi hastalıkların belirtileri, teşhis ve tedavi yöntemleri anlatılmaktadır. Eserde Sushruta’nın aksine, öncelikle ilaçla tedavi yöntemleri önerilmiş, eğer ilaçlar yetersiz kalırsa cerrahi müdahaleler tavsiye edilmiştir. Ayrıca, insan vücudu hakkında anatomik bilgiler de yer almaktadır. Kitabın son bölümleri, yakı ve merhem gibi tedavi yöntemlerini içeren bir tür "eczacılık rehberi" niteliğindedir.
En son bölüm ise, 1493 yılında Amerika’dan İspanya’ya dönen Kristof Kolomb’un (1451-1506) mürettebatının Avrupa’ya taşıdığı ve 1494-1495 yıllarında Fransa ile İtalya arasında gerçekleşen Fornovo Muharebesi sırasında Napoli’de başlayan frengi salgınına ayrılmıştır. Fransız askerlerinin geri çekilmesiyle Avrupa’ya yayılan bu salgın, "Fransız hastalığı" olarak adlandırılmıştır. Türkler ise bu hastalığa, "Hıristiyan hastalığı" veya "Frank (Batı Avrupa) hastalığı" anlamına gelen "frengi" adını vermişlerdir. Bu hastalık, 1500 yılına gelindiğinde tüm Avrupa’yı sarmıştır. 5 Türkler’in o dönemde "frenk uyuzu" dedikleri bu hastalığın tarihi kısaca anlatıldıktan sonra, etkeni açıklanır ve türleri tanımlanır. Tedavi ise, o dönemde Avrupa’da olduğu gibi, haricen kullanılan civalı merhemler ve yağlarla terletme esasına dayanmaktadır.
Alâim-i Cerrâhîn, Türk tıp literatüründe ateşli silah yaraları ve frengi hastalığından bahseden ilk eser olma özelliğini taşır. Kitabın dördüncü bölümü, ok ve tüfek yaralarının tedavisine ayrılmıştır. Bu bölümde, beyin, akciğer, karaciğer ve mesane gibi hayati organlarda meydana gelen yaraların genellikle kılıç, hançer, top, tüfek, ok ve düşme gibi nedenlerle oluştuğu belirtilmiştir. İlginç bir şekilde, bu yaraların zehirli olduğuna dair bir kayıt bulunmamaktadır. Bu durum, o dönemde Avrupa’da yaygın olan “barut yaraları zehirlidir” inancının Osmanlı tıbbında kabul görmediğini göstermektedir.
İbrahim bin Abdullah’ın eseri, Osmanlı tıbbının yanı sıra, dönemin diğer ünlü hekimlerinin bilgilerini de içermektedir. Özellikle Hacı Paşa, Akşemseddin, Beşir Çelebi, Hekim Şirvânî ve Sabuncuoğlu Şerefeddin gibi hekimlerin tedavi yöntemlerine atıflar yapılmıştır. Sabuncuoğlu Şerefeddin’in adı, ilk defa bu eserde geçmektedir. Ayrıca İbrahim bin Abdullah’ın, Sabuncuoğlu’nun Cerrâhiyye-i İlhâniyye (İlham Veren Cerrahlık) adlı eserini saray kütüphanesinde okumuş olması, onun saray cerrahı olduğu fikrini desteklemektedir.
İbrahim bin Abdullah’ın eserinde dikkat çeken bir diğer nokta, anatomik bilgilerdir. Özellikle kaburga kırıklarını anlatırken, kaburga kemiklerinin uçlarının kıkırdak olduğunu ve bunun teşrih (kadavra incelemesi) sırasında görüldüğünü belirtmiştir. Bu ifade, Osmanlı tıbbında teşrih yapıldığını gösteren en eski kayıtlardan biridir. İbrahim bin Abdullah’ın seferlerde ölen askerlerin cesetleri üzerinde teşrih yaptığı düşünülmektedir. Bu durum, Osmanlılar’da teşrih tarihini 1505 yılına kadar geriye çekmekte ve eserin anatomi tarihi açısından önemini artırmaktadır.
Alâim-i Cerrâhîn, Osmanlı tıbbında büyük bir ilgi görmüştür. Eserin, Fî Nebzetin mine’l-cerrâhîn (Cerrahlıktan Seçmeler) adlı kısa bir özeti de bulunmaktadır.
Yazan: Kamil Hamidullah / KASIM 2023
Önceki güncelleme:
Son güncelleme: Kamil Hamidullah / MART 2025
#AkciğerNakli #PAHSSc #LungTransplant #OrganBağışı #OrganNakli #OrganDonation #ibrahimBinAbdullah #ibrahim #Abdullah #LTx