Patrick Watson-Williams (1863-1938)
19. yüzyılın sonlarında, diyabet gibi kronik hastalıkların tedavisi için yeni yöntemler aranıyordu. Bu dönemde, Bristol Kraliyet Hastanesi'nde kıdemli yardımcı hekim olarak görev yapan Watson Williams, diyabet hastalığını kontrol altına almak amacıyla deneysel tedavi yöntemleri geliştirmeye çalıştı. Williams, özellikle hayvan organlarının insanlara nakledilmesi fikri üzerinde durdu ve bu alanda öncü denemeler gerçekleştirdi.
Temmuz 1893'te, 15 yaşındaki bir erkek çocuk, diyabetik ketoasidoz nedeniyle hayatını tehlikeye atan fiziksel zayıflama ve giderek artan güçsüzlük şikayetleriyle hastaneye başvurdu. Yapılan muayenelerde, diyet kısıtlamalarına rağmen idrarında şeker bulundu ve bu durum birkaç gün boyunca devam etti. O dönemde, diyabet hastaları genellikle hastalıklarının ileri evrelerinde doktora başvuruyordu, bu yüzden çocuğun durumu oldukça kritik hale gelmişti. Diyabetik ketoasidoz, insülin eksikliği nedeniyle yüksek kan şekeri ve keton birikimi sonucu vücutta asidik bir ortamın oluşmasına yol açan bir komplikasyondur. Bu durum, sıvı kaybı, elektrolit dengesizliği ve organ yetmezliği gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açarak hayatı tehdit eder.
Dönemin bilinen ve önerilen tedavilerinin yanı sıra deneysel yöntemler de uygulanmasına rağmen, hastanın durumu bir türlü iyileşme göstermedi. Tüm bu çabaların başarısızlıkla sonuçlanması üzerine, Dr. Williams ve cerrah arkadaşı William Henry Harsant (1850-1933), Aralık 1893’te daha radikal bir yaklaşım denemeye karar verdi.
20 Aralık 1893'te diyabetik bir hastayı tedavi etmek için deneysel bir pankreas implantasyonu yöntemi denendi. Taze kesilmiş ve sterilize edilmiş koyun pankreasından alınan üç parça doku, 15 yaşındaki hastanın göğüs ve karın bölgesindeki deri altına (subkütan) yerleştirildi. Bu işlem, ksenogreft yani hayvandan insana yapılan ilk pankreas dokusu nakli olarak kaydedildi. İşlem sonrasında yaralar kapatılıp pansuman yapıldı. Kısa süreli bir glikoz düzelmesi gözlemlense de, hastanın durumu hızla kötüleşti ve üç gün sonra diyabetik koma nedeniyle hayatını kaybetti.
Williams, otopsi raporunda hastanın pankreasının büyük ölçüde bağ dokusuyla değiştiğini ve insülin salgılayan yapıların kaybolduğunu belirtti. Bu bulgular, hastanın pankreatik diyabet olduğunu doğruladı. O dönemde bağışıklık sistemi reddi gibi kavramlar bilinmediği için, Williams başarısızlığı koyunun organı toplanmadan önce kanının alınmış olmasına bağladı. Ayrıca, eğer operasyonu tekrarlayacak olsa, anestezi altında yaşayan (canlıdan nakil) bir hayvan kullanmayı tercih edeceğini belirtti. Birkaç yıl sonra, tedaviye başlamadan önce hastalığın ne kadar ilerlemiş olduğunu fark etmemesini bir hata olarak değerlendirdi.
Williams, bu deneyimin sonuçlarını 1894 yılında "Notes on diabetes treated with extract and by grafts of sheep’s pancreas (Koyun Pankreası Ekstraktı ve Nakli ile Tedavi Edilen Diyabet Üzerine Notlar)" başlıklı bir makalede yayımladı.
Yazan: Kamil Hamidullah / KASIM 2023
Önceki güncelleme: ŞUBAT 2025
Son güncelleme: Kamil Hamidullah / MART 2025
#AkciğerNakli #PAHSSc #LungTransplant #OrganBağışı #OrganNakli #OrganDonation #WatsonWilliams #PankreasNakli #ksenogreft #LTx