PAHSSc, Nadir Hastalıklar Gününü Destekliyor

KTEPH'İN TARİHÇESİ -5- TANILAMA YÖNTEMLERİ GELİŞTİRİLMEYE BAŞLANDI - 2024.07.17

KTEPH'in Tarihçesi -5- Tanılama Yöntemleri Geliştirilmeye Başlandı

 

1950

 

Kronik tromboembolik pulmoner hipertansiyon (KTEPH) esas olarak 1950'li yıllara kadar otopsi bulgularıyla teşhis edilmekteydi. 1


Pulmoner Anjiyografi Geliştirildi.

1964 yılında Sasahara ve ekibi tarafından tanımlanan invaziv veya selektif pulmoner anjiyografi, zamanla çeşitli doğuştan ve sonradan gelişen pulmoner arter hastalıklarının, özellikle de pulmoner tromboembolik hastalıkların değerlendirilmesinde en güvenilir tanı yöntemi olarak kabul edilmiştir. 7

 

Anjiyografi ile Kateterizasyon Aynı Şey mi?

 

Kelime anlamı:

 

  • Anjiyografi: Damar görüntülemesi. 3 
  • Kateterizasyon: Arapça'da "El-kassıtır" Vücut içerisine sokulan ve ilerletilen.

 

Tanım:

  • Anjiyografi: Kan damarlarının X-ışınları kullanılarak görüntülenmesi işlemidir. Bu prosedürde, damar içine kontrast madde enjekte edilir ve ardından X-ışınları ile görüntüler alınır.
  • Kateterizasyon: Vücudun bir boşluğuna, kanalına veya kan damarına ince bir tüp (kateter) yerleştirilmesi işlemidir. Kardiyak kateterizasyon, kalp odacıklarına ve büyük damarlara erişim sağlamak için kullanılır.

 

Farklar:

  • Amaç: Anjiyografi öncelikle görüntüleme amaçlıdır; kateterizasyon ise hem tanı hem de tedavi amaçlı olabilir.
  • Kapsam: Anjiyografi, spesifik olarak damarların görüntülenmesine odaklanırken; kateterizasyon, daha geniş bir uygulama alanına sahiptir.
  • Prosedür: Anjiyografi genellikle kateterizasyon işleminin bir parçası olarak gerçekleştirilir, ancak her kateterizasyon anjiyografi içermeyebilir.

 

Tarihçe:

 

1000'li yıllarda İbn-i Sina, kateterizasyon işlemini tanımlamış ve bu işleme Arapça'da "El-kassıtır" adını vermiştir. "El-kassıtır" terimi, "Vücut içerisine sokulan ve ilerletilen bir alet" anlamına gelmektedir. İbn-i Sina, kateterizasyon işleminin babasıdır. 2  

 

1896'da Viyana'dan Eduard Haschek ve Otto Theodor Lindenthal, tebeşir, zinober (cıva sülfür) ve vazelin karışımı aracılığıyla ampute bir elin damarlarını opaklaştırdılar ve vasküler kontrast madde kavramı doğdu. 8  

 

1927 yılında António Caetano de Abreu Freire Egas Moniz (1874-1955), beyindeki tümörler, damar hastalıkları ve çeşitli sinir hastalıklarını teşhis etmek amacıyla kontrastlı X-ışını kullanarak anjiyografi tekniğini geliştirmiştir. 2 

 

1929 yılında, Werner Forssmann kendi üzerinde gerçekleştirdiği cesur bir deney ile tıp dünyasında yeni bir sayfa açtı; ilk sağ kalp kateterizasyonunu başarıyla tamamladı. Bu önemli adım, 1941 yılında André Frédéric Cournand ve Dickinson Woodruff Richards tarafından daha da geliştirilerek, kalp hastalıklarının teşhis ve tedavisinde devrim yaratan bir yöntem haline geldi. 1945 yılı itibarıyla, bu yöntem tıbbi uygulamalarda rutin olarak kullanılmaya başlandı. 2  

 

1931 yılında, Portekizli anjiyografi öncüleri Lopo de Carvalho, Egas Moniz ve meslektaşları tarafından konvansiyonel pulmoner anjiyografi ilk kez gerçekleştirilmiştir. Bu ekip, sodyum iyot kullanarak pulmoner damarları görselleştirmenin yöntemlerini geliştirmiş ve bu tekniklere "Anjiopnömografi" adını vermiştir. 9

 

1953 yılında, modern arteriografi (atardamar görüntüleme) alanında çığır açan bir gelişme yaşandı. İsveç'teki Karolinska Hastanesi'nde çalışan Dr. Sven Ivar Seldinger (1921-1998), yeni bir perkütan (cilt üzerinden yapılan, minimal invaziv) kateter yerleştirme tekniği tanıttı. Bu teknik, günümüzde "Seldinger tekniği" olarak bilinmektedir. 10

 

Seldinger tekniği şu şekilde çalışır:

 

  • Önce cilt üzerinden damar içine bir iğne yerleştirilir.
  • İğne içinden bir kılavuz tel geçirilir.
  • İğne çıkarılır, kılavuz tel yerinde bırakılır.
  • Kılavuz tel üzerinden kateter (ince, esnek bir tüp) ilerletilir.
  • Kılavuz tel çıkarılır, kateter yerinde kalır.

Bu yöntem, önceki tekniklere göre daha az travmatik ve daha güvenli bir kateter yerleştirme imkanı sağladı. Ayrıca, daha geniş çaplı kateterlerin kullanımına olanak tanıyarak, daha kaliteli görüntüler elde edilmesini mümkün kıldı.


Seldinger tekniği, sadece arteriografi ile sınırlı kalmayıp, birçok tıbbi prosedürde (örneğin, santral venöz kateter yerleştirme, anjiyoplasti, drenaj işlemleri) kullanım alanı buldu. Bu teknik, girişimsel radyoloji ve kardiyoloji alanlarının gelişmesinde çok önemli bir rol oynadı.


Bu devrim niteliğindeki gelişme, daha az invaziv ve daha etkili tanı ve tedavi yöntemlerinin önünü açtı. Günümüzde hala yaygın olarak kullanılan Seldinger tekniği, modern tıbbın vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir.

1964 yılında Sasahara ve meslektaşları tarafından tanımlanan invaziv veya selektif pulmoner anjiyografi, akciğer damarlarının özel kateterler ve kontrast madde kullanılarak görüntülenmesi işlemidir. Bu yöntem, tarihsel süreçte, çeşitli doğuştan gelen ve sonradan kazanılan akciğer arter hastalıklarının değerlendirilmesinde altın standart tanı testi olarak kabul edilmiştir. 7  

 

Bu teknik özellikle şu durumların tanısında kullanılmıştır: 7

 

  • Konjenital (doğuştan) akciğer arter anomalileri
  • Edinilmiş akciğer arter hastalıkları
  • En yaygın olarak, pulmoner tromboembolik hastalıklar (akciğer damarlarında pıhtı oluşumu ve bunun neden olduğu tıkanıklıklar)
  • Pulmoner anjiyografi, akciğer damarlarının detaylı görüntülerini sağlayarak, özellikle pulmoner emboli (akciğer damarlarında pıhtı) tanısında çok değerli bir yöntem olmuştur. Bu teknik, damar yapısını,
  • kan akışını ve olası tıkanıklıkları net bir şekilde gösterebildiği için, uzun yıllar boyunca bu alandaki en güvenilir tanı yöntemi olarak kabul edilmiştir.

 

Günümüzde, daha az invaziv görüntüleme yöntemlerinin (örneğin, bilgisayarlı tomografi pulmoner anjiyografi) gelişmesiyle birlikte, klasik invaziv pulmoner anjiyografinin kullanımı azalmış olsa da, hala belirli durumlarda önemini korumaktadır.

 

1992 yılında, Richard B. Schwartz ve ekibi tarafından gerçekleştirilen "Karotis arterin dallanma noktasının spiral BT ile değerlendirilmesi: Devam eden bir çalışma (Common carotid artery bifurcation: evaluation with spiral CT. Work in progress.)" başlıklı makale, ilk BT anjiyografi kullanılarak karotis arterin dallanma noktasının değerlendirilmesi üzerine yapılan çalışmayı duyurmuştur. 6

 

Ventilasyon-perfüzyon taraması (V/Q taraması) Geliştirildi.

Ventilasyon/perfüzyon akciğer taraması, ya da V/Q akciğer taraması, hastanın akciğerlerindeki hava ve kan dolaşımını değerlendirmek amacıyla sintigrafi ve tıbbi izotoplar kullanılarak gerçekleştirilen önemli bir nükleer tıp görüntüleme yöntemidir. Bu test iki aşamadan oluşur:

  

  1. Ventilasyon: Havanın akciğerlerin tüm bölgelerine ne kadar iyi ulaştığını ölçer.
  2. Perfüzyon: Kanın akciğerlerde ne kadar iyi dolaştığını belirler.

  

V/Q akciğer taraması terimindeki "Q" harfi, fizyolojide kan akışını tanımlamak için kullanılan bir semboldür. Bu test, özellikle pulmoner emboli (akciğer damarlarında pıhtı oluşumu) gibi akciğer damarlarını etkileyen durumların teşhisinde ve Kronik Tromboembolik Pulmoner Hipertansiyon (KTEPH) değerlendirmesinde önemli bir rol oynar. 11

 

Günümüzde, bilgisayarlı tomografi pulmoner anjiyografi (BTPA) gibi diğer görüntüleme yöntemleriyle birlikte kullanıldığında, akciğer hastalıklarının tanı ve takibinde değerli bilgiler sağlar. V/Q taraması, akciğerlerin farklı bölgelerindeki hava ve kan akışının dengesizliklerini saptayarak, potansiyel sorunların erken tanısına imkan tanır.

 

1964 yılında James L. Quinn (1933-1980) ve çalışma arkadaşları, V/Q taramasının temellerini atmışlardır. Geliştirdikleri parametreler ve ölçüm hesapları kullanılarak akciğer perfüzyonunun görüntülenmesi tekniği geliştirilmiştir. Sonucun doğruluğu, deneyimli bir radyoloğun tüm görüntüleri bütünsel olarak değerlendirip, deneyimine dayanarak bir sonuca varmasına bağlıdır. 12

 

1968 yılında Henry N. Wagner (1927-2012) ve ekibi, akciğer embolisi teşhisinde kullanılan 133Xe ventilasyon taramaları üzerine çığır açan bir çalışma yayınladılar. Bu çalışma, akciğerlerin havalandırılmasını görüntüleme tekniklerinin geliştirilmesinde önemli bir adım oldu. 15

 

1971 yılında George V. Taplin (1909-1979) ve ekibi, pulmoner emboli yönetiminde yalnızca ventilasyon ve perfüzyonun yeterli değerlendirme sağlamadığı sonucuna vararak, bu iki çalışmayı birleştirip modern V/Q taraması konseptini oluşturdular. 16

 

Gelecek Konu: KTEPH'in Tarihçesi -6- Dr. Kenneth Miles Moser (1929-1997) - İlk Başarılı Pulmoner Endarterektomi Ameliyatı 

 

 

KAYNAKÇA:

 

  1. Chronic thromboembolic pulmonary hypertension: the evolving treatment landscape | European Respiratory Society (ersjournals.com)
  2. Pulmoner Arteriyel Hipertansiyonun Tarihçesi - Bölüm 1 (MÖ. - 1891) (pahssc.org.tr)
  3. Anjiyo - Vikipedi (wikipedia.org)
  4. History of Coronary Balloon Angioplasty and Current Indications | Thoracic Key
  5. The Rise of Contrast-enhanced Roentgenology: An Illustrated and Chronological Overview - PMC (nih.gov)
  6. CT Angiography after 20 Years:
  7. Invasive Pulmonary Angiogram Performance and Interpretation in the Diagnosis of Pulmonary Thromboembolic Disease - PMC (nih.gov)
  8. DNA breaks induced by iodine-containing contrast medium in radiodiagnostics: a problem of tungsten? | European Radiology Experimental (springer.com)
  9. Pulmonary angiography - Wikipedia
  10. Sven Ivar Seldinger - Wikipedia
  11. Ventilation/perfusion scan - Wikipedia
  12. Early Clinical Applications of Lung Scintiscanning | Radiology (rsna.org)
  13. Diagnosis of Massive Pulmonary Embolism in Man by Radioisotope Scanning | New England Journal of Medicine (nejm.org)
  14. HenryWagner.pdf (abnm-prod-wordpress-uploads.s3.amazonaws.com)
  15. Management of pulmonary embolism - PubMed (nih.gov)
  16. Radioaerosol inhalation lung scanning: its role in suspected pulmonary embolism

 


Yazan: Kamil Hamidullah / KASIM 2019
Önceki güncelleme:
Son güncelleme: Kamil Hamidullah / TEMMUZ 2024


 

Eskişehir Web Tasarım