Süregen nefes darlığı, günlük yaşam aktivitelerinde kısıtlanma, yaşam kalitesinde azalma ve/veya egzersiz kapasitesinde kısıtlılığı olan tüm solunum hastalarına pulmoner rehabilitasyon uygulanabilmektedir. Pulmoner rehabilitasyon, her yaştaki solunum hastalarına rehabilitasyon ünitelerinin özelliklerine bağlı olarak hastanede, ayaktan ya da evde uygulanabilmektedir.
KOAH (Kronik obstrüktif akciğer hastalığı) başta olmak üzere astım, bronşektazi, interstisyel akciğer hastalıkları, pulmoner arteriyel hipertansiyon, idiyopatik pulmoner fibrozis, skleroderma, kistik fibrozis, göğüs duvarı hastalıkları, nöromusküler hastalıklar, akciğer nakli öncesi ve sonrası, akciğer kanseri, obezite ilişkili tüm akciğer hastalıklarında pulmoner rehabilitasyon programı başarı ile uygulanabilmektedir.
Pulmoner Rehabilitasyonun amaçları nelerdir?
1. Hastalığa bağlı gelişen nefes darlığı ve fonksiyonel yetersizliği ortadan kaldırması,
2. Hastalığın ilerlemesini önleme,
3. Egzersiz toleransının artırılması,
4. Sağlık durumunun iyileştirilmesi,
5. Komplikasyonların önlenmesi ve tedavisi,
6. Hastalık atak sayısının azaltılması ve atak şiddetinin hafifletilmesi,
7. Yaşam kalitesinin iyileştirilmesi,
8. Hastaneye başvuru sıklığı ve yatış süresinin azaltılması sonucunda sağlıkla ilişkili harcamaların azaltılması,
9. Sağ kalımda artış sağlamasıdır.
Pulmoner rehabilitasyonun içeriği nelerdir?
Pulmoner rehabilitasyonun en önemli ve temel bileşen egzersiz eğitimidir. Bireyin gereksinimleri doğrultusunda diğer bileşenler de (hasta ve ailesinin eğitimi, vücut kompozisyonunun değerlendirilmesi gerekli olgularda beslenme desteği, psikososyal destek, nefes darlığı ile baş edebilme yöntemleri, iş-uğraşı tedavisi, enerji koruma yöntemleri vb.) pulmoner rehabilitasyon programlarında yer almaktadır.
Solunum hastalıklarında egzersiz neden gereklidir?
Nefes darlığı olan kronik solunum sorunlu hastalar pulmoner rehabilitasyon programları ile güvenli bir şekilde egzersiz yapabilirler. Egzersiz ile kas kuvveti artar, kas dayanıklılığı artarak daha uzun mesafeler yürünebilir, kas ve eklemler daha iyi hareket eder, gevşemeyi sağlar, daha güçlü ve enerjik hissedilir, kalbin çalışması iyileşir, nefes darlığı azalır.
Pulmoner rehabilitasyon programının süresi ne olmalıdır?
Pulmoner Rehabilitasyon programı en az 8 hafta (toplam 24 seans) süre ile uygulanmalıdır. Egzersiz eğitimi bırakıldığında kazanımlar kaybedildiği için egzersiz alışkanlığının devam ettirilmesi gerekmektedir.
Sonuç olarak, kronik akciğer hastalığından dolayı nefes darlığı, çabuk yorulma ve güçsüzlük hissediyorsanız, günlük aktivitelerinizi yapmakta güçlük çekiyorsanız değerlendirme için Göğüs Hastalıkları Uzmanına başvurduktan sonra pulmoner rehabilitasyon programlarından yararlanmalısınız.
Prof. Dr. Füsun ALATAŞESOGÜ Göğüs Hastalıkları ABD Öğretim Üyesi ve TTD Batı Anadolu Şube Başkanı
Solunum egzersizleri, solunum fizyoterapistleri ve uzman hekim gözetiminde yapılan mevcut akciğer dokusunun daha fazla solunuma katkısını sağlayan bir uygulamadır. Solunum egzersizleri (Pulmoner Rehabilitasyon) hastanın konforunda artışa, hayat kalitesinde güzelleşmeye yardımcı olabilir. Yani solunum egzersizi yapmak hastaların yaşamına olumlu katkıda bulunabilir. Bu nedenle öneriyoruz.
Prof. Dr. Nesrin MOĞULKOÇ
Ülkemizde Kalp-Akciğer Nakli ve çocuklara akciğer nakli yapılmadığı için yurtdışında nakil olabilirsiniz. Emsalleri var.
Çocuklara akciğer nakli için AKH Hastanesi Viyana, Avusturya https://www.meduniwien.ac.at/web/en/health-clinics/university-departments-akh-wien-vienna-general-hospital/
Kalp-Akciğer nakli için Hannover Almanya https://www.mh-hannover.de/
Çocuklara da akciğer nakli ile ülkemizde kalp akciğer nakillerinin de yapılmasını bekliyoruz.
https://m.haberler.com/kucuk-aysima-hem-kalp-hem-de-akciger-nakli-11320177-haberi/
İlaç dışında önerdiğimiz bir bitkisel tedavi kesinlikle yoktur!
Prof. Dr. Nesrin MOĞULKOÇ
Hastalığın ilerlemesini 3-4 aylık aralıklarla yaptığımız kontrollerde muayene, solunum testleri, yürüme testleri ve yılda bir tekrarlanan tomografilerdeki değişim oranlarına bakılarak değerlendiriyoruz. Hastanın kendi nasıl hissettiği ve cevapladığı anket soruları da değerlendirmede önemlidir. Hastalığın kötüleşmesinin belirlenmesinde birden çok kritere bakılır, her hastanın hastalık gidişinin değerlendirmesi kendi içinde ve ayrıntılı olarak yapılmaktadır.
Prof. Dr. Nesrin MOĞULKOÇ
ERS, pulmoner hipertansiyonu olan hastalarda özel egzersiz eğitimi etkili, uygun maliyetli ve güvenli görünmektedir. 2019.03.04
https://www.pahssc.org.tr/haber/115/ers-pulmoner-hipertansiyonu-olan-hastalarda-ozel-egzersiz-egitimi-etkili-uygun-maliyetli-ve-guvenli-gorunmektedir-2019-03-04
http://www.sgk.gov.tr/wps/portal/sgk/tr/saglik/ilac_ve_eczacilik/yurtdisindan_ilac_temini
Siz hasta ve yakınlarından gelen alternatif tedavilere ilişkin sorularınıza cevaben,
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Pulmoner Hipertansiyonu (PH), hastalığın organ veya sistemde oluşturduğu görev bozukluğuna, dokularda meydana getirdiği normal olmayan mikroskobik değişimler, hastalığı tanımlayan belirtiler ve tedavileri gibi kriterler açısından birbirlerine benzeyenleri 5 ana grupta toplamıştır.
Pulmoner Hipertansiyon; Akciğer Yüksek Tansiyonu
Grup I: Pulmoner arteryel hipertansiyon (PAH),
Grup II: Sol kalp hastalıklarına bağlı PH,
Grup III: Akciğer hastalıklarına ve/veya hipoksiye bağlı PH
Grup IV: Kronik tromboembolik PH,
Grup V: Mekanizmaları belirsiz ya da çok faktörün neden olduğu PH
PAH, Pulmoner hipertansiyon demek değildir. Pulmoner Hipertansiyon içerisinde bir gruptur. Dolayısıyla Pulnoner Hipertansiyon bir sonuçtur. Bir şeyden dolayı pulmoner hipertansiyon ortaya çıkar ama o şey herkeste aynı olmayabilir. Pulmoner Hipertansiyona neden olan Kronik Tromboembolik Pulmoner Hipertansiyon (KTEPH) Grup IV dışında kalan hastalıkların, 2019 yılı itibariyle halen kesin bir çaresi henüz yoktur. Yaşam kalitesini ve dolayısıyla sağ kalım süresini arttıran ilaç tedavileri vardır. Bu tedavilerle hastalıklarımız kronik bir hastalığa evrilmiştir.
Lütfen size alternatif tedavi, şifalı otlar, macunlar, ballar, mantarlar, %100 doğal ürünler, muskalar vb gibi öneriler sunanlara, pazarlayanlara itibar etmeyin.
Çünkü kesinlikle öyle bir mucizevi bitki ve ya tedavi yok! Onların asıl amacı sizleri sömürmek. Para kazanmak!
Sağlığınız onların, zerre kadar umurlarında değil. Olsa zaten önermezler.
Çünkü çok ciddi bir hastalıkla mücadele ediyorsunuz. Bu ciddi hastalığın ilerlemesini durdurabilmek için ilaç kullanıyorsunuz. Bir grup alt tarafı ağrı kesici bile, INR (kanama zamanı) değerlerinizi değiştiriyor. Kullandığımız ilaçlar, başka bazı ilaçlarla kullanıldığında etkileşime girebiliyor. Onu da geçelim hatta yediğiniz içtiğinizle bile; en basiti doktorlarımız K vitamini alımınıza dikkat etmeniz gerektiğini söylemiyorlar mı? Masum yeşil yapraklı sebzeler bile etkileşime giriyor.
Tuz, sodyum vücudunuzda su tutuyor.
İnsan sevdiğine böyle bir tavsiyede bulunmaz!
Sadece tek bir hayatımız var. Bu ürünleri kullandığınızda onlara herhangi bir şey olmayacak. Ama olan size olacak.
Sevgiler.
https://www.youtube.com/cha…/UCuzQK_MmOVe0qiFrIqJSPJA/videos youtube kanalımızı inceleyin. www.pahscc.org.tr internet sitemizi inceleyin.
Ama mutlaka bilinçlenin. Hastalığınızı, tedavilerinizi ve tedavilerinizin yan etkilerini öğrenin.
NADİR HASTALIK NEDİR?
Nadir hastalıklar, Avrupa ve diğer gelişmiş ülkelerdeki tanımıyla; 2000’de 1 ya da daha az sıklıkta görülen, çoğu ilerleyici, metabolik, kronik ve bazıları ölümcül olabilen hastalıklardır.
Literatürde yaklaşık 8000 nadir hastalık tanımlanmıştır ve bu hastalıkların % 80'i genetik geçişlidir. Hastaların yaklaşık %50’sini çocuklar oluşturmaktadır. Nadir hastalığa sahip çocukların %30’u 5 yaşını görememektedir. Bu durumun en temel sebebi; nadir hastalıkların %95’inin tedavisinin olmamasıdır. Nadir hastalıklar Türkiye’de her 16 kişiden 1’inde görülürken; Türkiye’de 5 milyon, dünyada yaklaşık 350 milyon kişi nadir bir hastalığa sahiptir. Her bir hastalığın kendine ait bir özelliği vardır. Bu özelliği dolayısıyla özel bakım ve tedavi yöntemlerine, ilaçlara, sarf malzemelere, özel besinlere ve tıbbi cihazlara gereksinim duyulmaktadır. Hastalıklar nadir olsa da ortaya çıkan sonuçlar hem hasta olan birey, hem ailesi, hem de toplum açısından çok ağır olmaktadır.
Kaynak: Nadir Hastalıklar Ağı
Nadir hastalık nedir?
“Nadir hastalıklar,” genel nüfusa kıyasla az sayıda insanda görülen hastalıklar ve bu hastalıkların nadir olarak görülmesiyle ilgili olarak ortaya çıkan belirli sorunlardır. Avrupa’da, 2000’de 1 kişide görülen hastalıklar nadir kabul edilmektedir. Bir hastalık bir bölgede nadir görülürken başka bir bölgede sık görülebilir. Örneğin, genetik kökenli bir anemi olan talasemi Kuzey Avrupa’da nadir iken Akdeniz bölgesinde yaygındır. “Periyodik hastalık,” Fransa’da nadir iken Ermenistan’da yaygındır. Farklı çeşitlerinin nadir görüldüğü birçok yaygın hastalık da mevcuttur.
Kaç tane nadir hastalık vardır?Bilinen binlerce nadir hastalık bulunmaktadır. Bugüne dek, altı ila yedi bin nadir hastalık keşfedilmiş ve bu hastalıklar tıp literatüründe düzenli olarak tanımlanmaktadır. Nadir hastalıkların sayısı aynı zamanda hastalığı oluşturan faktörlerin tanımının kesinliğine de bağlıdır. Tıp alanında şimdiye kadar ‘hastalık’ tanımı, bireyin sağlık durumundaki benzersiz bir semptom paterni olarak ortaya çıkan ve bir tek tedavisi olan değişiklik olarak yapılmıştır. Paternin benzersiz olup olmadığı ise tamamen analizimizin kesinliğine dayanmaktadır. Bu karmaşıklık, Orphanet’in çeşitli sınıflandırmalarında yansıtılmıştır.
Nadir hastalıkların kökenleri ve özellikleri nelerdir?Hemen hemen tüm genetik hastalıklar nadir hastalıklardır; ancak her nadir hastalık genetik hastalık değildir. Örneğin çok nadir bulaşıcı hastalıklar ve bunların yanı sıra otoimmün hastalıklar ve nadir görülen kanserler bulunmaktadır. Günümüzde, birçok nadir hastalığın sebebi bilinmemektedir.Nadir hastalıklar, ciddi, çoğunlukla kronik ve ilerleyici hastalıklardır. Proksimal spinal müsküler atrofi, nörofibromatoz, cam kemik hastalığı, kondrodisplazi veya Rett sendromunda olduğu gibi birçok nadir hastalıkta, belirtiler doğumda veya çocukluk döneminde gözlenebilmektedir. Ancak, nadir hastalıkların %50’den fazlası (örneğin Huntingon hastalığı, Crohn hastalığı, Charcot-Marie-Tooth hastalığı, amiyotrofik lateral skleroz, Kaposi sarkomu veya tiroid kanseri) erişkinlik döneminde ortaya çıkmaktadır.
Bu hastalıkların nadir görülmesinin tıbbi ve sosyal sonuçları nelerdir?Nadir hastalıklar alanında tıbbi ve bilimsel bilgi eksikliği vardır. Doktorlar, araştırıcılar ve politik makamlar uzun bir süredir nadir hastalıklardan habersizlerdi ve kısa bir süre öncesine kadar bu alanla ilgili konularda yapılmış gerçek bir araştırma veya kamu sağlığı politikası bulunmamaktaydı. Çoğu nadir hastalık için hastalığı tamamen iyileştiren bir tedavi bulunmamaktadır; ancak uygun tedavi ve tıbbi bakım hastaların hayat kalitesini artırabilir ve beklenen yaşam sürelerini uzatabilir. Bazı hastalıklar konusundaki çarpıcı ilerlemeler, mücadeleyi bırakmayıp araştırma ve sosyal dayanışma alanlarında çaba sarf etmeye devam etmemiz gerektiğini göstermektedir.
Bu tür hastalıklardan etkilenenlerin tümü; teşhis sürecinin yanında ilgili bilgi ve kalifiye uzmanlara yönlendirilme konusunda benzer zorluklarla karşılaşmaktadır. Kaliteli sağlık bakımına erişim, genel sosyal ve tıbbi destek, hastaneler arasında etkili iletişim ve genel uygulamalar ve bunların yanı sıra yanı sıra profesyonel ve sosyal entegrasyon ile bağımsızlık konusunda eşit düzeyde spesifik sorunlar ortaya çıkmıştır.
Nadir hastalıklardan etkilenen hastalar, aynı zamanda psikolojik, sosyal, ekonomik ve kültürel açıdan daha zayıf durumdadır. Uygun politikalarla bu zorlukların üstesinden gelinebilir. Yeterli düzeyde bilimsel ve tıbbi bilginin mevcut olmamasından dolayı birçok hastaya teşhis konamamaktadır. Bu hastaların hastalıkları tanımlanmamıştır. Bunlar, uygun desteği almada konusunda en çok güçlük yaşayan kişilerdir.
Nadir hastalığın teşhis ve tedavisinde ne gibi bir ilerleme öngörülüyor?Bilim, tüm nadir hastalıklar için bazı yanıtlar sağlayabilir. Günümüzde biyolojik örneklerin testi ile yüzlerce nadir hastalığın teşhisi konabilmektedir. Bu hastalıkların bazıları için arşivlerin oluşturulması ile hastalıkların doğal öyküleri hakkında daha fazla bilgi edinilebilmiştir. Araştırıcıların araştırmalarının sonuçlarını paylaşmak ve daha etkili bir ilerleme kaydetmek için ağları kullanma oranı gün geçtikçe artmaktadır. Birçok Avrupa ülkesinde nadir hastalıklar alanında Avrupa politikalarıyla ve ulusal politikalarla sunulan bakış açıları sayesinde yeni umutlar ortaya çıkmaktadır.
Avrupa’da nadir hastalıklar hakkında ne gibi politikalar mevcuttur?Nadir hastalıklar alanında Avrupa politikası tanımına Avrupa Komisyonu web sitesinden ulaşılabilir:
http://ec.europa.eu/health/rare_diseases/policy/index_en.htm
Avrupa çapındaki ulusal inisiyatiflerin ve Avrupa Komisyonu ve Avrupa Birliği tarafından ve komşu ülkeler tarafından konan teşvik tedbirlerinin tanımı, Nadir Hastalıklar Avrupa Uzman Komitesi’nin web sitesinde yer almaktadır:
www.eucerd.eu
Kaynak: Orphanet
In accordance with the Social Security agreement signed by our country, foreigners coming from countries that have Social Security Applications can benefit from health services for a temporary period during their stay in Turkey provided they accept Covid 19 is a deadly disease for those patients like us and that there is a risk of catching it.
For example Bosnia Herzegovina is one of these countries. The first step to be followed is getting TR/BH4 certificate from the country of origin. With this document, the registration procedure will have to be completed in any Social Security Institution. Following this, application to any health centre you wish to get services from would be sufficient.
Social Security Medical Assistance
Providing Medical Assistance Within the Scope of E-State Social Security Agreements
Our department provides assistance within the scope of our institution only for the citizens of the countries which are parties to the agreement. Services for the citizens of the countries that did not sign the agreements are given by other related department of our institution. Agreements signed with Germany, Austria, Albania, Azerbaijan, Belgium, Bosnia-Herzegovina, Czech Republic, France, Netherlands, TRNC, Macedonia, Luxembourg, and Romania include long term insurance in accordance with health insurance among the social security agreements signed with 22 countries. Since health insurance is not included in the security agreements of the remaining countries such as Denmark, Georgia, England, Switzerland, Sweden, Canada, Quebec, Libya and Norway, citizens of these countries are not within the scope of the duties of our Department.
Foreign nationals obtained medical security from the 13 countries given above within the scope of social security agreements who are in Turkey for temporary duty, touristic purposes, medical purposes, as the workers of transportation companies, for education purposes and those with permanent residence have to obtain medical benefit certificated from the related institutions on behalf of participating countries determined in accordance with their agreements during their date in Turkey.
Foreign nationals with medical benefit certificates have to deliver their medical benefit documents to directorates or centers in the list given in the list of Social Security Provincial Directorates to receive medical assistance in accordance with Turkish legislation. When they deliver these formularies they will receive free of charge medical assistance just as our beneficiaries excluding the participation amount.
If they require medical assistance without having their medical benefit document, application should be submitted to the directorates or centers where they reside to provide their certificate through their security institutions.
Insurance holder will pay for the expenses occur until the medical assistance document is provided. If the documents are received before these insurance holders depart from Turkey, costs incurred will be returned to them in accordance with the legislation. If it is not received in the meantime before they depart Turkey or they depart Turkey without submitting application to directorates or centers to receive their medical assistance document, they can ask for reimbursement from their security institution in the home country by submitting receipts and medical documents of the costs incurred.
https://www.turkiye.gov.tr/immigration-guide
And aslo you can find further detailed information from the link below.
http://www.sgk.gov.tr/wps/portal/sgk/en/detail/foreign_healthcare
Corona virüs insanlarda solunum yolu hastalıklarına neden olabilen bir virüs ailesidir. Virüsün yüzeyindeki birçok taç benzeri sivri uç bulunduğundan dolayı TAÇ anlamında “korona” adı verilmiştir.
23 Mart 2020 #Risk grubu merhaba. Koronavirüs, Covid-19’ten En iyi korunma yolu:
«Kendimiz hastaymışız gibi düşünelim ve sevdiklerimizi hasta etmemeye çalışalım» gibi, düşünmekten geçiyor!#NefesAldıkçaUmutVar#Covid19 #Coronavirus #covid_19 #Koronavirüs #evindekaltürkiye #evdekal #evindekal #Nefes #PulmonerHipertansiyon #PulmonerArteriyelHipertansiyon #riskgrubu #AkciğerYüksekTansiyonu #Skleroderma #SistemikSkleroz #EisenmengerSendromu #idiyopatikPulmonerFibrozis #KTEPH #AkciğerNakli #KalpAkciğerNakli #raynaud #OrganNakli #OrganBağışı #Görünmezhastalık #NadirHastalık #PulmonaryHypertension #GörünmezEngellilik
22 Mart 2020 Doğumsal kalp hastalığı olan çocuklar corona virüs salgınında ne kadar risk altında?
22 Mart 2020 RAPORLU İLAÇ TEMİNİKronik hastalık nedeniyle kullanılan raporlu ilaçların ve sürekli kullanım gerektiren ilaçların rapor tarihlerinin bitmesi durumunda, Haziran 2020 sonuna kadar aynı raporlar geçerlidir.
21 Mart 2020 DUYURU tcicisleri 65 yaş ve üstü ile kronik rahatsızlığı olanlara “Sokağa Çıkma Yasağı” Genelgesi
21 Mart 2020 DUYURU 21 Mart Cumartesi saat 24.00 itibariyle 65 yaş ve üstü, ayrıca kronik rahatsızlığı olan vatandaşlarımızın ikametlerinden dışarı çıkmaları, park, bahçe gibi açık alanlarda dolaşmaları İl İdaresi Kanunun 11. Maddesi ve Umumi Hıfzıssıhha Kanunun 27. Maddesi kapsamında sınırlandırıldı.Ayrıntılı bilgi saat 19.30’da vatandaşlarımıza açıklanacaktır. ❗Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
21 Mart 2020 #AlkışYetmez Koronavirüsle mücadelenin getirdiği tüm risklere rağmen insan sağlığını önceleyen, insan yaşamını her şeyden üstün tutan, onurlu duruşları ile insanlığın bu zor günlerinde ülkemiz ve dünya nüfusunun hayatı ve sağlığı için mücadele eden, özveriden öte olağanüstü bir çaba içinde olan tüm sağlık çalışanlarının sağlık, yaşam ve güvenli koşullarda çalışma haklarına saygı konusunda atılacak her adımı destekleyeceğimizi duyuruyoruz.#PAHSSc#hayadhttps://www.hayad.org.tr/-salgnlarda-saglk-calsanlarnn-hakl…
20 Mart 2020 İstanbul Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nden, Şemdinli Komando Taburundaki evlatlarımıza muhteşem cevap. Erdal Taşçı Hocamız ve ekibi ve tabi ki Kartal Koşuyolu EAH, tek kelime ile muhteşemsiniz. Teşekkürler.
20 Mart 2020 T.C. Sağlık Bakanlığı'nın yeni uygulaması olan Online "Koronavirüs" kontrolü uygulamasınahttps://koronaonlem.saglik.gov.tr/dan erişebilirsiniz.Mecbur kalmadıkça dışarı çıkmayalım. Çünkü biz #risk grubundayız!#NefesAldıkçaUmutVar#Nefes #PulmonerHipertansiyon #PulmonerArteriyelHipertansiyon #Covid19 #Coronavirus #covid_19 #Koronavirüs #evindekaltürkiye #evindekal #sağlıkemekçileri #riskgrubu #AkciğerYüksekTansiyonu #Skleroderma #SistemikSkleroz #EisenmengerSendromu #idiyopatikPulmonerFibrozis #KTEPH #AkciğerNakli #KalpAkciğerNakli #raynaud #OrganNakli #OrganBağışı #Görünmezhastalık #NadirHastalık #PulmonaryHypertension #GörünmezEngellilik
18 Mart 2020 Teşekkürler Akciğer Damar Hastalıkları Derneği
Korona Virüs ve PH
İçinde bulunduğunuz topluma ve hastalarınıza verdiğiniz değer için PAHSSc olarak sizlere, teşekkür ederiz.Akciğer Damar Hastalıkları Derneği'nin web sayfasından veya derneğimizin web sayfsından ilgili habere erişebilirsinizhttp://www.adhad.org/KoronaVirus#
15 Mart 2020 Teşekkürler Dr. Metin AYTEKİN. (Pulmoner Arteriyel Hipertansiyon (PAH) konusunda yaptığı çalışmalardan ötürü Amerika'da ödül kazanmış doktorlarımızdandır.)
CORONA-19 (Corona Virüs) için ne kadar hazırsın?İçinde bulunduğunuz topluma ve hastalara verdiğiniz değer için PAHSSc olarak size, teşekkür ederiz.Dr. Metin AYTEKİN Bey'in web sayfasından veya derneğimzin web sayfasından ilgili habere erişebilirsinizhttps://www.metinaytekin.com/2020/03/15/corona-virus/
15 Mart 2020 Koronavirüs insan konakçısız ne kadar süre yaşayabilir?
Koronavirüs, Covid-19 dünyada ilk kez 12 Aralık 2019 tarihinde Çin'in Wuhan eyaletinde Göz Doktoru, Li Wenliang tarafından tespit edildi. Daha sonra kendisi de enfeksiyondan hayatını kaybedecektir.
Havada 3 saat yaşayabilir. Bakır yüzeyde 4 saat Karton yüzeyde 24 saat Plastik ve paslanmaz çelik yüzeylerde 3 gün (pet şişe, kalem, cep telefonu vb.) Eğer Covid-19 diğer koronavirüs olan SARS ve MERS e benziyorsa, o zamanCam ve metal yüzeylerde 9 gün yaşayabilir!
Yeni doğanlarda ve hatta 1 – 11 aylıklarda daha akciğerlerindeki hücrelerde virüsün tutunabileceği reseptörler gelişmediği için covid-19 enfeksiyonu çok nadir görülüyor. Covid19, bağışıklık sistemi zayıf olanlar, kronik hastalıkları olanlar ve özellikle akciğer hastaları ile 60 yaş üzerindeki insanları hedef alıyor. Çünkü insan yaşlandıkça bağışıklık sitemi de zayıflıyor.
14 günlük karantina süresi yaşanılan deneyimlerden yeterli bir süre olduğu ortaya çıkıyor. Karantina süresi dolduktan sonra evine dönen kişilerden yalnızca %1'inde Covid-19 enfeksiyonu gelişmiş.Doktorların gözlemlediği bir başka bulgu da, izledikleri 12 hastadan oluşan gruptaki 3 hasta da, iyileşmelerinin ardından, akciğer kapasiteleri %20 ile %30 arasında düşüşle araz bırakmış.
Covid19’un 2 farklı mutasyonu olduğu iddia ediliyor. L tipi ve S tipi. L tipi yeni soydan geliyor ve S tpipnden daha agresif. Hafif belirtilerle bu enfeksiyonu atlatan hastalar, S tipi kaynaklı covid-19 enfeksiyonlarıdır. Ağır semptomlar da L tipi enfeksiyonlardır. Enfeksiyonların %70'i ağırdır ve L tipinden kaynaklanmaktadır.
Eğer geliştirilecek bir aşı Covid2019’un mutasyon hızından daha yavaş gerçekleşirse bütün çabalar boşa gidebilir.
Bir başka deneyimde Covid19 enfeksiyonuyla mücadele eden Çin’in enfeksiyonun ortaya çıktığı zaman Wuhan’da uyguladığı tecrit önlemleri hastalığın yayılmasını %80 oranında yavaşlatmıştır.
Hastalığı sizde kendi çevrenizde,
Erken tanı İzolasyon ve Düzenli el yıkama ile yavaşlatabilirsiniz.Bir başka çalışma da yüksek nem ve hava sıcaklıkları virüsün bulaşma hızını düşürmektedir.
Lütfen, kendinize ve sevdiklerinize dikkat edin.
Bu dönem, kitap okuma, kendimizi gekiştirme dönemimiz olsun.
14 Mart 2020 Teşekkürler Türk Romatoloji Derneği
Bağışıklık Baskılayıcı İlaç Kullanan Romatizma Hastaları için Türkiye Romatoloji Derneği'nden Coronavirüs (Covid-19) Salgını Önerileriİçinde bulunduğunuz topluma ve hastalarınıza verdiğiniz değer için PAHSSc olarak sizlere, teşekkür ederiz.Türk Toraks Derneği'nin web sayfasından veya derneğimzin web sayfsından ilgili habere erişebilirsiniz.
http://www.romatoloji.org/Haberler/122
14 Mart 2020 Teşekkürler Türk Toraks Derneği
COVID-19 hakkında akla gelen sorular ve yanıtlarıİçinde bulunduğunuz topluma ve hastalarınıza verdiğiniz değer için PAHSSc olarak sizlere, teşekkür ederiz.Türk Toraks Derneği'nin web sayfasından veya derneğimzin web sayfsından ilgili habere erişebilirsinizhttps://www.toraks.org.tr/halk/News.aspx?detail=5732
13 Mart 2020 Sağlık Bakanlığı tarafında açıklanan Koronavirüs önlemleri
YURTDIŞINDAN DÖNÜŞLERDE 14 GÜN KURALI1 Yurt dışına çıkmayın. Seyahatlerinizi iptal edin ya da erteleyin.2 Çıktıysanız, dönüşte ilk on dört günü evde geçirin.3 Aile üyelerini korumak için evde kendinizi izole edin.4 Evde geçen süre boyunca ziyaretçi kabul etmeyin.5 İzole edilmiş kişinin odasına maskesiz girmeyin.6 Odanızı sık sık havalandırın. 7 İnsanlarla, özellikle yaşlılar ve kronik hastalıkları olanlarla temas kurmaktan kaçının. 8 Ellerinizi sık sık su ve sabun ile en az 20 saniye boyunca ovarak yıkayın. 9 Kapı kolları, armatürler, lavabolar gibi sık kullandığınız yüzeyleri su ve deterjanla her gün temizleyin. 10 Havlu gibi kişisel eşyalarınızı ortak kullanmayın. 11 Kıyafetlerinizi 60-90 derecede normal deterjanla yıkayın. 12 Bol sıvı tüketin, dengeli beslenin, uyku düzenine dikkat edin. 13 Evden çıkmak zorunda kalırsanız mutlaka maske takın. 14 Düşmeyen ateş, öksürük ve nefes darlığınız varsa maske takarak sağlık kuruluşuna başvurun.KORONAVİRÜSTEN KORUNMANIN 14 KURALI
1- Ellerinizi sık sık su ve sabun ile en az 20 saniye boyunca ovarak yıkayın.2- Soğuk algınlığı belirtileri gösteren kişilerle aranıza en az 3-4 adım mesafe koyun.3- Bulunduğunuz ortamları sık sık havalandırın4- Kıyafetlerinizi 60-90 derece normal deterjanla yıkayın.5- Ateş, öksürük, nefes darlığı gibi şikâyetleriniz varsa, maske takarak bir sağlık kuruluşuna başvurun.6- Öksürme ve hapşırma arasında ağız ve burunu tek kullanımlık mendille kapatın, mendil yoksa dirseğin iç kısmını kullanın.7- Yurtdışı seyahatlerinizi iptal edin ya da erteleyin.8- Kapı kolları, armatürler, lavabolar gibi sık kullandığınız yüzeyleri su ve detarjanla her gün temizleyin.9- Tokalaşma, sarılma gibi yakın temaslardan kaçının.10- Soğuk algınlığı belirtileriniz varsa yaşlılar ve kronik hastalarla temas etmeyin, maske takmadan dışarı çıkmayın.11- Ellerinizle gözlerinize, ağzınıza ve burnunuza dokunmayın.12- Yurt dışından dönüşte ilk 14 günü evinizde geçirin.13- Hiçbir kişisel eşyanızı (havlu gibi gündelik eşyaları) ortak kullanmayın.14- Bol sıvı tüketin, dengeli beslenin, uyku düzeninize dikkat edin.
11 Mart 2020 Koronovirüs ve Pulmoner Hipertansiyon Topluluğu için Tavsiyeler:İsmim Roham Zamanian. Stanford Üniversitesi Tıp Merkezi Yetişkin Pulmoner Hipertansiyon Programı Başhekimiyim. Koronovirüs, Pulmoner Hipertansiyon konusundaki gelişmeleri, aynı zamanda, Camiamızın ve Pulmoner Hipertansiyon hastalarının düşünmeleri gereken detaylar konusunda biraz bilgi verebilmek amacıyla karşınızda bulunuyorum.Topluluğumuzda, başlamamız gereken ilk nokta, bu konuda çok endişe olduğunun ve hem medya hem sosyal medyada çok fazla bölük pörçük, ufak tefek bilgi bulunduğunun hastaların bilmesidir. Hastaların genelde bilgi için başvurmaları gereken ilk yer CDC (Amerikan Hastalık Kontrol Merkezleri) ( Centers for Disease Control and Prevention) web siteleri ve kendi ülkelerindeki sağlık hizmet sistemi web sitesi olmalıdır. CDC web sitesiyle oldukça güncel olanlar Koronavirüs, CDC veya COVID-19 CDC ‘ye baktıklarında, hem hastalara, hem de doktorlara yönelik çok detaylı bilgi bulabilirler.Hastaların farkında olmaları gereken ikinci nokta, bunun bir viral (virüsün yol açtığı) enfeksiyon olduğu ve kısmen bulaşıcı aynı zamanda hasta sağlığı üzerinde çok etkili olduğudur. Koronavirüs hastalık riskine yatkın hastalar için daha çok tehlike olasılığı taşıdığı görülmektedir. Bu nedenle, PH hastaları ve aynı zamanda yaşlılar dikkat etmelidirler. Bu konuda, bir dereceye kadar çok fazla panik bulunmaktadır. Fakat kanımca hastalar ve tıbbi görevliler, herkes, hepimiz, hekimler kendi hijyenimizin sorumluluğunu almakla yola çıkmalı ve el yıkamanın azami önem taşıdığını bilmeliyiz. El dezenfektanları iyidir ancak gerekli değillerdir. Temel ve esas olan, el yıkama teknikleridir. Bu konuda, aranabilecek çevrim içi birçok video vardır. Sadece önemli olan bunları mümkün olduğu kadar sık uygulanmasıdır.Hastalarıma yapmaları gereken ikinci söylediğim nokta gereksiz ortamlardan kaçınmalarıdır. Bir arkadaşı ziyaret edip etmemeniz size bağlıdır. Ancak şu durumda ünüversiteler bile sınıflarını çevrim içi (online) olarak yürütme değişikliği yapmışlardır. Bir yolculuğa çıkmayı planlıyorsanız, söz konusu seyahatı geciktirmeye çalışmanız yararlı olur. Çok büyük bir organizasyona gitmeyi düşünüyorsanız, ancak kiminle ve nasıl görüşeceğinizi çok fazla kontrol edemeyecek iseniz, katılımınızı tekrar gözden geçirmek akıllıca olur. Bunu ben kendi ailem için yapıyorum, hastalarım için yapıyorum ve bunun başlayacağımız ilk nokta olduğunu düşünüyorum.Üzerinde düşünülecek noktalardan bir diğeri sağlık hizmetiniz konusunda, sizin için irtibat kişisinin kimler olduğudur. Pulmoner Hipertansiyon Merkezinin bir parçası olan her hasta kendi PH uzmanlarına erişebilmelidir. Esasında, gerçekten, üst solunum yolu belirtileri var mı fikrinden başlamak gerektiğini düşünüyorum. Ateş var mı ve sın zamanlarda yolculuk yaptınız mı veya kuşkulu bölgeleri ziyaret etmiş kişilerle temasınız oldu mu? Uluslararası destinasyonlar / gidilebilecek yerler CDC tarafından halihazirda liste halinde belirtilmektedir. Bu konu hakkında en zor nokta, olağan cinste bir grip ve üst solunum yolları enfeksiyonu olmadığıdır. Tedbirli olmanın ve sağlık hizmetleri sistemiyle iletişimde olmanın, sizinle ilgili bilgiyi, itibarlı bir kaynaktan almanın başlangıç için iyi bir nokta olacağını zannediyorum.Hijyen ürünlerine ulaşılabilir olmak her zaman iyiydir. El dezenfektanlarını bulabilmek, saçma bir şekilde zorlaşmıştır ve gerekli değillerdir. İlk olarak, önerilmiş olup bulmanız gereken el dezenfektanları %60 veya daha fazla alkol içerirler. Bu besbellidir ancak hastalar ellerini yıkamak için, votka gibi içilebilen alkol veya ispirto içeren solüsyonları kullanmamalıdır. Buna ihtiyaç olmadığı bir gerçektir. Esasında ılıksu yanısıra antibakteryal sabun kullanmalı ve el yıkama tekniklerini uygulamalısınız. Yine süreyi ve düzgün el yıkamanın nasıl yapıldığını web sitelerinden öğrenebilirsiniz. Kanımca, böyle ürünün temin edilmesi yeterlidir.Hastalara hem kendileri hem de diğer kişilerin güvenliği için doktorları tarafından kendilerini izole etmeleri ve evlerinde karantinaya almaları söylenebilir.Eğer böyle bir durum söz konusu ise, 7, 14 gün veya kaç gün yapmaları söylenmiş ise, onlara yetecek erzaklarının bulunması tabii ki gerekecektir. Ancak bu konuda, bir plan, hem bir iletişim hem de destek planı yapmış olduğunuzdan emin olun. Bizim sorumluluğunu üstlendiğimiz PH hastalarının çoğunun , aynı zamanda onlara destek olan aileleri var. Bu nedenle kanımca bu süreci atlatmanıza yardım edecek böyle destek mekanizmalarını iyice düşünmelisiniz.Sihirli hiçbir şey yok. Dışarı koşup tüm dünyanın tuvalet kağıdını almanıza gerek yok. Çok miktarda su şişesi almanıza ihtiyaç yok. Esas gerekli, eğer karantinaya ihtiyacınız olursa, bazı planların hazır olmasıdır. Daha önemli nokta hastalarla hiçbir şekilde temasta olmalarını önlemek veya onların başka hastalarla farkında olmadan irtibat kurabileceği durumları önlemektir.Stanford Ekibi olarak, pulmoner hipertansiyonlu durağan durumda olan veya uzun süreyle belirgin semptomlarında değişiklik olmamış hastalarımızı, bir sağlık hizmeti ortamında hastalığa maruz olma olasılığına karşı, kliniğe gelmemelerini söylemeye yatkınız. Ancak yine de, bu konuda detayları almak zordur. Hastanın pulmoner hipertansiyon konusunda ilk pulmonoloğuna (göğüs hastalıkları uzmanına) veya ilk bakımını sağlayan hekime başvurmasına kendi hekimi karar vermelidir.Grip iğnesi veya aşısı açısından aşının bu Koronavirüs gerginliğine yararlı olmamasına rağmen, yine de, hastalarımı henüz yaptırmamışlarsa, aşıyı arayıp yaptırmalarını teşvik ediyorum. Etrafta dolaşan çok çeşitli virüslerin olduğunu düşünmeliyiz. Bunun üzerine çok odaklanmış bulunduğumuz Koronavirüs yanısıra patojen (hastalık mikroplarına) solunumla ilgili diğer virüslere karşı hastalarımızın aşı olmalarını garantiye almak isteriz. Bu nedenle tavsiyemizde bir değişiklik olmayacaktır. Başka bir bakış açısı, posta ile siparişle rutin olarak ilaçlarını alan hastalara bu eklenmeli ve hastalar bu konuda bilgilendirilmelilerdir. Yine özel bir tavsiyede bulunmadan yedekler konusunda ve elinizde bulunanlar için önceden plan yapmanızın iyi bir alışkanlık ve iyi bir uygulama olduğunu eklemeliyiz.Zannediyorum söylenecek diğer bir nokta durumun yavaş yavaş evrim geçirmekte olduğudur. Hastalar önceden belirttiğim gibi uygun kaynaklarla güncel kalmalılar ve esas veya pulmoner kardiyolog hekimlerinin tavsiyelerine uymalıdırlar.Bu dinamik bir durumdur. Değişen noktalar vardır ve protokoller ve prosedürler değiştikçe ve eğer kayda değer değişiklik varsa, hastalar konuyla ilgilenmeli ve CDC güncellemelerini göz önüne almalıdırlar. Tabii ki başka bir takip (follow up) mülakatı yapmış olmaktan ve sizi Stanford’da olan veya geniş anlamda pulmoner hipertansiyon hastaları için güncellemeler konusunda bilgilendirmekten memnunuz.İsmim Rohan Zamanian. PH hekimiyim ve hastalarımın nadir ve harika olduklarının farkındayım.PAHSSc için Türkçeye çeviren, İstanbul Sorumlularımızdan Sn. Değer Kesimoğlu’na teşekkürlerimizle.https://www.facebook.com/notes/phaware-global-association/coronavirus-and-advice-for-the-pulmonary-hypertension-community-roham-zamanian-m/1605365906293263/#Pahraman #PAHSSc #Nefes #PulmonerHipertansiyon#PulmonerArteriyelHipertansiyon #Covid19 #AkciğerYüksekTansiyonu #Skleroderma #SistemikSkleroz #Coronavirus #EisenmengerSendromu #idiyopatikPulmonerFibrozis #KTEPH #AkciğerNakli #KalpAkciğerNakli #raynaud #OrganNakli #OrganBağışı #NefesAldıkçaUmutVar #GörünmezHastalık #NadirHastalık #PulmonaryHypertension #Koronavirüs #PAH #SSc #IPF #PH #ES #PPH #GörünmezEngellilik Nadir Hastalıklar Ağı / Rare Diseases NetworkLearn more about pulmonary hypertension trials at www.phaware.global/clinicaltrials. Never miss an episode with the phaware® podcast app. Follow us Phaware Global Association on Facebook, Twitter, Instagram, YouTube & Linkedin Engage for a cure: www.phaware.global/donate #phaware #phawareMD #Coronavirus #COVID19Stay up to date with the latest on Coronavirus Disease 2019 at the CDC Website.
10 Mart 2020 Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, ülkemizde de Koronavirüs hastalığına (COVID-19) rastlandığını bildirdi.
Hem Sağlık Bakanlığı'mıızın hem de sosyal Medya da çokça paylaşılan bilgilendirmeyle Coronavirus ten nasıl korunabileceğimizi sizlere paylaşmayı istedik.
#Repost @saglikbakanligi• • • • • •14 Gün Kuralı'nı uygularken evinizde dikkat etmeniz gerekenler
ABD'de korona virüsünü en iyi bilen virolog doktor James Robb'un konuyla ilgili yazdığı önemli mektubu
Herkesin okumasını öneriyorum:
Yaklaşan COVID-19 (koronavirüs) salgını için ne yapıyorum?James Robb, Tıp Doktoru / San Diego3 Mart 2020
Sevgili meslektaşlarım,Bazılarınızın hatırlayacağı gibi, California San Diego Üniversitesi'nde bir patoloji profesörü olduğumda, koronavirüslerde (1970'ler) çalışan ilk moleküler virologlardan biriydim. Virüsün içerdiği gen sayısını ilk gösteren ben oldum. O zamandan beri, farklı hayvan kaynaklarından insan popülasyonuna (örn., SARS, MERS) koronavirüs alanını ve çoklu klinik transferlerini sürdürdüm.ABD'deki genişlemesi için mevcut projeksiyonlar, dünya çapındaki yetersiz veriler nedeniyle sadece olasıdır, ancak ABD'de Mart ve Nisan ortasına kadar yaygın olması muhtemeldir.İşte yaptığım ve aldığım ve alacağım önlemler. Bunlar, maske ve eldivenler hariç, şu an grip sezonlarımızda kullandığım önlemlerin aynısı:1) EL SIKMAK YOK! Yumruk yumruğa vuruş, başı hafifçe eğme veya dirsek dirseğe dokunuş vb. kullanın.2) Işık düğmelerine, asansör düğmelerine, vb. dokunmak için SADECE parmakların dış tümseğini kullanın.3) Kapıları kapalı yumruğunuz veya kalçanızla açın - kapıyı açmanın başka bir yolu yoksa kolu elinizle tutmayın. Banyo ve postane / ticari kapılar için özellikle önemlidir.4) Marketlerde kolu ve çocuk koltuğunu silmek de dâhil olmak üzere mağazalarda dezenfektan mendil kullanın.5) Diğer insanların bulunduğu yerleri içeren HERHANGİ bir faaliyetten eve döndüğünüzde, ellerinizi sabunla 10-20 saniye yıkayın ve / veya % 60'tan fazla alkol bazlı el dezenfektanı kullanın.6) Evinizin her girişinde ve arabanızda da ellerinizi hemen yıkayamadığınızda diğer kontamine nesnelere dokunduktan sonra kullanmak üzere bir şişe dezenfektan bulundurun.7) Mümkünse, tek kullanımlık bir mendile öksürün veya hapşırın ve atın. Dirseğinizin iç tarafını sadece zorunlu hallerde kullanın. Zira kıyafetler de bir hafta veya daha uzun süre bulaşabilen bulaşıcı virüs içerebilir!Amerika’da yayılan bir salgın için hazırlandığım şeyler:1) Alışverişe giderken, benzin pompasını kullanırken ve kontamine alanlarla temas ettiğinizde diğer tüm dış aktivitelerde kullanılmak üzere lateks veya nitril lateks tek kullanımlık eldivenler.
Not: Bu virüs öksürme ve hapşırma yoluyla büyük damlacıklarla yayılır. Bu virüs hava yoluyla bulaşmaz! AMA bu damlacıkların bulunduğu her yer ortalama olarak yaklaşık bir hafta boyunca bulaşıcı olur ve enfekte olmuş insanlarla ilişkili her şey kontamine olacak ve potansiyel olarak bulaşıcı konuma gelecektir. Virüs yüzeylere yapışıktır ve korunmasız yüzünüze doğrudan öksürülmezse veya hapşırılmazsa enfekte olmazsınız. Bu virüs sadece akciğer hücreleri için hücre reseptörlerine sahiptir (sadece akciğerlerinizi enfekte eder). Virüsün sizi enfekte etmesinin tek yolu burnunuza veya ağzınıza ellerinizle dokunmakla veya enfekte bir öksürük veya burnunuza veya ağzınıza veya hapşırılması ile olur.2) Şimdi tek kullanımlık cerrahi maskeleri stoklayın ve bunları burnunuza ve/veya ağzınıza dokunmanızı önlemek için kullanın (Hepimiz bilmeden burnumuza/ağzımıza günde 90 defa dokunuyoruz!). Akciğere özgü olan bu virüsün sizi enfekte etmesinin tek yolu budur. Maskenin amacı, doğrudan hapşırıktaki virüsün burnunuza veya ağzınıza girmesini engellemek değil, sadece burnunuza veya ağzınıza dokunmanızı önlemek içindir.3) El dezenfektanları ve lateks eldivenleri stoklayın (aileniz için uygun boyutları alın). El dezenfektanlarının etkili olabilmesi için alkol bazlı ve % 60'tan fazla alkol içermesi gerekir.4) Şimdi çinko pastilleri stoklayın. Bu pastillerin, koronavirüsün (ve diğer virüslerin çoğunun) boğazınızda ve genzinizde çoğalmasını önlemede etkili olduğu kanıtlanmıştır. HERHANGİ BİR "soğuk algınlığı" semptomlarının başladığını hissetmeye başladığınızda, her gün birkaç kez önerildiği gibi kullanın. Yatmak ve pastilin boğazınızın ve genzinizin arkasında çözünmesini sağlamak en iyisidir.
Diğer pek çok kişinin yaptığı gibi, bu salgının MAKUL bir şekilde yer alacağını umuyorum, AMA ben şahsen olacağını düşünmüyorum. İnsanlar bu yılana benzer virüsü daha önce hiç görmediler ve ona karşı hiçbir iç savunma yok. Bu virüsün moleküler ve klinik virolojisini anlamak için dünya çapında muazzam çabalar sarf edilmektedir. Bu virüsün genomikleri, yapısı ve virülansı hakkında bugüne kadar inanılmaz moleküler bilgiye zaten ulaşılmıştır. ANCAK bizi korumak veya içimizdeki enfeksiyonu sınırlamak için bu yıl hiçbir ilaç veya aşı olmayacaktır. Yalnızca semptomatik destek mevcuttur.
Umarım bu kişisel düşünceler, potansiyel olarak yıkıcı bir salgın sırasında faydalı olacaktır. Bu e-postayı paylaşabilirsiniz. Hepimize iyi şanslar!Jim
5 Mart 2020 Avrupa Akciğer Vakfı ELF, Covıd-19 - Sorularınız Bir Solunum Uzmanı Tarafından Cevaplanıyor. 5 Mart 2020
Sorularınızı aldık ve Avrupa Solunum Cemiyetinden (ERS) enfeksiyon hastalıkları uzmanı Profesör James Chalmers [1] ile konuştuk. Bu yazı size COVID-19 hakkında solunum özelinde güncellenmiş bilgi verecektir. Salgınla ilgili başka sağlık sorularınız olduğu takdirde info@europeanlung.org ’a yazabilirsiniz.
BRONŞEKTAZİ HASTASIYIM. COVID-19’A YAKALANMA İHTİMALİM DİĞER İNSANLARA GÖRE DAHA Mİ YÜKSEK?Hayır. Herhangi bir insan enfeksiyona yakalanabilir, fakat altta yatan ciğer sorunu olan kişiler daha çok araz gösterebilirler veya hasta olmayan kişilere göre daha şiddetli bir enfeksiyon geçirebilirler.Şimdiye kadar, COVID-19’a yakalanan kişiler hafif viral belirtiler gösterse de, bazı hastalar ciğer enfeksiyonu/zatürree geçirebiliyorlar. Bronşektazi hastalarının COVID-19 sonrası ciğer enfeksiyonu geçirme ihtimalinin yüksekliğinden henüz emin olmasak da, grip vakalarında böyle olduğunu biliyoruz.
AKCİĞER NAKLİ OLDUM. BANA VERECEĞİNİZ ÖZEL BİR TAVSİYE VAR mi?Nakil ekibiniz ve uzman hekiminizin sizin için bir planı olmalı, onları dinleyin.Genelde, viral enfeksiyon belirtileri gösteriyorsanız, son 40 gün içerisinde etkilenmiş ülkelerden birine seyahat etmişseniz, kendinizi evde izole etmeniz ve nakil ekibinizle temasa geçmeniz gerekir.
SOLUNUM HASTALIĞI OLAN KİŞİLERİN COVID-19 YÜZÜNDEN ÖLMELERİ DAHA MI OLASI?Su ana kadar yaşlı hastalar ve akciğer dahil önceden gelen hastalıkları olan kişilerin ölme riski daha yüksek oldu. Yine de, sunu vurgulamak önemli: çoğu hasta-akciğer sorunları olanlar dahil-hafif enfeksiyon geçirerek hastalığı atlattılar.
ASTIM’IM OLDUĞU İÇİN ALMAM GEREKEN EKSTRA ÖNLEMLER VAR MI?Herkesin risklerini kısıtlamak için almaları gereken önlemler var. Astım hastası veya herhangi bir akciğer sorunu olan hastalarda bu özellikle önemli.
• Yıkanmamış ellerinizi ağzınıza, burnunuza ve gözünüze değdirmeyin.• Hasta olan kişilerle temastan kaçının. (1-3 metre)• Mikroplu olabilecek yüzeylerle temas ettiyseniz, ellerinizi dikkatlice yıkayın.
KOAH HASTASIYIM, KENDİMİ VİRÜSTEN KORUMAK İÇİN MASKE TAKMALI MIYIM?Genel nüfus için maske takmak sadece kişi ateş, öksürük gibi semptomlar gösteriyorsa gereklidir. Solunum sorununuz varsa, maske takmanız tavsiye edilmiyor çünkü nefes almanızı zorlaştırabilir. Solunum probleminiz var ve COVID-19’a yakalanmayı önlemek istiyorsanız, doktorunuzla konuşun.Yüz maskesi yokluğu yaşanmaması için sadece ihtiyacı olanların kullanıyor olması doğrudur. Maskenizi doğru kullanmak ve onu doğru bir şekilde atmak çok önemlidir. The World Health Organization has useful information about this.
ÇOCUĞUM ASTIM HASTASI, OKULA GÖNDEREBİLİR MİYİM?Eğer çocuklarınızın güvenliği ile ilgili bir tehdit varsa, yerel yönetim ve okul sizi uyaracaktır. Çocuğunuzun ilaçlarını almasını sağlayın.
KİSTİK FİBROSİZ OLAN BİRİ OLARAK YAPMAMAM GEREKEN BİR ŞEY VAR Mİ?Sağlık profesyonellerinin tavsiyelerini dinleyin, COVID-19 vakalarının seyrek olduğu ülkelerde, ekstra bir önlem almanıza gerek yok.
HASTA DERNEKLERİNİN EN DOĞRU BİLGİLERE ULAŞABİLECEKLERİ KAYNAKLAR HANGİLERİDİR?Bilgilere güvenilir bir kaynaktan eriştiğinizden emin olmanız çok önemlidir. Size başvuracağınız kaynaklar olarak şu adresleri öneriyoruz:• The World Health Organization• The European Centre for Disease Control (ECDC)• The European Respiratory Society• The Platform for European Preparedness Against (Re)emerging Epidemics (PREPARE)
AVRUPA’DAKİ DERNEKLER BU KONU İLE İLGİLİ NELER YAPIYORLAR?
Şüpheli vakaları tespit edip test yapmak, el yıkama gibi kişisel sorumlulukları sağlamak ve hastalığa hazırlıklı olmak için çalışmalar yapmaktalar.
ERS ve PREPARE, COVID-19 hakkında bir dizi web semineri oluşturdular. Bu linkten izleyebilirsiniz.
KOAH HASTASIYIM, EVCİL HAYVANIMDAN COVID-19 BULAŞIR Mİ?Şu an için elimizde kedi, köpek gibi ev hayvanlarının COVID-19’a yakalanabilecekleri bulgusu bulunmamakta.
FURTHER INFORMATION[1] This information has been compiled with Professor James Chalmers, University of Dundee, Chair of the respiratory infection group (10.01) of the European Respiratory Society (ERS) and Deputy Chief Editor of the European Respiratory Journal (ERJ).Find out more and stay up-to-date on the latest news about COVID-19.We are working closely with respiratory experts from the European Respiratory Society (ERS) to answer as many questions related to COVID-19 as possible. If you have any other questions, you can contact us at info@europeanlung.org. We are receiving a large number of questions about COVID-19, so we are unable to respond directly to these emails. We will combine the questions that we receive, and these will be updated on the Q&A section of the website regularly.
PAHSSc için Türkçeye çeviren, İstanbul Sorumlularımızdan Sn. Ayşe Kora AKERSOY’a teşekkürlerimizle.
https://www.europeanlung.org/…/covid-19-%E2%80%93-your-ques…
Diğer Kaynaklar:
https://www.seyahatsagligi.gov.tr/Site/koronavirus
https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-51177538
https://t24.com.tr/haber/alman-uzman-yazdi-23-sayfada-koronavirus-hakkinda-her-sey-neden-hemen-harekete-gecmeniz-gerekiyor,866050
https://gisanddata.maps.arcgis.com/apps/opsdashboard/index.html#/bda7594740fd40299423467b48e9ecf6#Nefes #PulmonerHipertansiyon #PulmonerArteriyelHipertansiyon #Covid19 #AkciğerYüksekTansiyonu #Skleroderma #SistemikSkleroz #Coronavirus #EisenmengerSendromu #idiyopatikPulmonerFibrozis #KTEPH #AkciğerNakli #KalpAkciğerNakli #Romatoloji #göğüshastalıkları #raynaud #OrganNakli #OrganBağışı #NefesAldıkçaUmutVar #GörünmezHastalık #NadirHastalık #PulmonaryHypertension #Koronavirüs #PAH #SSc #IPF #PH #ES #PPH #GörünmezEngellilik #pahssc #metinaytekin @saglikbakanligi @tcicisleri @tbmmresmi @turktabipleribirligi @tcbestepe
Avrupa Kardiyoloji Derneği'nin 10 yıllık çalışmasında da gösterildiği gibi hamile PAH hastalarının %40'ı kalp yetmezliği veya ölümle sonuçlanmaktadır.
Pulmoner Hipertansiyon ve Gebelikle ilgili bilinmesi gereken 4 Gerçek:
Pulmoner Hipertansiyon doğurganlık yaşındaki kadınları da kapsayan, tüm yaşlardaki kişileri etkileyen kronik bir akciğer hastalığıdır. Pulmoner Hipertansiyon olması durumunda, gebe kalmanın yüksek risk taşıdığı göz önünde bulundurulmalıdır. Gebeliğin gereksinimleri anne sağlığını tehlikeye sokar ve ölüm oranları, %30 ve %56 arasında olmak üzere, yüksektir. Pulmoner Hipertansiyon’lu kadın hastalara genellikle gebelik aleyhinde tavsiyede bulunulur. Eğer gebe kalırlarsa, multidisipliner (birden çok akademik disiplini içeren) bir ekip tarafından dikkatlice izlenilmeleri önerilir. Heartdiseaseandpregnancy.com ve hindawi.com yardımıyla gebelik ve pulmoner hipertansiyonla ilgili bazı unsurları biraraya getirdik.
Kalp Yetmezliği Riski:Bir kadın gebe kaldığında, kan hacmi, büyümekte olan fetüsü (anne karnındaki bebeği) besleyebilmek için, %30-%50 oranında arasında artar. Bu ilave kan, kalp tarafından vücuda pompalanır. Bu nedenle, kalbin çok daha fazla çalışmasına sebep olur.Kalbin sağ tarafı, zaten pulmoner hipertansiyon nedeniyle zayıflamış olduğundan, kalp yetmezliği riski normale göre daha fazladır.
Kan Pıhtı Riski:Tüm gebe kadınlar, bacaklarda oluşan pıhtıların akciğerlere veya amniyotik sıvıya gitmesiyle oluşan tromboembolizm (pıhtılaşmayla damar tıkanması) riski taşırlar. Bu durum, herhangi bir kişi için tehlikelidir ancak pulmoner hipertansiyon hastaları için daha da çekincelidir.
Doğumda Tehlike:Doğum sancısı çekme, kalbin daha fazla zorlanması ve kan basıncının artması nedeniyle özellikle pulmoner hipertansiyonlu kadınlar için tehlikelidir. Çoğu gebelikte, anne ölümü doğum anında ve doğumu izleyen ayda görülür.
Bebek için Riskler:Eğer anne doğum tamamına ermeden önce, kalp yetmezliği veya tromboembolizm (pıhtılaşmayla damar tıkanması) ‘den müzdarip ise, bebek, kalıtım yoluyla pulmoner hipertansiyon alma riski taşır.
https://pulmonaryhypertensionnews.com/2017/03/29/four-facts-about-pulmonary-hypertension-and-pregnancy/
https://www.pahssc.org.tr/duyuru/2/pulmoner-hipertansiyonda-gebelik-olumcul---2018-09-21
PAH'lu, hastalar için ortak bir kafa karışıklığı noktasıdır. Oksijenin karbondioksite dönüştüğü akciğer bölümünü etkileyen çoğu akciğer hastalığında oksijen seviyelerinin düştüğü doğrudur. Bu, vücuttaki oksijen eksikliğini yansıtan nefes darlığını kolayca açıklar. Pulmoner arteriyel hipertansiyonda (PAH), akciğer dokusu ilk etapta birincil olarak etkilenmez. PAH, akciğerden geçen kan damarlarını etkiler ve çoğu durumda oksijen seviyeleri azalmaz. Olan şu ki, damar duvarındaki hücrelerin aşırı büyümesiyle kan damarlarının tıkanması, sağ ventrikülde (SV) yani kanı akciğerden iten kalp odasında bir gerilim yaratır. Bu oda ince cidarlıdır (duvarları incedir) ve eforla gelen fazladan yüke hızlı bir şekilde cevap veremez ve başarısız olur. Sonuç olarak, pompalama verimliliği düşer ve sağ odaların her kasılma ile çıkardığı kan miktarı azalır. SV, kan dolaşımının tüm devresinin bir parçasıdır. Kanı akciğere iter, ancak pompalama verimliliğinin azalması, tüm vücutta dolaşan kan miktarının azalmasına neden olur. Böylelikle PAH'lı hastalar, kandaki oksijen seviyesi düştüğü için değil, her kalp kasılmasında oksijen taşıyan kan miktarı azaldığı için nefes darlığı yaşarlar. Dokular daha az kan aldıkları için oksijen eksikliğini hissederler.
Dokuların oksijen tarafından sunulan artan enerji ihtiyacını karşılamak için daha fazla oksijen/kana ihtiyaç duyduğu, artan aktivite (egzersiz) sırasında bu durum daha belirgin bir hal alır. Bu nedenle PAH'lı hastalar çoğunlukla aktivite ile nefes darlığı yaşarlar. Öyle ki hastalığın çok ileri / geç evrelerinde istirahat halindeyken bile nefes darlığı yaşarlar. Oksijen genellikle çoğu insanı daha iyi hissettirse de, diğer akciğer hastalıklarının çoğunun aksine, PAH tedavisinde oksijen desteğine rağmen hastaların egzersiz sırasında neden bayıldıklarını da açıklar. Çünkü beyne gönderilen kan miktarı, egzersiz sırasında önemli ölçüde daha da azalır ve geçici bir bilinç kaybına (yani senkop) neden olur.
PAH'da gizli kalan ama en önemli ayrıntı; sağ kalbinizin akciğerdeki basıncı ne kadar tolere ettiği, üstesinden geldiği kısacası ne kardar güçlü olduğudur. PAH ile yaşamakta her şeyi o belirler. Sağ kalp her hastada farklı güçtedir. Bu yüzden kimi hasta yüksek akciğer kan basıncını tolere edebilirken kimisi daha düşük basınçları tolere edemez.
10 Aralık 2018 Cleveland Clinic, "Pulmoner Hipertansiyonu kalıtım yoluyla alabilir misiniz?"
Bilmeniz gerekenler işte burada:
Nadir bir değişim bu hastalık için riskinizi arttırabilir
Yıllarca annenizi soluksuz kalmasına sersemleşmiş bir şekilde ve kendini yorgun hissederek Pulmoner Hipertansiyon ile mücadele etmesine şahit oldunuz. Bu nedenle, söz konusu nadir ve yaşamı tehdit eden hastalığın sizde de oluşabileceğini merak ediyorsunuz. Pulmoner Hipertansiyon akciğerlere ve kalbe zarar verir. Ayrıca, kalp yetmezliğine ve tehlikeli kalp ritm bozukluklarına yol açabilir.
Kalıtımsal gen değişimleri (mutasyonları) hiçbir oluşun sebebinin bilinmediği vakaların yüzde 20 sinin sebebi olarak görülebilir. Lisanslı genetik danışmanı Christina Rigelsky, MS, LGC, bir akrabanın hastalık nedeninin kalıtımsal olup olmadığını başlangıç evresinden bilmek tüm ilgililer için yardımcı olabildiğini söyler.
Eğer size bir PH tanısı konulmuş ise, bu hastalığı çocuklarınıza geçirip geçirmeyeceğiniz hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak faydalı olur.
Eğer örneğin ebeveyniniz veya kardeşinizde PH varsa, sizde gen değişikliğinin varolması doktorların sizde gelişebilecek belirtilerin sebeplerini çözümlemelerine yardım edebilir. Sonra sizi daha iyi neticeye yöneltebilecek doğru tedavi yoluna erkenden başlatabilirler.
Pulmoner Hipertansiyon’da ne olur(cereyan eder)?PH akciğerlerinizde yüksek kan basıncı olması demektir. Zamanla, artan basınç katılaşır ve akciğerlerinizin kan damarlarına zarar verir ve onları daraltır. Bu olay, sağ kalp karıncığını, kalpten kan pompalayabilmek için daha fazla çalışmaya zorlar ve genişlemesine neden olur.Durumunuz ilerleyene kadar, nefes darlığı, yorgunluk, sersemlik ve bayılma nöbetlerini içeren belirtiler anlaşılmaz, belirgin olmaz.Ms. Rigelsky bu belirtiler PH’a özgü olmadığından genellikle tanı koymada sık sık gecikmeler olduğunu söyler.
PH sadece bir hastalık değildir. Çok yönlü sebepleri ve risk faktörleri içerir. PH riskini arttıran diğer faktörler şöyledir:-Bir kalp, akciğer, karaciğer, böbrek ve kan hastalığı bulunması-Lupus, Skleroderma veya başka romatizmal hastalık bulunması-Obesite (aşırı şişmanlık) veya uyku apnesinden müzdarip olmak veya yüksek irtifa (rakım) da yaşamak- Geniş bir akciğer atardamarında kan pıhtısı-Geçmişte Fen-Phen ( 1997 yılından ber piyasada bulunmuyor) zayıflama ilacının kullanımı. Bu PH riskinizi 23 kat arttırır.
Ms. Rigelsky’e göre, bir kalıtımsal sebep bulunmasının en büyük olasılığı ya aile tarihçesinde PH bulunması veya hiçbir bilinen sebebin bulunmaması durumudur.
Hangi neden PH’a sebep olur?En yaygın sebep -kalıtımsal vakaların yaklaşık olarak yüzde 75 inde görülen- kemik orfogenetik protein reseptör 2 (BMPR2) adlı gendeki değişikliktir. Bu gen akciğerlerdeki küçük atar damarlardaki büyümeyi düzenlemeye yardım eder.Bu gen doğru şekilde çalıştığında, atardamar açık ve temiz kalır. Kötü çalıştığında kapanmaya başlar, kan akışını sıkıştırır ve PH a yol açar.Ancak bir çok şartın aynı semptomları/belirtileri olduğu için,sizin riskte olmanız, doktorların ekokardiyogram ve başka testler aracılığıyla PH’i daha erken tespit etmelerine yardım edebilir.
Ms. Rigelsky PH tedavisinin, mutasyon/değişiklik olsa da olmasa da, genelde aynı şekilde olduğunu söyler.
Eğer mutasyon varsa sizde PH ortaya çıkar mı?
Ms. Rigelsky iyi haber olarak birBMPR2 genini kalıtım yoluyla almak, sizde PH un çıkmasını garanti etmeyeceğini söyler. Genetik değişimler/varyantlar tek başlarına görev yapmadıklarındanBMPR2 mutasyonu/ değişikliği olan her kişide rahatsızlık ortaya çıkmaz.
PH, BMPR2 varyantını kalıtımsal olarak alan kadınların yüzde 40’ında ve erkeklerin yüzde 14 ünde ortaya çıkar. Buna karşın , daha agresif/sert BRCA1 ve BRCA2 gen mütasyonları/ değişiklikleri bu varyanta sahip kadınların yüzde 70 inde meme kanserine sebep olur.
Kim genetik test yaptırmalıdır?
Eğer ailenizden biri kendisinde BMPR2 varyantının olduğunu öğrenirse, o zaman genetik tarama yaptırıp yaptırmamaya karar verebilirsiniz. Ms. Rigelsky aile üyelerinin bu bilgiyi takip etme konusunda, sık sık değişik yelpazede fikirleri olduğunu söyler.Zira mütasyon olması, genelde bu durumun gelişeceği anlamına gelmeyeceğini ekler.
Genetik testten önce bir genetik danışmanına başvurmak problemleri çözmek için en iyi yoldur.
Ms. Rigelsky, genetik danışmanın, teste tabi olmanızın ne anlama gelebileceğini size önceden açıklayabileceğini söyler.
Ona göre herkes bu bilgiyi öğrenmek istemez, ancak öğrenmek isteyenler için genetik test kullanıma hazırdır.
#pahssc #pulmonerhipertansiyon #genmutasyonu
Kaynak: https://health.clevelandclinic.org/can-you-inherit-pulmonary-hypertension-heres-what-you-should-know/?fbclid=IwAR204ZGpFNHrnzs11LptGeZ0i1Rt4Koji3Syt30TwyDBjZGnwBJuLmE1Oy4
07 Kasım 2018 Kasım Ayı Pulmoner Hipertansiyon Farkındalık Ayı - Kalıtsal pulmoner hipertansiyon, olguların yaklaşık yüzde 5'ini oluşturur. Aynı zamanda Primer Pulmoner Hipertansiyon olarak da bilinir. Hastalık kadınlarda erkeklerden üç kat daha sık görülür ve her yaşta gelişebilir. Venezuela Pulmoner Hipertansiyon Derneği'ne göre pulmoner hipertansiyonun kalıtsal olup olmadığını belirlemek zordur, çünkü nesiller atlayabilir. Çoğu High-altitude pulmonary hypertension (HAPH) Yüksek rakıma bağlı Pulmoner Hipertansiyon genetik bir mutasyonun ürünüdür. BMPR2 proteini, akciğerlerin küçük arterlerinin duvarları içindeki hücre büyümesini düzenlemekten sorumludur. Bu protein mutasyona uğrarsa, hücre yaşam döngüsüne müdahale eder ve gerektiği gibi ölmez, bu da arterleri bloke etmeye başlayan ve akciğerlerde yüksek tansiyona neden olan hücrelerin aşırı büyümesine neden olur. Ebeveynlerinden birisinde varsa çocuğun mutasyona uğramış geni geliştirme olasılığı % 50, mutasyona uğramış gen varsa kalıtımsal pulmoner hipertansiyon gelişme olasılığı % 20'dir. Kan testleri, bir kişinin kusurlu geni olup olmadığını belirleyebilir ancak, kişinin hastalığı geliştirip geliştirmeyeceğini belirlemez. Venezuela PH Derneği'nin #PAH hakkında eğitim amaçlı bilgilendirme çalışmasıdır.
#KasımAyıPulmonerHipertansiyonFarkındalıkAyı
Skleroderma’da Kemik İliği Nakli tedavide bir secenek mi ?Kemik İliği kemiklerin iç yüzünde bulunan kan hücrelerinin yapılarak dolaşıma verildiği yerdir. Kemik İliği nakli, kemik iliğinin tutulduğu birçok hastalıkta( lösemi vs) tedavide kullanılan bir yöntemdir. Kemik İliği Nakli kişinin kendi materyelinin alınıp belli işlemlerden geçirilerek kendisine tekrar nakil edilmesi (autologous/otolog)ile olabileceği gibi genetik uyumlu başka bir şahıstan da (allogeneic) yapilabilir. Skleroderma’da Kemik İliği Nakli (autologous hematopoetik stem cell ) bir süredir üzerinde çalışılan bir konudur. Skleroderma’da Kemik İliği Nakli (autologous hematopoetik stem cell ) günümüze kadar sadece rutin tedavilere iyi yanıt vermeyen son dönem hastalar için tercih edilmişti. Bu yöntem lupus gibi otoimmun hastalıklarda da denenmiş olmakla beraber yarar zarar hesabı iyi yapılması gereken bir tedavi seçeneğidir. Yapılan çalışmalarda otolog hematopoetik stem cell ( yani hastanın kendi kemik iliğinin işlenip tekrar kendisine aktarılması işlemi) tedavisi ile damar bozukluğunun (vaskülopati), akciğer ve cilt tutulumunun düzeltebildiği gösterilmiş olsa da, uzun dönem yaşamı uzattığına dair veriler elimizde yoktu. Haziran 2014’de JAMA’da* çıkan bir yazı ile ilk kez 156 erken yeni cilt tutlumu başlamış skleroderma hastasının otolog kemik iliği nakli verileri hekimlerle paylaşıldı. Bu çalışma, merkez olarak içinde olduğum EUSTAR (Avrupa Skleroderma Araştırma Grubu) ile EBMT (Avrupa Kemik İliği Nakli) tarafından 10 ülke 29 merkezin gönüllü hastalarının katılımıyla gerçekleşti. Çalışma kemik iliği nakli sonrası ortalama 5.8 yıllık hasta takibi verilerini içermektedir. Sonuçlar, ilk 1 yılda daha fazla tedavi ile ilişkili %10 mortalite varlığını (toplam 8 hasta) ancak uzun izlemde erken dönem skleroderma hastalarında hastalıksız yaşam beklentisinin arttığını gösterdi. Otolog Kemik İliği Nakli iyi seçilmiş vakalarda bir tedavi yöntemi olarak ümit vermektedir ancak hala daha fazla güvenlik verilerine ihtiyacımız var.
Prof. Dr. Şule Yavuz
http://suleyavuz.com/sklerodermada-kemik-iligi-nakli.html?fbclid=IwAR2Wkwol9L4Xh1HMJo8LNy8nBw--14LD_43pr7qniHV9m3AJlNYFbYTgHok
Kök hücre nakli, skleroderma dahil olmak üzere birçok otoimmün hastalığın tedavisinde olası bir yol olarak araştırılmaktadır.
Sklerodermada, bağışıklık sistemi yanlışlıkla sağlıklı bağ dokularına saldırır. Bu saldırılar zarar verici tepkileri tetikler ve sertleşmiş skar benzeri dokunun oluşmasına neden olan kolajen birikimine yol açar.
Günümüzde skleroderma için kesin bir tedavi yoktur, ancak kök hücre tedavisi bağışıklık sistemini değiştirme veya hatta “sıfırlama” ve hastalığı tedavi etme potansiyeline sahip olabilir.
Gelişme sırasında, vücuttaki hücreler “farklılaşır” veya belirlenmiş ve tanımlanmış bir işlevi yerine getirebilmek için uzmanlaşır. Uzmanlaştığında, bir hücre genellikle başka bir hücre tipine dönüşemez.
Ancak kök hücrelerimiz, vücudumuzdaki hücrelerin çoğundan farklı olarak, bir dizi farklı hücre tipine dönüşme potansiyeline sahiptir. Bu hücreler dokuları ve organları koruyabilir ve onarabilir. Daha fazla kök hücre üretmek için kendi kendini yenileyebilirler ve bulundukları dokuların uzmanlaşmış hücrelerine dönüşebilirler. Örneğin, kan hücrelerini yenileyebilir veya ince bağırsak hücrelerinin yıpranmış astarını onarabilirler. Bu uzmanlaşma sadece kök hücrelerde çok özel koşullar altında meydana gelir ve bazı organlarda - pankreas ve kalp gibi - bu değişikliği tetiklemek çok zordur.
Kök hücre çeşitleriKök hücreler, toplandıkları dokuya bağlı olarak belirli özelliklere sahip olduklarından, farklı tipte özel hücrelere dönüşme potansiyeli olan farklı kök hücre tipleri vardır. Kök hücreler geniş olarak iki türe ayrılır: embriyonik kök hücreler ve yetişkin kök hücreler.
Embriyonik kök hücreler, herhangi bir hücre tipine dönüşme potansiyeline sahiptir. Bunlar, laboratuarda döllenmiş ve kültürlenmiş rıza ile bağışlanan bir insan yumurta hücresinden elde edilir. Bu tip hücrelerin kullanımı oldukça sıkı denetime tabidir.
Yetişkin kök hücreler birçok dokudan toplanabilir, ancak olabilecekleri hücre tipiyle sınırlıdırlar. Aşağıdakiler dahil birçok tür vardır:
Hematopoetik kök hücreler kan ve bağışıklık hücreleri ile ilişkilidir. Kemik, kas ve bağ dokusu üreten mezenkimal kök hücreler, ayrıca bağışıklık tepkisini düzenler Belirli tür sinir hücrelerini üretebilen sinir kök hücreleri Örneğin ince bağırsak duvarlarını yenileyebilen epitel kök hücreleri Kök hücreler sklerodermada nasıl yardımcı olabilir?Sklerodermada, bir kök hücre naklinin, bir gün immün tepkisini modifiye edebileceği veya sıfırlayabileceği, hastalık ilerlemesini potansiyel olarak azaltabileceği veya önleyebileceği umulur. Kök hücrelerin, dokulardaki sklerodermanın neden olduğu hasarı onarmak için ileriki bir tarihte kullanılması bile mümkündür.
Skleroderma için klinik çalışmalarda kök hücrelerŞimdiye kadar skleroderma açısından incelenen iki ana hedef hematopoetik ve mezenkimal kök hücrelerdir. Bunların bağışıklık tepkisini değiştirebildiği ve hatta bağışıklık sistemini yeniden inşa edebileceği gösterilmiştir.
Hematopoetik kök hücreler çeşitli klinik çalışmalarda araştırılmıştır. Son zamanlarda, ciddi sistemik sklerodermalı kişilerde SCOT adlı Faz 2/3 klinik çalışmasından (NCT00114530) elde edilen sonuçlar, hematopoetik kök hücre naklinin bir gün önemli klinik fayda sağlayabileceğini düşündürmektedir.
Mezenşimal kök hücreler hala araştırmanın erken aşamalarındadır, çünkü geniş çaplı kontroller yapılmamıştır. Bununla birlikte, erken vaka çalışmaları, fayda sağlayabileceklerini ve hematopoetik kök hücrelerden daha az yan etkiye sahip olabileceğini göstermektedir. Daha ileri çalışmalar ve potansiyel olarak klinik çalışmalar planlanmaktadır.
***
Scleroderma News Tıbbi öneri, teşhis veya tedavi sağlamaz. Bu içeriğin profesyonel tıbbi tavsiye, tanı veya tedavi yerine geçmesi amaçlanmamıştır. Tıbbi durumla ilgili sorularınız için daima doktorunuza veya başka bir kalifiye sağlık sağlayıcısına danışın. Bu web sitesinde okuduğunuz bir şey yüzünden profesyonel tıbbi önerileri asla göz ardı etmeyin veya bu konuyu aramayı geciktirmeyin.
Skleroderma ve kozmetik uygulamalar son yıllarda yeni yöntemlerin sıkça ve başarıyla kullanılmasıyla önem kazandı. Skleroderma bağ dokusunu oluşturan kollajen yapının yapım/yıkım kusuru sonucu oluşan otoimmun bir hastalıktır. Ancak diğer otoimmun hastalıklara kıyasla hastanın dış görünüşünde değişikliklere sebep olarak özellikle genç hastalarda kendine güvenle ilgili sorunlar uyandırmaktadır. Bu değişiklikler içinde hastaları en çok rahatsız edenler dudak incelmesi ile dudak üstünde yer alan çizgilenmelerdir. Ayrıca parmak uçlarında gelişen yaralar hem kozmetik açıdan hem de ağrı uyandırarak hastaların günlük hayatını etkiler.
Son yıllarda kozmetik alanında yaşanan gelişmeler özellikle botox ve dolgu uygulamalarının yaygınlaşması bu yöntemlerin hastalarımızda da uygulanabilir olup olamayacağını araştırmayı gerektirdi. Kozmetik uygulamar arasında en sık kullanılan botox yöntemini uzunca bir suredir hastalarımızın parmak ucu yaralarında kullanmaktayız. Ancak ozellikle dolgu materyelinin bazı hastalarda allerjik reaksiyonlara yol açabilmesi ya da normal kişiye göre çok daha hızlı yıkılması nedeniyle başarısının az olması nedeniyle çok tercih etmemekteyiz. Buna karşılık otolog yag transferi ile hem yaralarda hem de dudak veya doku kaybı yaşanan yerlerde belli ölçüde başarı yakalmak mümkündür. Dünya sklerderma kongresinde Fransız grupların yaptığı çalışma sonuçları hastaların yüzünü güldürebilir gibi durmakla beraber, dolgunun kalıcılık süresinin hastanın hastalık durumuna göre değişkenlik gösterceği beklenmelidir*.
Silikon göğüs protezlerinin ve silicanın otoimmuniteyi tetiklediği hatta bazı hastalarda sklerodermaya yol açtığı iddia edilmiştir. Bununla ilgili kesinleşmiş bir kanıt olmamakla beraber silikon göğüs prozelerinin -muhtemelen sızmaya bağlı-otoimmun olayları tetiklediğine dair çok sayıda gözlem bulunmaktadır**. Bu sebeple göğüs protezi uygulamaları hakkında iyice hekimle tartışmadan karar vermemek gerekir. Yüzdeki damar genişlemeleri (telenjiektaziler) için lazer yöntemi kullanılmakla beraber sıkça tekrarlaması nedeniyle çok başarılı olmaz. profesyonel kapatıcılar (kamufulaj fondotenleri) üzerlerini örtmede oldukça başarılıdır. Bu arada güneş koruyucular unutulmamalıdır.
Prof. Dr. Şule Yavuz
http://suleyavuz.com/skleroderma-ve-kozmetik.html?fbclid=IwAR2s_8n5zqg-eoKJaVGehHjTcUiz4mw5kuvZERxZwYw9pM2XlCxR3YA-og8
Hastaların büyük çoğunluğunda genetik yön olmasa da %5-10 arasında bazı ailelerde genetik yatkınlıkla birden fazla bireyde hastalık ortaya çıkabilir.
Prof. Dr. Nesrin MOĞULKOÇ
İPF’de akciğerde hasarlanma ve yara izi olduğu için özellikle kronik kuru öksürük hastalığın en sık belirtilerindendir. Bu öksürük bazı hastalarda tedaviye dirençli olabilir. Hastayı dinlendirip öksürük için verilen ilacını içmesini sağlamalısınız. Eğer oksijen kullanan bir hasta ise oksijen satürasyonu ölçülüp oksijene bağlanabilir veya miktarı arttırılabilirsiniz. Israrlı ve geçmeyen öksürük yakınması olanlar yakında başlayacak olan İPF’ye bağlı öksürük klinik araştırması için değerlendirilebilir (ayrıntılı bilgiyi klinik araştırma koordinatörümüz Dilek Hanımdan alabilirsiniz).
Prof. Dr. Nesrin MOĞULKOÇ
İPF’de günümüze kadar gelinen tedavi seçenekleri son 50 yılın en iyisi olmasına karşın hastalığı maalesef tedavi edememektedir. Ancak hızını yavaşlatmakta ve hastaların alevlenme riskini azaltmaktadır. Tıptaki gelişmelerle birlikte İPF’nin nedeninin aydınlatılması ile daha farklı daha köklü tedaviler hedeflenmektedir. Ayrıca hastalarda bulunan ek hastalıkların kontrolsüzlüğü durumu daha da kötü hale getirebilir. Sizlere düşen; fibrozis için verilen ilaçlarınızı düzenli kullanmak, beslenmenize dikkat etmek, düzenli kontrollere gelmek, sigara ve tütün ürünlerini kullanmamak, pozitif düşünmek, gelişmeleri takip etmek, nakil ekibi ile görüşmeler yapmak olmalıdır.
Prof. Dr. Nesrin MOĞULKOÇ
İPF, akciğerlerin sertleşmesi ile giden bir hastalık olduğu için kök hücre ile yeni sertleşmemiş akciğer dokusu oluşturmak bir ümit olarak görülmektedir. Ancak bu konu henüz hayvan çalışmaları düzeyindedir.
Prof. Dr. Nesrin MOĞULKOÇ
Beslenmeyi önerilerimizin yanı sıra, eşlik eden hastalıkların tedavisi önemlidir. Klima, soğuk havada uzun süre bulunmak, sık hava değişimleri, kalabalık, pis ya da havasız ortamlar gibi herkesi hasta edebilecek ortamlardan kaçınmak gerekir. Yapabildiği kadar egzersiz ve bol bol temiz hava almalıdır. Ancak temiz hava almak için yayla olarak tabir edilen deniz seviyesinden yüksekteki yerlere çıkmaması gerekir, çünkü deniz seviyesinden yüksekte oksijen oranı sanıldığının aksine daha düşüktür. İPF hastalarının grip ve zatüre aşılarını olmaları çok önemlidir. Doktor onayı olmadan ilaç kullanılmamalıdır. Bu sadece İPF ilaçlarının diğer ilaçlarla uyumsuzluğu için değil, aynı zamanda bazı ilaçların da akciğer hasarına yol açması açısından önemlidir. İPF hastalarının fibrozis için verilen ilaçlarını düzenli kullanmaları gerekir, ilaçların yan etkileri genellikle ilk 6 aydan sonra azalır veya kaybolur.
Prof. Dr. Nesrin MOĞULKOÇ
İPF için ruhsatlı ilaçlar ülkemizde karşılama kriterlerine uyan hastalara devlet tarafından ücretsiz sağlanmaktadır. Bazı hastalar çalışma protokolündeki ilaçlardan yararlanabilmektedir.
Prof. Dr. Nesrin MOĞULKOÇ
İPF hastalığı ile romatizmal bir hastalığın akciğer tutulumu iki ayrı interstisyel akciğer hastalığıdır. İkisi de akciğerde sertleşmeye yol açabilir, ancak tedavileri ve ileri dönem sonuçları birbirinden farklıdır. Romatizmal bir hastalık akciğeri tutmasa bile kişinin fiziksel hareketlerini bozabilir, solunum egzersizine uyumunu zorlaştırabilir, romatizmaya bağlı ağrıları olan ve hareket güçlüğü olan hastalar bu durumdan daha olumsuz etkilenebilirler.
Prof. Dr. Nesrin MOĞULKOÇ
İdiyopatik Pulmoner Fİbrozis hastalarının ne fazla kilolu ne de fazla zayıf olması istenir. Çünkü fazla kilolu ya da obez hastalar İPF ile birlikte nefes almada daha zorlanırlar ve şeker, yüksek tansiyon, kalp rahatsızlıkları gibi hastalıklar da eklenince bu durum hastanın genel sağlığında kötüleşmeye yol açar. İPF hastalarında fazla zayıf olmak ise solunum kasların güçsüzlüğüne, halsizliğe ve enfeksiyonlara yatkınlığa yol açar. Bu durumun önüne geçmek için hastaların az tuzlu beslenmesi, ilave şeker, katkı maddesi, trans yağlar içeren ürünlerden uzak durmasını öneriyoruz. Hastanın daha az ve daha sık yemesi böylece karın şişkinliğinin önlenip karın şişkinliğinden kaynaklı nefes darlığı yaşamaması önerilir. Hastanın kalorisinin büyük çoğunluğunun sebze, meyve, balık, yağsız et, baklagiller ve yağı az yiyeceklerden alınması uygundur. Eğer hastanın reflüsü varsa domates, kahve, çikolata gibi asidik ve reflü yapan yiyeceklerden uzak durması gerekir. İshali var ise de muz, haşlanmış patates, ekmek içi gibi yiyeceklerin yenilmesi önerilir. Bunlar dışında ayrıntılı bilgi için bize başvurabilirsiniz.
Prof. Dr. Nesrin MOĞULKOÇ
Sırt ve ellerde kilitlenme ek romatolojik hastalığa, oksijensizliğe, kan iyonlarındaki dengesizliğe ya da pek çok başka sebebe bağlı olabilir. Her hastanın elde kilitlenme nedeni farklı olabilir ayrıntılı bilgi ve muayene için lütfen polikliniğine geliniz.
Prof. Dr. Nesrin MOĞULKOÇ
Akciğer nakli için kadavra veya canlı donörlerin organları kullanılmaktadır. Özellikle Japonya gibi inanç ve kültür nedenlerinden dolayı kadavradan organ naklinin az olduğu ülkelerde canlıdan nakil sıklıkla uygulanmaktadır.
Kaynak: http://www.tonv.org.tr/akciger-nakli/
Ülkemizde TC vatandaşları dışında kimseye organ bağışlanmıyor. Yalnızca Türk Vatandaşlarına organ nakli yapılıyor.
Yabancı uyruklular ise birbirlerine mevzuat kapsamında nakil yapılmakta. Yani, TC vatandaşlarımız için de geçerli olan; Eş ve 4. Derece kan ve kayın hısımları arasında nakil gerçekleşirken Akraba dışı yakınlık söz konusu olduğunda Etik Kurul Kararı sonrası nakil yapılabilmekte.
Kornea nakli için: Sağlık Bakanlığı ithal kornea imkanı sunabiliyor.
Ayrıca acil nakil gerektirecek durumlar için Sağlık Bakanlığı haberdar edilip, görüş talep ediliyor.
İlaçla tedavisi mümkün olmayan veya maksimum tıbbi tedavinin yetersiz kaldığı ilerleyici akciğer hastalıkları olan hastalarda, kronik solunum yetmezliği geliştiğinde akciğer nakli önemli bir tedavi seçeneğidir. En sık akciğer nakli yapılan hastalıklar arasında ileri dönem Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH), akciğer fibrozisi, kistik fibrozis, bronşektazi, pulmonar arteriyel hipertansiyon, sarkoidoz, isiyopatik pulmoner fibrozis sayılabilir.
Akciğer nakli yapılmasının yararı, nakil yapmamanın getireceği riskten fazla ise nakil düşünülmelidir.
Kronik son dönem akciğer hastalığında aşağıdaki durumlarda akciğer nakli yapılması önerilir:
Eğer nakil yapılmazsa 2 yıl içinde akciğer hastalığından ölüm riskinin yüksek (>%50) olması, Akciğer naklinden sonra en az 90 gün yaşama olasılığının yüksek (>%80) olması, Genel tıbbi durum itibariyle nakil sonrası 5 yıl yaşama olasılığının yüksek (>%80) olması.
Akciğer nakli için bu genel kriterlerin yanı sıra her hastalık için nakil merkezine yönlendirme ve listeleme kriterleri vardır. Göğüs hastalıkları uzmanları, bu kriterlere göre hastalarını nakil merkezlerine yönlendirmelidir. Akciğer fibrozisi gibi kötü prognozlu hastalıklarda hastanın erken dönemde nakil merkezine yönlendirilip orada da izlenmesi ve uygun zamanda listelenmesi önerilir.
Akciğer nakli özellikli bir tedavidir. Ameliyat döneminde morbidite ve mortalite (ölüm) riski diğer organ nakillerine göre yüksektir. Akciğer nakli sonrası akciğer enfeksiyonu ve rejeksiyon atakları görülme sıklığı daha fazladır. Akciğer naklinde immunsupresif ilaç dozları, diğer solid organ nakillerine göre daha fazladır. İlaçlara bağlı yan etkiler de daha fazla görülür. Akciğer nakli sonrası ortalama 5 yıllık yaşam süresi hastalığa göre %50-70 arasında değişmektedir. Hastanın eşlik eden diğer hastalıkları da mortalite riskini arttırır.
Akciğer nakli düşünülen her hasta, akciğer nakli için uygun olmayabilir. Bu nedenle hastalar nakil merkezinde, eşlik eden ek hastalıklar ve nakil yapılmasına engel durumlar açısından ayrıntılı değerlendirilmelidir.
Akciğer nakli için kesin ve göreceli engelleyici durumlar vardır. Bu durumlar:
1- Yakın zamanda geçirilmiş kanser öyküsü (5 yıl hastalıksız dönem; melanoma dışı lokalize cilt kanserlerinde 2 yıl hastalıksız dönem), 2- Diğer önemli organlarda (karaciğer, böbrek, kalp gibi) tedavisi mümkün olmayan hastalık veya fonksiyon bozukluğu, 3- Tedavi edilemeyen kalp damar hastalığı, 4- Ani genel durum bozukluğu (sepsis, kalp krizi, karaciğer veya böbrek yetmezliği gibi), 5- Düzeltilemeyen kanama bozukluğu, 6- Nakil öncesi etkin kontrol sağlanamayan dirençli etkenlerle kronik enfeksiyon , 7- Aktif tüberküloz (verem) hastalığı olması, 8- Ciddi göğüs duvarı veya omurga deformitesi, 9- Ciddi obezite (BMI >35) veya aşırı zayıflık (BMI; Body Mass Index: Beden kitle indeksi) 10- Geçmişte uzun süreli tedaviye uyumsuzluk göstermesi, 11- Nakil ekibi ile uyumu engelleyecek psikiyatrik, psikolojik sorunlar, 12- Sosyal desteklerin olmaması veya yetersiz olması, 13- Yetersiz rehabilitasyon potansiyeline yol açacak çok ciddi fiziksel kısıtlanma (kalça kırığı, immobilite), 14- Madde bağımlılığı veya kötüye kullanımı (sigara, alkol, tütün, uyuşturucu vb), 15- Halen sigara içiyor olması.(sigara en az 6 ay önce bırakılmış olmalıdır)
Uzm. Dr. Sultan Sevkan CANER
Göğüs Hastalıkları Uzmanı
Kaynak : https://kosuyolueah.saglik.gov.tr/TR,237124/akciger-nakli-kimlere-yapilir.html
Ve 65 Yaş altı hastalar, akciğer naklinden yararlanabiliyorlar. Ülkemizde nakil yapan aktif üç merkez var. İstanbul Kartal Koşuyolu, Ankara Şehir Hastanesi, Ege Üniversitesi.
Marmara üniversitesi'nin nakil ruhsatı var ama programa başlamadılar.
Kaynak: http://www.tonv.org.tr/akciger-nakli/
Akciğer nakli son dönem akciğer hastalıklarında uygulanan bir tedavi yöntemidir. Geri dönüşümsüz akciğer fonksiyonlarını kaybeden hastalarda; akciğer fonksiyonlarında ilerleyici azalma, yaşam kalitesinde azalma ve erken mortalite (ölüm) ile karakterize bir durum oluşmaktadır. Bu son dönem hastalıklarının ortak özellikleri, akciğerlerde geri dönüşümsüz kalıcı hasarlar ortaya çıkarmalarıdır.
Kaynak: http://www.tonv.org.tr/akciger-nakli/
Akciğer nakil endikasyonları her hastalık grubu için farklı tanımlanmaktadır. Ancak genel olarak söyleyecek olursa, nakil sonrası beklenen yaşam süresi daha uzun ve hasta yaşam kalitesi artacağı öngörülüyorsa akciğer nakli planlanmalıdır.
Kaynak: http://www.tonv.org.tr/akciger-nakli/
Akciğer nakli uygulanacak hasta ile donör arasında kan grubu uyumu şarttır. Rh faktörü uyumu aranmaz.
Kaynak: http://www.tonv.org.tr/akciger-nakli/
Akciğer naklinde doku uyumu aranmaz. Ancak PRA (Panel Reaktif Antikor) gibi şiddetli organ ve doku reddine yol açabilecek durumların alıcıda olup olmadığı araştırılmalıdır. Örneğin; PRA (+) olan olgularda negatif olması için plazmaferez ve intravenöz imünoglobilin (IVIG) uygulaması yapılır. PRA düzeyi izlenir ve negatif olduğu dönemde nakil gerçekleştirilmesi önerilmektedir.
Kaynak: http://www.tonv.org.tr/akciger-nakli/
Akciğer nakli olmak için her şeyden önce bir akciğer nakli merkezine müracaat etmeniz gerekmektedir. “Akciğer Nakil Konseyi” tarafından nakil yapılması gerekli olup olmadığı araştırılmalıdır. Burada yapılan tetkikler sonrasında akciğer nakline karar verilirse TODS (Türkiye Organ ve Doku Nakli Kayıt Sistemi)’a alıcı kaydedilmektedir. Böylece akciğer nakli bekleme listesine alınmış olursunuz. Alıcı için uygun donör çıkarsa akciğer nakli merkezi ulusal nakil koordinasyon merkezi (UKM/Sağlık Bakanlığı) tarafından bilgilendirilmektedir. Yapılan eşleştirmede temin edilen organ için uygun bir alıcı var ise nakil işlemi gerçekleştirilir.
Kaynak: http://www.tonv.org.tr/akciger-nakli/
Akciğer Nakli Merkezleri: https://www.pahssc.org.tr/tedavi-merkezleri
Akciğer nakli sonrası cinsel hayat etkilenmez. Nakilden sonra kullanılan bazı ilaçların olumsuz etkileri olsa da genel olarak kişinin cinsel hayatında olumsuz etkisi görülmez.
Kaynak: http://www.tonv.org.tr/akciger-nakli/
Akciğer naklinden sonra çocuk sahibi olunabilir. Nakil ve sonrasında verilen tedavilerin üreme sistemi üzerine istenmeyen yan etkisi oldukça azdır.
Kaynak: http://www.tonv.org.tr/akciger-nakli/
Akciğer nakil sonrası hastanın ne zaman taburcu olacağı ameliyat sonrası süreçte gelişen komplikasyonlara bağlı olarak değişkendir. Komplikasyon gelişmeyen hastalar 4-6 hafta içinde taburcu edilebilir. Komplikasyon gelişmesi durumunda süreç uzar.
Kaynak: http://www.tonv.org.tr/akciger-nakli/
Akciğer nakli sonrası, vücut için yabancı olan bu organın reddedilmemesi için sürekli ilaç kullanılması gerekmektedir. Akciğer nakli olduktan sonra ne sıklıkta kontrole geleceğim? Akciğer nakli başarılı olur ve bir komplikasyon gelişmezse hasta, taburculuk sonrası ikinci hafta, birinci ay, üçüncü ay, altıncı ay daha sonra ise yılda bir kontrole çağrılır. Bu süreçte tespit edilen durumlara göre Akciğer Nakil Konseyi takip aralığını değiştirebilmektedir.
Kaynak: http://www.tonv.org.tr/akciger-nakli/
Akciğer nakli uygulanan kişilere taburcu olduktan sonra özel bir diyet uygulanmamaktadır.
Kaynak: http://www.tonv.org.tr/akciger-nakli/
Akciğer nakli sonrası özel bir kişisel bakım protokolü yoktur. Ancak hijyen ağırlıklı kişisel bakıma biraz daha önem gösterilmelidir. İmmun supresif (bağışıklık sistemini baskılayan) tedavi alınacağı için enfeksiyon riski olan kişi ve ortamlardan her zaman uzak kalınmalıdır. Özellikle el ve ağız hijyenine çok dikkat edilmelidir.
Kaynak: http://www.tonv.org.tr/akciger-nakli/
Ve bir Türk geleneği olan, selamlaşırken öpüşmekten ve el sıkmaktan uzak durmak gerekir. Dişlerimizi de günde en az iki kere fırçalamak gerekir.
Ağır beden iş gücü gerektirmeyen işler dışındaki işlere rahatlıkla dönebilirsiniz. Ayrıca akciğer nakli ile gündelik işleri kolaylıkla yapabilir ve hayat kalitenizi yükseltebilirsiniz.
Kaynak: http://www.tonv.org.tr/akciger-nakli/
Akciğer nakli sonrası Sosyal Güvenlik Kurumu hastayı malulen emekli etmektedir.
Kaynak: http://www.tonv.org.tr/akciger-nakli/
Ağır beden ve spor hareketleri gerektirecek sporların yapılması sorun olabilir. Ancak yüzme, yürüme, koşu benzeri sporları kolaylıkla yapabilirsiniz.
Kaynak: http://www.tonv.org.tr/akciger-nakli/
Akciğer nakli sonrası yapılan kontrollerinizde sorun tespit edilmemişse altı ay sonra okul hayatınıza dönebilirsiniz.
Kaynak: http://www.tonv.org.tr/akciger-nakli/
Basitçe ORGAN BAĞIŞINDA BELÇİKA MODELİ, ülkemizde uygulanmakta olan organ bağışı sisteminin tam tersi; organ bağışçısı olmak istemeyenlerin devlete müracaat ettikleri Organ Bağışı modelidir.
Ülkemizde TC vatandaşları dışında kimseye organ bağışlanmıyor. Yalnızca Türk Vatandaşlarına organ nakli yapılıyor.
Yabancı uyruklular ise birbirlerine mevzuat kapsamında nakil yapılmakta. Yani, TC vatandaşlarımız için de geçerli olan; Eş ve 4. Derece kan ve kayın hısımları arasında nakil gerçekleşirken Akraba dışı yakınlık söz konusu olduğunda Etik Kurul Kararı sonrası nakil yapılabilmekte.
Kornea nakli için: Sağlık Bakanlığı ithal kornea imkanı sunabiliyor.
Ayrıca acil nakil gerektirecek durumlar için Sağlık Bakanlığı haberdar edilip, görüş talep ediliyor.
Organ-doku ve kan naklini zaruri bir tedavi yöntemi olarak kabul eder ve karşı değildir. Din İşleri Yüksek Kurulu'nun 6 Mart 1980 tarih ve 396/13 sayılı kararına göre organ bağışı İslam dinine göre caizdir.
Dünya İslam Birliği Fıkıh Akademisi’nin 19-28 Ocak 1985 tarihli sekizinci dönem toplantısında 11 Şubat 1988 tarih ve 4/1 alınan kararla İslam dinine göre caizdir.
“Kim bir kimseye hayat verirse, o sanki bütün insanlara hayat vermişçesine sevap kazanır.” Maide suresi, ayet 32
“İnsan kendisinin kemiklerini bir araya getiremeyeceğimizi mi sanıyor? Evet bizim onun parmak uçlarını bile aynen eski haline getirmeye gücümüz yeter.” Kıyame suresi , ayet 3-4.
Kişi yaptığı iyilik ve fenalıklardan kendisi sorumludur"“Allah, bir kimseyi ancak gücünün yettiği şeyle yükümlü kılar. Onun kazandığı iyilik kendi yararına, kötülük de kendi zararınadır.” Bakara suresi , ayet 286
“Kendi yaratılışlarını unutmuş bize örnek veriyor. Birde şöyle diyor; “Şu çürümüş kemiklere kim hayat verecek?” De ki: “Onlara hayat verecek olan, onları ile kez yaratandır. O yaratmanın her türlüsünü bilir.” Yasin Suresinin, ayet 78 - 79
Organlarınızı bağışladığınızı, lütfen yakınlarınızla paylaşınız. Hali hazırdaki uygulamada, vefatınızın ardından organlarınızın bağışlanması için yakınlarınızın onayı alınıyor. Siz organlarınızı bağışlamış olsanız bile eğer, yakınlarınız organ bağışını reddederlerse, ülkemizde organ bağışı gerçekleşmiyor!
Engellilerin emeklilik işlemleri diğer çalışanlarda olduğu gibi ilgili SGK tarafından yapılmaktadır. Engelliler erken emeklilik ya da malülen emeklilik işlemlerini SGK'a müracaat ederek başlatabilirler.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Eski Yönetmeliğe göre alınmış ve süresi devam eden engelli sağlık kurul raporları geçerliliğini korumaktadır. Yürürlüğe giren her iki Yönetmeliğe göre sürekli raporların yenilenmesine gerek olmadığı belirtilmiştir.
Kaynak: http://www.sma.org.tr/sikca-sorulan-sorular
Engellilik ve ÇÖZGER raporunda “ağır engelli/tam bağımlı” ya da ÇÖZGER’in ağır engellilik karşılığı olan ifadelere sahip olanlar hakkında doğrudan “bakıma ihtiyacı vardır” kararı verilmez. Engellilik sınıflandırmasına göre ağır engelli olduğu belgelendirilenlerden; günlük hayatın alışılmış, tekrar eden gereklerini önemli ölçüde yerine getirememesi nedeniyle hayatını başkasının yardımı ve bakımı olmadan devam ettiremeyecek derecede düşkün olduğu bakım raporu ile tespit edilenler, bakıma ihtiyacı olan bireylerdir.
Kaynak: http://www.sma.org.tr/sikca-sorulan-sorular
Herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşunun güvencesi altında olmayan ve yeterli ödeme gücü bulunmayan engelli bireyler GSS uygulamasından faydalanmaktadır. Bu kapsamda tedavi, muayene, ilaç, tetkik, diş tedavisi ve ortez:protez ihtiyaçları temin edilmektedir.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Kentsel yaşamın engellilerin erişilebilirliğine uygun olarak düzenlemesi yasal olarak zorunludur. Bu kapsamda şu yasal düzenlemeler yapılmıştır:
3194 Sayılı İmar Kanununda ve yönetmeliklerinde kentlerde her alanda erişilebilirliğin sağlanması için imar planları, kentsel, sosyal, teknik altyapı alanlarında ve yapılarda Türk Standartları Enstitüsü'nün ilgili standartlarına uyulması zorunluluğu bulunmaktadır.
Ayrıca; 7/7/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanunda; aşağıdaki maddeler kentsel yaşamın engellilerin erişilebilirliğine uygun düzenlemesi amaçlıdır. Söz konusu Kanunun ilgili maddeleri şunlardır:
Madde 3-(Değişik:6/2/2014-6518/63 md.) Bu Kanunun uygulanmasında;
f) Erişilebilirlik: Binaların, açık alanların, ulaşım ve bilgilendirme hizmetleri ile bilgi ve iletişim teknolojisinin, engelliler tarafından güvenli ve bağımsız olarak ulaşılabilir ve kullanılabilir olmasını,
g) Erişilebilirlik standartları: Türk Standardları Enstitüsünün erişilebilirlikle ilgili yayımladığı standartları,
… ifade eder.,
Madde 7-(Değişik:6/2/2014-6518/69md.)
Yapılı çevrede engellilerin erişebilirliğinin sağlanması için planlama, tasarım, inşaat, imalat, ruhsatlandırma ve denetleme süreçlerinde erişilebilirlik standartlarına uygunluk sağlanır.
Özel ve kamu toplu taşıma sistemleri ile sürücü koltuğu hariç dokuz veya daha fazla koltuğu bulunan özel ve kamu toplu taşıma araçlarının engellilerin erişebilirliğine uygun olması zorunludur.
Bilgilendirme hizmetleri ile bilgi ve iletişim teknolojisinin engelliler için erişilebilir olması sağlanır.
Geçici Madde 2- Kamu kurum ve kuruluşlarına ait mevcut resmî yapılar, mevcut tüm yol, kaldırım, yaya geçidi, açık ve yeşil alanlar, spor alanları ve benzeri sosyal ve kültürel alt yapı alanları ile gerçek ve tüzel kişiler tarafından yapılmış ve umuma açık hizmet veren her türlü yapılar bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren sekiz yıl içinde engellilerin erişebilirliğine uygun duruma getirilir.
Geçici Madde 3- Büyükşehir belediyeleri ve belediyeler, şehir içinde kendilerince sunulan ya da denetimlerinde olan sürücü koltuğu hariç dokuz veya daha fazla koltuğu bulunan araçlarla sağlanan toplu taşıma hizmetlerinin engellilerin erişilebilirliğine uygun olması için gereken tedbirleri alır. Mevcut özel ve kamu toplu taşıma araçları, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren sekiz yıl içinde, sürücü koltuğu hariç dokuz ila on altı oturma yeri olan araçlarla verilen toplu taşıma hizmetleri, turizm taşımacılığı yapılan araçlarla sağlanan taşıma hizmetleri ve özel ve kamu şehirler arası toplu taşıma hizmetleri ile yolcu gemileri 7/7/2018 tarihine kadar engelliler için erişilebilir duruma getirilir.
7/7/2018 tarihine kadar, karayolu ile turizm taşımacılığı yapan veya şehirler arası toplu taşıma hizmeti veren gerçek ve tüzel kişiler, engelli bireyin erişilebilir toplu taşıma hizmeti sağlanmasına ilişkin talebini azami yetmiş iki saat içinde karşılamakla ve servis taşımacılığı yapan gerçek ve tüzel kişiler, engelli personel veya öğrenciye talep hâlinde erişilebilir taşıma hizmetini sağlamakla yükümlüdür.
Erişilebilirliğin sağlanmasına yönelik izleme, denetleme ve idari para cezası uygulanması mekanizması bulunmakta olup, 5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanunun geçici 3 üncü maddesinde şu hükümler bulunmaktadır;
“(Ek fıkra: 4/7/2012-6353/34 md.) Bu Kanunun geçici 2 nci maddesi ile bu maddede belirtilen erişilebilirlik standartlarının ve yükümlülüklerinin uygulanmasının izlenmesi ve denetimi her ilde Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler, Bilim, Sanayi ve Teknoloji, İçişleri, Çevre ve Şehircilik, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlıkları ile engelliler ile ilgili konfederasyonların temsilcilerinden oluşan komisyon tarafından yapılır. İhtiyaç halinde birden fazla komisyon kurulabilir. Denetim sonucunda ilgili belediye ve kamu kurum ve kuruluşları ile umuma açık hizmet veren her türlü yapıların ve açık alanların malikleri ile toplu taşıma araçlarının sahiplerine eksikleri tamamlaması için birinci fıkrada belirtilen sürenin bitiminden itibaren iki yılı geçmemek üzere ek süre verilebilir. (Ek fıkra: 4/7/2012-6353/34 md.) Sürenin bitiminden itibaren öngörülen yükümlülüklerini yerine getirmediği denetim komisyonlarınca tespit edilen umuma açık hizmet veren her türlü yapılar ve açık alanlar ile toplu taşıma araçlarının sahibi olan gerçek ve özel hukuk tüzel kişileri ve ikinci, üçüncü fıkralar ile beşinci fıkra kapsamında yürürlüğe konulan yönetmelikle öngörülen yükümlülüklerini yerine getirmediği denetim komisyonlarınca tespit edilen gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerine Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından her bir tespit için bin Türk Lirasından beş bin Türk Lirasına kadar idari para cezası uygulanır. Bu şekilde bir yıl içinde uygulanacak idari para cezasının tutarı ellibin lirayı geçemez. İkinci ve üçüncü fıkrada öngörülen yükümlülüklerini veya geçici 2 ve 3 üncü maddelerde belirtilen sürelerin bitiminden itibaren öngörülen yükümlülüklerini yerine getirmediği denetim komisyonlarınca tespit edilen büyükşehir belediyeleri, belediyeler ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarına Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından her bir tespit için beşbin Türk Lirasından yirmibeşbin Türk Lirasına kadar idari para cezası uygulanır. Bu şekilde bir yıl içinde uygulanacak idari para cezasının tutarı beşyüz bin lirayı geçemez. Bu maddeye göre verilen idari para cezaları tebliğinden itibaren bir ay içerisinde ödenir. Genel bütçeye gelir kaydedilen idari para cezası tutarları dikkate alınarak erişilebilirlik konusundaki projelerde kullanılmak üzere Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bütçesinde ödenek öngörülür.”
20/07/2013 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren Erişilebilirlik İzleme ve Denetleme Yönetmeliği gereği her ilde valilikler bünyesinde Erişilebilirlik İzleme ve Denetleme komisyonları kurulmuştur. Bu komisyonlara başvuruda bulunulabilir.
Komisyonlar, Erişilebilirlik İzleme ve Denetleme Planına göre oluşturulması gereken izleme ve denetleme programları kapsamında yer alan bina, açık alan ve toplu taşıma araçları ile kendisineulaşan başvurular kapsamında yerinde denetleme yapmaktadır.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Kat Mülkiyeti Kanununa tabi olan apartman, site vb. konutlarda yaşayan kişiler getirilen yasal düzenleme ile engeline uygun düzenleme yaptırma olanağına sahip olmuşlardır. 5378 sayılı Yasanın 19. maddesinde; 23.6.1965 tarihli ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 42 nci maddesinin birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
Engellilerin yaşamı için zorunluluk göstermesi hâlinde, proje tadili kat maliklerinin en geç üç ay içerisinde yapacağı toplantıda görüşülerek sayı ve arsa payı çoğunluğu ile karara bağlanır. Toplantının bu süre içerisinde yapılamaması veya tadilat talebinin çoğunlukla kabul edilmemesi durumunda; ilgili kat malikinin talebi üzerine bina güvenliğinin tehlikeye sokulmadığını bildirir komisyon raporuna istinaden ilgili mercilerden alınacak tasdikli proje değişikliği veya krokiye göre inşaat, onarım ve tesis yapılır. İlgili merciler, tasdikli proje değişikliği veya kroki taleplerini en geç altı ay içinde sonuçlandırır. Komisyonun teşkili, çalışma usûlü ile engellinin kullanımından sonraki süreç ile ilgili usûl ve esaslar Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ile Özürlüler İdaresi Başkanlığı tarafından müştereken hazırlanacak yönetmelikle belirlenir.” hükmü eklenmiştir. Ayrıca Yasa hükmünde sözü edilen komisyonun kuruluş ve çalışma usülleri ile ilgili “Yapılarda Engellilerin Kullanımına Yönelik Proje Tadili Komisyonları Teşkili, Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik” 22 Nisan 2006 tarih ve 26147 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Bu yönetmelik ile tadilat talebinde bulunan kat malikinin diğer kat malikleriyle yapacağı toplantıda talebinin reddedilmesi durumunda kurulacak olan komisyonla ilgilidir.
Kat maliki, tadilat yapılacak olan binanın ruhsat işlemlerinin yapıldığı kuruluşa başvuru yaparak bir komisyon oluşturulmasını talep edebilir. Bu komisyonun söz konusu talebin gerekliliği ve bina güvenliği açısından bir değerlendirme yapmasının koşulları Yönetmelik kapsamında ele alınmaktadır.
Örneğin; konutunda asansör olmayan bir kişi, asansör yaptırmak istediğinde kat malikleri ile bir toplantının yapılması, toplantıda konunun görüşülerek sayı ve arsa payı çoğunluğu ile karara bağlanması gerekmektedir. Toplantının yapılamaması veya tadilat talebinin çoğunlukla kabul edilmemesi durumunda; ilgili kat malikinin talebi üzerine bina güvenliğinin tehlikeye sokulmadığını bildirir komisyon raporuna istinaden ilgili mercilerden (belediyeler vb.) alınacak tasdikli proje değişikliği veya krokiye göre inşaat, onarım ve tesis yapılır. İlgili merciler, tasdikli proje değişikliği veya kroki taleplerini en geç altı ay içinde sonuçlandırır.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
5378 Sayılı Engelliler Kanunu'nun 22'inci maddesi buna ilişkin düzenlemeyi içerir. Madde 22.: 29.7.1970 tarihli ve 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan ""gazilerin,"" ibaresinden sonra gelmek üzere ""engellilerin,"" ibaresi eklenmiştir. Buna göre; 200 metrekareden küçük tek konutu olan engelliler emlak vergisinden muaftır.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Gaziler, engelliler, şehitlerin eşleri varsa çocukları muafiyetten faydalanır.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Ülkemiz sınırları içinde brüt 200 m'yi geçmeyen tek meskeni olması (intifa hakkına sahip olunması hali dahil) halinde, bu meskenlerine ait vergi oranlarını sıfıra kadar indirmeye yetkilidir. Bu hüküm, yukarıda belirtilenlerin tek meskene hisse ile sahip olmaları halinde hisselerine ait kısım hakkında da uygulanır. Muayyen zamanda dinlenme amacıyla kullanılan meskenler hakkında bu hüküm uygulanmaz. Geliri olmadığını belgelemenin usul ve esaslarını belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Muhtaç durumda olup, herhangi bir sosyal güvenliği olmayan kişiler; İl veya ilçedeki Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarına başvuruda bulunarak, ayni ve nakdi yardımlardan yararlanabilirler.
Ayrıca, Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğünce muhtaç durumdaki ailelerin çocuklarının bakımına destek için ayni ve nakdi yardımlar yapılmaktadır. Muhtaç olup, engelli çocuğunun bakımında güçlükler yaşayan aileler bu yardımdan yararlanmak için İllerinde bulunan İl Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğüne müracaat edebilirler.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Gelir vergisi indiriminden yararlanmak isteyen engelli hizmet erbabı, nüfus kağıdının örneği ve çalıştığı işyerinden alacağı hizmet erbabı olduğunu gösterir belge ile birlikte illerde Defterdarlık Gelir Müdürlüğüne, bağımsız Vergi Dairesi bulunan ilçelerde Vergi Dairesi Müdürlüğüne, diğer ilçelerde Mal Müdürlüğüne bir dilekçe ile başvuracaktır.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Atama talebinde bulunacak memurun kendisinin engelli olması koşulu aranmamaktadır. Ancak; Engellilik durumundan kaynaklanan gerekçelere dayalı olarak yer değiştirme talebinde bulunacak memur için en az yüzde kırk oranında engelli olmak koşulu aranırken, engelli olmayan memurların eşi veya bakmakla yükümlü olduğu birinci derece kan hısımlarının ağır engelli olmaları koşulu aranmaktadır.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Engelli memurlara isteği dışında gece nöbeti ve gece vardiyası görevi verilmeyecektir.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Sosyal güvenlik reformu olarak bilinen 5510 sayılı Kanunla, sosyal güvenlik sistemimize getirilen yeni bir düzenleme ile başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malul çocuğu bulunanların, 01.10.2008 tarihinden sonra geçen prim ödeme gün sayılarının dörtte biri, prim ödeme gün sayıları toplamına eklenecek. Eklenen bu süreler emeklilik yaş hadlerinden de indirilecek. Yapılan bu düzenleme ile engelli çocuğu olan kadınlara erken emeklilik hakkı tanınmıştır.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Engelli hizmet erbabı ile bakmakla yükümlü olduğu engelli kişi bulunan hizmet erbabı,
Engelli serbest meslek erbabı ile bakmakla yükümlü olduğu engelli kişi bulunan serbest meslek erbabı,
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Müze ve ören yerlerine, engelliler ile bir refakatçisi, gaziler, şehit ve gazilerin eş ve çocukları, 65 yaş ve üstü Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları kimliklerini ibraz etmek suretiyle ücretsiz biletle girmektedirler.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Otopark Yönetmeliğinde; otoparkların yapımında TSE standartlarına uyulması, umumi bina, bölge otoparkları ve genel otoparklarda, giriş-çıkış ve asansörlerine en yakın yerlerinde birden az olmamak şartıyla, her 20 park yerinden birinin engelli işareti konularak engelliler için ayrılması zorunludur.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 61 inci maddesine göre “Engellilerin araçları için ayrılmış park yerlerine” engelli olamayanlar tarafından park edilmesi yasaklanmıştır ve engelli olmayanlar tarafından yapılan ihlâlin para cezası iki kat olarak uygulanmaktadır.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Ücretsiz seyahat hakkından yararlanmaya ilişkin usul ve esaslar Bakanlığımızca çıkarılan Ücretsiz veya İndirimli Seyahat Kartları Yönetmeliği ile belirlenmiş olup, ilgili Yönetmelik 4/3/2014 tarihli ve 28931 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.12 Temmuz 2013 tarihinde 6495 sayılı Kanunla 4736 sayılı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Ürettikleri Mal ve Hizmet Tarifeleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda yapılan değişiklikle şehit yakınları, gazilere, gazi yakınlarına, başarılı sporculara, engel oranı %40 ve üzerinde olan engelli bireylere ve ağır engelli olan bireylerin birlikte yolculuk ettikleri en fazla bir refakatçisine demiryolları ve denizyollarının şehir içi ve şehirlerarası hatlarından, belediyelere, belediyeler tarafından kurulan şirketlere, birlik, müessese ve işletmelere veya belediyeler tarafından yetki verilen özel şahıs ya da şirketlere ait şehir içi toplu taşıma hizmetlerinden ücretsiz olarak yararlanma hakkı; 65 yaşın üstündeki vatandaşlara demiryolları ve denizyollarının şehir içi hatları ile yukarıda sayılan şehir içi toplu taşıma hizmetlerinden ücretsiz olarak, demiryolları ve denizyollarının şehirlerarası hatlarından ise % 50 indirimli olarak yararlanma hakkı getirilmiştir.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
"Engellilere yönelik olarak Belediyeler bünyesinde gerçekleştirilen çeşitli hizmetler; yardıma muhtaç olan engellilerin barınması için bakım ve rehabilitasyon merkezleri açmak; danışma ve rehberlik merkezleri açmak; ücretsiz muayene ve ilaç yardımı yapmak; ayni ve nakdi yardımlarda bulunmak; belediye otobüslerinden ücretsiz veya indirimli yararlanmalarını sağlamak; özel kurslar düzenlemek; yarışmalar, şenlikler, geziler ve spor müsabakaları düzenlemektir.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 14. maddesinde hizmetlerin yerine getirilmesinde öncelik sırasının belediyenin mali durumu ve hizmetin ivediliği dikkate alınarak belirleneceği, belediye hizmetlerinin sunumunda engelli, yaşlı, düşkün ve dar gelirlilerin durumuna uygun yöntemler uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Büyükşehir belediyelerine ise verilen görevler 5216 sayılı kanunun 7.maddesinde düzenlemiştir. Büyükşehir belediyelerinin sosyal nitelikli görevleri de maddenin (n) bendinde “Gerektiğinde sağlık, eğitim ve kültür hizmetleri için bina ve tesisler yapmak, kamu kurum ve kuruluşlarına ait bu hizmetlerle ilgili bina ve tesislerin her türlü bakımını, onarımını yapmak ve gerekli malzeme desteğini sağlamak”, (v) bendinde “Sağlık merkezleri, hastaneler, gezici sağlık üniteleri ile yetişkinler, yaşlılar, engelliler, kadınlar, gençler ve çocuklara yönelik her türlü sosyal ve kültürel hizmetleri yürütmek, geliştirmek ve bu amaçla sosyal tesisler kurmak, meslek ve beceri kazandırma kursları açmak, işletmek veya işlettirmek, bu hizmetleri yürütürken üniversiteler, yüksek okullar, meslek liseleri, kamu kuruluşları ve sivil toplum örgütleri ile işbirliği yapmak” şeklinde yer almaktadır. Büyükşehir belediyeleri için 5216 sayılı kanununa 01.07.2005 tarih ve 5378 sayılı kanunla eklenen “Ek madde 1” ile engellilerle ilgili bilgilendirme, bilinçlendirme, yönlendirme, danışmanlık, sosyal ve mesleki rehabilitasyon hizmetleri vermek üzere engelli hizmet birimleri oluşturulması, bu birimlerin faaliyetlerini engellilere hizmet amacıyla kurulmuş vakıf, dernek ve bunların üst kuruluşlarıyla işbirliği halinde sürdürmeleri öngörülmüştür. Bu çerçevede “Büyükşehir Belediyeleri Engelli Hizmet Birimleri Yönetmeliği” 16.08.2006 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Ayrıca 5378 sayılı Engelliler Kanunu ile Büyükşehir belediyeleri ve belediyeler, şehir içinde kendilerine sunulan ya da denetimlerinde olan toplu taşıma hizmetlerinin engellilerin erişilebilirliğine uygun olması için gereken tedbirleri 2012 yılına kadar almakla ve mevcut özel ve kamu toplu taşıma araçlarını engelliler için erişilebilir durumuna getirmekle görevlendirilmiştir"
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Engelliler, harp malulü ve gaziler ile bunların eşleri, çocukları ve anne babalarından, kimliklerini ibraz etmek suretiyle milli parklar, tabiatı koruma alanları ve tabiat parklarına girişte ücret alınmamaktadır.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
GSM operatörleri, engelli kişilere özel tarifeler uygulanmaktadır.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
5378 Sayılı Engelliler Kanunu'nun 37'inci maddesi buna ilişkin düzenlemeyi içerir
Madde 37.: 13.4.1994 tarihli ve 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (u) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. (u) Kadınlara, güçsüzlere, engellilere ve çocuklara karşı şiddetin ve ayrımcılığın teşvik edilmemesi hükmü yer almaktadır.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Gelir vergisi indiriminden yararlanmak isteyen engelli hizmet erbabı, nüfus kağıdının örneği ve çalıştığı işyerinden alacağı hizmet erbabı olduğunu gösterir belge ile birlikte illerde Defterdarlık Gelir Müdürlüğüne, bağımsız Vergi Dairesi bulunan ilçelerde Vergi Dairesi Müdürlüğüne, diğer ilçelerde Mal Müdürlüğüne bir dilekçe ile başvuracaktır.
Bu program kronik hastalığı nedeniyle cihaza bağımlı olan hastaların bulunduğu hanelerin elektrik fatura bedeli ve kesintisiz güç kaynağına yönelik ihtiyaçlarının karşılanmasını amaçladığı için üç destek türünü içermektedir.
Hastaların konutlarına ait elektrik faturalarına destek olmak için kullanılan cihazın elektrik tüketim düzeyine göre aylık 200 TL’ye kadarki elektrik faturalarına desteği içeren Elektrik Tüketim Desteği bulunmaktadır.
Hak sahiplerine kesintisiz güç kaynağı sağlanmasını içeren Kesintisiz Güç Kaynağı Desteği bulunmaktadır.
Yardımın başladığı ilk ay tek sefere mahsus olmak üzere hak sahibi hanelerin cihaza bağlanma tarihinden sonraki birikmiş elektrik borçlarının ödenmesini içeren Birikmiş Elektrik Borcu Desteği bulunmaktadır.
Kaynak: https://ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/sosyal-yardimlar-genel-mudurlugu/kronik-hastalara-yonelik-elektrik-destegi-programi/
Kronik hastalık nedeniyle cihaza bağlı olarak yaşamanın yanı sıra hak sahibi olmak için başka şartlar da aranmaktadır. Programdan faydalanabilmek için öncelikle şu 3 şart birlikte sağlanmalıdır.
1. 3294 sayılı Kanun kapsamında muhtaç durumda olduğunuzun Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma (SYD) Vakıflarının karar organı olan Mütevelli Heyetleri tarafından tespit edilmesi gerekmektedir.
2. 2828 sayılı Kanun kapsamında bakıma muhtaç engelli olarak Evde Bakım Yardımı almıyor olmanız gerekmektedir.
3. Kronik hastalığınız nedeniyle cihaza bağımlı şekilde hayatınızı sürdürmek durumunda bulunduğunuzu ispatlamak için sağlık raporunuzun olması gerekmektedir.
Kaynak: https://ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/sosyal-yardimlar-genel-mudurlugu/kronik-hastalara-yonelik-elektrik-destegi-programi/
Elektrik tüketim desteğinde cihazın kullanım durumu dikkate alınarak en fazla 200 TL’ye kadar fatura desteği sağlanacaktır.
Kaynak: https://ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/sosyal-yardimlar-genel-mudurlugu/kronik-hastalara-yonelik-elektrik-destegi-programi/
Birikmiş elektrik borcu desteğinde cihazın kullanılmaya başladığı tarihten sonraki elektrik borcu Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma (SYD) Vakıflarınca ödenebilecektir. Bunun için öncelikle elektrik tüketim desteğine hak sahibi olmanız gerekmektedir. Ayrıca birikmiş elektrik borcunuz elektrik tüketim desteğine hak sahibi olduğunuz ilk ay tek sefere mahsus olarak ödenebilecektir.
Bu nedenle elektrik tüketim desteğine hak sahibi olduysanız ilk ay, bu süreyi kaçırmadan, birikmiş elektrik borcu desteğine de başvurmalısınız. İsterseniz her iki desteğin başvurusunu da aynı anda yapabilirsiniz. Bu süre geçtikten sonra birikmiş elektrik borcu desteğine başvuramazsınız. Ayrıca bir defa birikmiş elektrik borcu desteğinden faydalandıysanız ikinci defa başvuramazsınız.
Kaynak: https://ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/sosyal-yardimlar-genel-mudurlugu/kronik-hastalara-yonelik-elektrik-destegi-programi/
Elektrik kesintisi olması halinde yaşanabilecek mağduriyetlerin önlenebilmesi için Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma (SYD) Vakıflarınca, elektrik tüketim desteğinden faydalanan hak sahiplerine başvuruları halinde kesintisiz güç kaynağı alımına yönelik yardım yapılabilir. Ancak hak sahiplerinin daha önceden Sosyal Güvenlik Kurumundan (SGK) kesintisiz güç kaynağı temin etmemiş olması gerekir.
Kaynak. https://ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/sosyal-yardimlar-genel-mudurlugu/kronik-hastalara-yonelik-elektrik-destegi-programi/
Hastaların sağlık gerekçesiyle evden çıkamayacak durumda bulunması söz konusu ise hastanın vekili, vasisi veya velisi tarafından hasta adına başvuru yapılabileceği gibi bu kişilerin bulunmaması durumunda hastanın hanesinde Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma (SYD) Vakfı personeli tarafından da başvuru alınabilir.
Kaynak: https://ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/sosyal-yardimlar-genel-mudurlugu/kronik-hastalara-yonelik-elektrik-destegi-programi/
Başvurular hastaların ikametgâhlarının bulunduğu yerdeki Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma (SYD) Vakfına yapılır. Başvurularda, hastanın kronik hastalığına ve cihaz kullanması gerektiğine ilişkin sağlık raporu başvuran tarafından SYD Vakfına ibraz edilir. Başvuranlar Vakıflardan temin edecekleri Elektrik Desteği Programı Başvuru Formunu imzalayarak başvuruda bulunur. Başvurudan sonra SYD Vakfı personeli, sağlık personeli ile birlikte hanenize ziyarette bulunarak muhtaçlık durumunuzu ve cihaza bağlılık durumunun tespitini gerçekleştirir. Hane ziyareti ve bilgileriniz SYD Vakfı Mütevelli Heyeti tarafından değerlendirilir.
Kaynak: https://ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/sosyal-yardimlar-genel-mudurlugu/kronik-hastalara-yonelik-elektrik-destegi-programi/
Bir çocuğun özel gereksinimleri olduğunu belirten belge niteliği taşıyan çözger raporu, çocuk adına pek çok sosyal yardım ve hizmetten yararlanılması hakkını da sağlamaktadır. Özel gereksinimi bulunan çocuğun mevcut durumu itibarıyla ihtiyaç duyduğu koşullar göz önüne alınarak yapılan düzenlemeye çözger raporu adı verilmektedir.
20 Şubat 2019 tarihinde yayınlanan ve aynı gün yürürlüğe giren Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik ve Çocuklar için Özel Gereksinim Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik (ÇÖZGER) ile birlikte Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik yürürlükten kaldırılmıştır. Ancak eski Yönetmeliğe göre alınmış ve süresi devam eden engelli sağlık kurul raporları geçerliliğini korumaktadır. Yürürlüğe giren her iki yönetmeliğe göre sürekli raporların yenilenmesine gerek olmadığı belirtilmiştir. Engelli sağlık kurul raporu 20 Şubat 2019 tarihi öncesi alınmış ise; evde bakım aylığı başvurusu yapmak için mutlaka “ağır engelli’’ kısmının işaretli olması gerekmektedir.
20 Şubat 2019 tarihinden sonra rapor alanların raporunda ise ağır ya da hafif engellilik ifadeleri kaldırılmış, ağır engelliliğin karşılığı olan ifadeler yönetmeliklerde açıklanmıştır. Buna göre erişkinler için engelli sağlık kurul raporunda ağır engelliliğin karşılığı olan ifade; “tam bağımlı” ifadesidir. “Kısmi bağımlı” ya da “bağımsız” ifadesi olanların, engel oranı ne olursa olsun evde bakım aylığı başvuruları dikkate alınmaz.
18 yaş altı çocuklar için alınan ÇÖZGER’de ise artık engel oranı yazmayacağı ve çocukların engellilik durumlarının özel gereksinim düzeyinde değerlendirileceği bilinmelidir. ÇÖZGER’e göre ağır engelliliğin karşılığı olan ifadeleri ise; 5,6 ve 7. kategori dediğimiz özel gereksinim düzeyleridir. Bunlar;
5. kategori; “Çok ileri düzeyde ÖGV”,
6. kategori; “Belirgin ÖGV”
7. kategori; “Özel koşul gereksinimi var (ÖKGV)”
ifadeleridir.
Başvuruda, engellilik raporunun ve ÇÖZGER raporunun aslı belgesi verilmez. Bunun yerine raporun alındığı hastane başhekimliğince “aslı gibidir” onaylı ve ıslak imzalı fotokopisi yeterlidir. Bunun yanında; Kamu Hizmetlerinin Sunumunda Uyulacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönetmeliğe göreengelliler ile ilgili işlemlerde “istenen belgenin aslının getirilmesi hâlinde, belgenin fotokopisi, aslına uygunluğu kontrol edildikten sonra ilgili görevli tarafından isim ve unvan yazılarak tasdik edilir.” (madde 8).
20 Şubat 2019 tarihi sonrası engelli sağlık kurul raporu veren birçok hastane “aslı gibidir” kaşesi basmamakta, kişinin e-nabız sisteminden rapor örneğini alabileceğini ifade etmektedir. Yönetmeliğe göre düzenlenen raporlar kişinin e-nabız sistemine yüklenmektedir. 18 yaş altı çocuklar için de e-nabız sisteminden giriş yapılabilmektedir. Bu konuda bilgi almak için https://enabiz.gov.tr/ adresini inceleyebilirsiniz.
Çözger Raporu Ne İşe Yarar ?
Çözger raporu, özel gereksinimi bulunan çocukların gereksinimlerinin belirlenmesi için kullanılmaktadır. Engelli çocukların devletin sosyal hizmetlerinden ve desteklerinden yararlanabilmesi için özel gereksinimi olanlardan talep ettiği bir belgedir. Bu belge sayesinde engelli çocukların ihtiyaç duydukları:
Sağlık, Eğitim, Rehabilitasyon, Diğer sosyal ve ekonomik haklar, Özel hizmetlergibi hususlara erişiminin daha kolay olması sağlanmaktadır.
ÇÖZGER Tanı Çeşitleri Nelerdir ?
ÇÖZGER rapor tanı türleri alt kısımda yer almaktadır; "ÖGV" Özel Gereksinim Vardır
%20 - %39 aralığı (ÖGV) %40 - %49 aralığı Hafif Düzey (ÖGV) %50 - %59 aralığı Orta Düzey (ÖGV) %60 - %69 aralığı İleri Düzey (ÖGV) %70 - %79 aralığı Çok İleri Düzey (ÖGV) %80 - %89 aralığı Belirgin (ÖGV) %90 ve üstü Özel Koşul Gereksinimi (ÖGV)
ÇÖZGER raporunda ayrıca engel durumu doğum anında yada doğum sonrası olarak gözlemlenerek rapora işlenmektedir
ÇÖZGER Raporu Nasıl Alınır ?
ÇÖZGER raporu almak için öncelikle ilk yapılması gereken randevu alınmasıdır. Randevu esnasında hasta kişinin 18 yaşından küçük olduğu söylenmesi durumunda ÇÖZGER raporu düzenlenecektir. 18 yaş altı çocuğun görüneceği bölümler alt kısımdadır;
Göz hastalıkları uzmanı Çocuk cerrahisi uzmanı Çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanları ya da yan dal uzmanları Çocuk ve ergen ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanı Kulak burun boğaz hastalıkları uzmanı Çocuk nöroloji uzmanı Fiziksel tıp ve rehabilitasyon uzmanı Ortopedi ve travmatoloji uzmanlarıHastalığın durumuna göre doktorlar gerekli test ve tahlil işlemleri sonrasında uygun görülmesi durumunda 18 yaş altı çocuğa ÇÖZGER verecektir
Çözger Raporu SorgulamaÇözger raporu sorgulaması oldukça basittir ve internet üzerinden kolaylıkla çözger raporu sorgulama yapılabilmektedir. Çözger raporu bulunan çocuğun belgesini sorgulamak için;
Özel gereksinimli çocuğun T.C. kimlik numarası E-Devlet şifresi bilgileri yazılarak e-Devlet Kapısı sistemi üzerinden sorgulama yapması mümkün olabilmektedir. Sağlık Bakanlığı’nın e-Hizmetlerinin yer aldığı e-Devlet sisteminde “Çocuklar İçin Özel Gereksinim Raporu
(ÇÖZGER)” elektronik hizmetine tıklayarak gerekli sorgulamalar yapılabilmektedir. İnternet üzerinden çözger raporu sorgulama işlemleri bu sayede kısa sürede sonuçlanmaktadır. Çözger raporu18 yaş altı çocuklar
ın özel gereksinimleri olduğunu belirten resmi bir belgedir. Bu yüzden çözger raporu alabilmek için çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanlarının muayene ve tetkikleri sonucu çıkarılmaktadır.Çözger Raporu ile Maaş Alınır Mı ?
Çözger raporu ile engelli maaşı alma konusu, özel gereksinimli çocukları bulunan vatandaşların merak ettiği konulardandır. Devletin resmi kurumlarına başvurarak, Çözger raporu sahipleri adına, evde bakım parası ve engelli aylığı alınabilmektedir.
Engelli çocuklara yönelik devletin sunmuş olduğu bu sosyal haklardan yararlanabilmek için “Sağlık Kurulu Raporu” yerine geçen Çözger raporu düzenlenmesi şarttır. Engelli çocuğu bulunan kişilerin, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na başvuruda bulunarak ve SGK üzerinden çözger raporu ibraz ederek engelli aylığı bağlatabilmesi mümkündür.
Sosyal hizmetler il müdürlüklerinin, evde bakım maaşı alan bir engelli bireyin bakıma muhtaç olup olmadığını anlaması, yaptığı sosyal inceleme ile zaten mümkündür.
Bu nedenle, yaptığı sosyal incelemeye itimat etmeyip, ENGELLİ BİREYDEN yeniden sağlık raporu istemesi hiç anlamlı değildir. Yasal da değildir.
Kaldı ki Aile Bakanlığı, 2014 yılında 81 İl Valiliğine gönderdiği yazıda (bu yazı, tüm hastane sağlık kurullarına dağıtılmıştır), başka amaçlarla sağlık raporu almak için sağlık kurullarına başvuru yapanların, “ağır engellilik” ibarelerinin değiştirilmemesini, evde bakım maaşı alanların mağdur edilmemesini talep etmiştir. Neden, neden sağlık kurullarının ya da il müdürlüklerinin bu yazıdan haberleri yok ya da neden yazılan yazılar bir süre sonra hükümsüz kılınıyor, bunu anlamak güç.
Sürekli raporunuz var ise ve sizden yeni rapor isteniyorsa yapacağınız şey; buna karşı durmanız ve dilekçe yazmanız. Bakıma muhtaçlık, sosyal inceleme ekiplerinin verdiği bir karardır. Sizin rapor yenilemesi ile "ağır engellilik" ibaresinin kaldırılmış olması maaşınızın kesilmesine neden olacaktır.Yazacağınız dilekçede; engellilik durumunda bir değişiklik olmadığı için sürekli raporunuzu yenilemeyeceğinizi, bakıma muhtaçlığın sosyal hizmetler il müdürlüğü sosyal inceleme ekiplerince zaten değerlendirildiğini, Engelliler Hakkında Kanunun Geçici 5. maddesinden doğan hakkınızı bildiğinizi ve raporu yenilemeyeceğinizi bildirin.Eğer ısrar ederlerse, dilekçenize yazılı cevap alıp, bu cevapla birlikte başta Kamu Denetçiliği Kurumu olmak üzere CİMER ve Aile,Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğüne dilekçe ile başvurun. Durumunuz uygun ise dava da açabilirsiniz.
Haklarınızı bilirseniz, haklarınızı koruyabilirsiniz. Uygulama yapanların yasal düzenlemelerden haberi yoksa, bunun sonucunda sizi mağdur etmelerine izin vermeyin. Sizlerin yazacağı bir dilekçe, onların da işlerini öğrenmelerini sağlayacaktır.
Ayşe SARI
Sağlık Hizmetleri Sendikası (SAHİM-SEN) Kurucu Üyesi, Engelliler Komisyonu Başkanı
SİMESENEÇHA
28.12.2018
Evde bakım aylığının bağlanması için raporun uygunluğu ya da gelir durumunun uygunluğu tek başına yeterli değildir. Aşağıdaki tüm şartların sağlanması gerekir. Bunlar:
1. Eski Yönetmeliğe göre alınmış engellilik raporunda; ‘ağır engelli’, yeni yönetmeliklere göre erişkinler için; “tam bağımlı”, çocuklar için; “çok ileri düzeyde özel gereksinim var”,” belirgin düzeyde özel gereksinim var” ya da “özel koşul gereksinimi” var ifadelerinden birinin olması,
2. Haneye giren tüm gelirlerin toplanıp hanedeki kişi sayısına bölünmesi halinde aylık kişi başı gelirin; asgari ücretin üçte ikisinden az olmaması, (Bu miktar 2019 yılı için 1,219.35 liradır. Bu miktarın eşiti ya da üzerinde rakam çıktığında evde bakım maaşı bağlanmaz.)
3. Başvuru sonrası, sosyal hizmetler yetkililerin evde yapacağı inceleme sonucunda engelli kişi hakkında “bakıma ihtiyacının olduğu” hakkında karar vermesi gerekir.
Kaynak: http://www.sma.org.tr/sikca-sorulan-sorular
Evde bakım aylığı, 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanununa 2005 yılında ilave edilen 7. Ek Madde kapsamında ödenmeye başlanmıştır. Buna göre;
1. Hane geliri hesabında, tüm gelirler hesaba dâhil edilir. Ramazan ve Kurban Bayramlarında emeklilere ödenen bayram ikramiyeleri hane geliri hesabına dâhil edilmez.2. Engelli bireyin, hanede birlikte yaşadığı akrabaları gelir hesabında dikkate alınır.3. Gelir hesabında kişi başı aylık gelir, asgari ücretin üçte ikisinden az olmalıdır.4. Engelli bireyin “bakıma ihtiyacı olan birey” olması zorunludur. Dolayısıyla engelli sağlık kurul raporunda ağır engellilik ya da yeni yönetmeliklere göre ağır engelliliğin karşılığı olan ifadelerin yazılı olması evde bakım aylığının bağlanması için yeterli bir şart değildir.5. Aynı hanede birden fazla ağır engelli ya da karşılığı olan ifadelerin olduğu rapora sahip engelli birey varsa, birinci engelliden sonraki her engelli kişi, iki kişi sayılır.6. Evde bakım aylığı, engelli bireyin evde bakımı için ödenen bir sosyal yardımdır.7. Resmi (Bakanlığa bağlı) veya özel bakım merkezlerinde bakım hizmeti (yatılı bakım hizmeti) alan engellilerin ailelerine aylık ödenmez.
Kaynak: http://www.sma.org.tr/sikca-sorulan-sorular
Engelli bireye bakım verecek kişi mevcut engelli sağlık kurul raporu ile birlikte başvuruyu başlatabilir.Sosyal hizmet yetkilileri, başvuru yapan kişiden gerekli belgeleri isteyecektir. Eğer başvuru olumsuzsonuçlanırsa, hangi nedenle olumsuz sonuçlandığının yazılı olarak istenmesi, itiraz ve diğer başvurumekanizmalarına başvuru için gereklidir. Müracaat için gerekli belgeler şunlardır:
Başvuru dilekçesi,Engelli kişinin engelli sağlık kurul raporu,Engelli kişinin ve bakım verecek kişinin kimlik fotokopisi ve aslı,Adrese dayalı sistemde hanede kimlerin yaşadığının beyanı (ikametgâh adres belgesi).Hanede yaşayanların gelir durumunu gösterir aylık bordrosu, varsa kira gelir beyanı, mal durumunugösterir belgeler,Engelli kişiye ait iki adet resim,Engelli kişi okuyorsa öğrenim belgesi,Engelli birey için varsa vasi kararı belgesi,Anne ve baba boşanmış ise mahkeme kararı.Boşanma davası devam edenlerden ebeveynlerden biri ayrı evde yaşıyor olsa da ayrı yaşayanebeveynin geliri de beyan edilecektir.
Kaynak: http://www.sma.org.tr/sikca-sorulan-sorular
Haneye giren tüm gelirler dikkate alınır. Banka hesaplarının incelenmesi söz konusu olabilir. Kaldı ki bankada hesabı olanların bu durumu başvuru esnasında beyan etmesi gerekir. Temel ihtiyaçlar için yapılan harcamalar dâhil hiçbir gider gelirden düşülmez. Kişilerin ödediği kredi veya aylıklarının hacizli olması dikkate alınmaz. Hanenin tüm gelirleri toplanıp hanedeki kişi sayısına bölünür. Kişi başı aylık gelir asgari ücretin üçte ikisinden az olmalıdır. 2019 yılı için bu tutar; 1,219 liradır. Evde bakım maaşı için hane geliri testinde; hanenin kredi ödemeleri, maaşının hacizli olması ve diğer giderleri göz önünde bulundurulmaz.
Kaynak: http://www.sma.org.tr/sikca-sorulan-sorular
Başvuru mutlaka dilekçe ile yapılmalıdır. Başvuruyu alan memurun, “siz gerekli şartları sağlamıyorsunuz” diyerek başvurunuzu almamasına izin vermeyiniz. Dilekçeyi vererek, incelemenin başlatılmasını sağlayınız.
Kaynak: http://www.sma.org.tr/sikca-sorulan-sorular
Evde bakım aylığı başvurusu; illerde Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğüne, ilçelerde sosyal hizmet merkezlerine yapılır.
Kaynak: http://www.sma.org.tr/sikca-sorulan-sorular
Engellilik ve ÇÖZGER raporunda “ağır engelli/tam bağımlı” ya da ÇÖZGER’in ağır engellilik karşılığı olan ifadelere sahip olanlar hakkında doğrudan “bakıma ihtiyacı vardır” kararı verilmez. Engellilik sınıflandırmasına göre ağır engelli olduğu belgelendirilenlerden; günlük hayatın alışılmış, tekrar eden gereklerini önemli ölçüde yerine getirememesi nedeniyle hayatını başkasının yardımı ve bakımı olmadan devam ettiremeyecek derecede düşkün olduğu bakım raporu ile tespit edilenler, bakıma ihtiyacı olan bireylerdir.
Kaynak: http://www.sma.org.tr/sikca-sorulan-sorular
Eski Yönetmeliğe göre alınmışve süresi devam eden engelli sağlık kurul raporları geçerliliğinikorumaktadır. Yürürlüğe giren her iki Yönetmeliğe göre sürekli raporların yenilenmesine gerek olmadığı belirtilmiştir.
Kaynak: http://www.sma.org.tr/sikca-sorulan-sorular
Evde bakım aylığı alanlar, rapor sürelerine dikkat emelidir. Engellilik raporunun/ÇÖZGER’in süresinin bitmesi halinde eğer yeni rapor alınıp yetkililere teslim edilmemiş ise aylık kesilebilir. Bu nedenle rapor süresi dolmak üzere olanlar en kısa zamanda raporu alıp sosyal hizmetlere vermek zorundadır. Raporu zamanında teslim etmediği için aylığı kesilenlere eski dosya üzerinden işlem yapılıp aylığın devamı sağlanamayacağından, bu kişiler yeniden başvuru yapmak zorunda kalacaklardır.
Kaynak: http://www.sma.org.tr/sikca-sorulan-sorular
Aylık başvurusunda, araç alınmış durumda ise; bu aracın nasıl değerlendirileceği, gelir hesabında dikkate alınıp alınmayacağı sosyal hizmetlerin kararına bağlıdır. Her türlü taşınır- taşınmaz mal alım ve satımı hakkında sosyal hizmetlere bilgi verilmelidir. ÖTV istisnalı araç alım ve satımında da bilgi verilmesi zorunludur. Başvuru aşamasında ÖTV istisnalı araç sahibi olmanın ya da aylık bağlandıktan sonra ÖTV istisnalı araç almanın gelirle ilişkisine dair henüz doğrudan bir mevzuat yoktur. Ancak aracın satışında gelir elde edilmesi, yeni araç almak için bir gelirin varlığı (araç bedeli akrabalar tarafından verilse dahi), sosyal hizmetlerce muhtaçlığın olmadığı yönde değerlendirme yapılmasına neden olabilir. Bazı illerde ÖTV istisnalı araç alımı geliri etkilemez iken bazı illerde aracın cinsine göre aylığın kesilme nedeni olabilir. Aracın satışı halinde elde edilen gelir, hane gelirine dâhil edilerek yeniden gelir testi yapılacaktır. Yapılacak hesaplamada; araç alım bedeli ya da satış bedeli 12’ye bölünür. Bu miktar 12 ay boyunca haneye gelir olarak ilave edilir. Kişi başı aylık gelir aşılırsa aylık kesilebilir. Tüm gelirler toplanarak toplam gelir hanedeki kişi sayısına bölünür. Kişi başı; asgari ücretin üçte ikisinden fazla düşerse bakım aylığı kesilecektir.
Kaynak: http://www.sma.org.tr/sikca-sorulan-sorular
Belgeleri tamamlanan engelli ve ailesi hakkında, bakım hizmetleri değerlendirme heyeti, engelliyi ve ailesini ikametgâhında, ikametgâh adresinde yaşamıyorlar ise fiilen yaşadıkları yerde ziyaret ederek, bakım raporunu hazırlar. Ayrıca, terk edilmiş ve kimsesiz engellilerin belirtilen belgeleri tamamlayamaması durumunda, İl Müdürlüğünce belgelerin tamamlanması için yardım sağlanır. Bu ziyaretin ne zaman yapılabileceği hakkında, başvuru sırasında bilgi alınız. Eğer engelli birey özel eğitime devam ediyorsa ya da sık sık tedaviye götürülüyorsa, gelen yetkililer aileyi evde bulamayacağından bu durumun yetkililere bildirilmesi gerekir. Yetkililerin haneye geldiklerinde, engelli bireyin yalnız olması ya da bakım verecek kişinin evde olmaması yetkililerin düzenleyeceği raporda yer alacağından aylık bağlanmamasına neden olabilecektir.
Bakım raporunun hazırlanması sürecinde, engelliye ait veya bakmakla yükümlü olunan birey sayısına göre engelliye düşen gelir ile engellinin ve ailesinin fiziksel, zihinsel, duygusal, psiko-sosyal ve demografik özellikleri ve özgeçmişleri, engeli ve engelliyi kabullenme durumu, uygun bakımın verilip verilmediği, engelli bireyin ev içinde neleri yapıp neleri yapamadığı (bağımsız olup olmadığı) tespit edilerek engellinin hakları, yararlanabileceği özel eğitim, mesleki rehabilitasyon, tıbbi tedavi ve rehabilitasyon, sosyal yardımlar, koruyucu aile, evlat edindirme gibi hizmetler hakkında değerlendirme yapılır, varsa kanaat ve teklif belirtilir. Ayrıca gözlemlenen yaşam standardı ile beyan edilen gelir arasında farklılık görülmesi hâlinde, gelire ilişkin ilave bilgi ve belge istenir ve resmi veya özel kişi, kurum ve kuruluşların bilgilerinden yararlanılır.
Kaynak: http://www.sma.org.tr/sikca-sorulan-sorular
Bu soruya net cevap vermek zordur. Acil durumda olanlara incelemede öncelik tanınır, diğer başvurular sıraya konulur. Yetkililer, kaç gün içinde eve sosyal incelemeye geleceklerine dair bilgi vereceklerdir. Başvurulardaki yoğunluk, illere göre değişiklik göstermektedir. Normal şartlarda bakım “aylığının onaylandığını takip eden ilk aybaşı” aylık bağlanır.
Kaynak: http://www.sma.org.tr/sikca-sorulan-sorular
Üveyler dâhil olmak üzere bakıma ihtiyacı olan engellinin; eşi, çocukları ile çocuklarının eşleri, ana ve babası ile bunların ana ve babası, torunları ile torunlarının eşleri, kardeşleri ile kardeşlerinin eşleri, kardeşlerinin çocukları ile kardeş çocuklarının eşleri, eşinin ana ve babası, eşinin kardeşleri, eşinin kardeşlerinin eşleri ile çocukları, amcaları ve amcalarının eşleri, amca çocukları ile bunların eşleri, halaları ile halalarının eşleri, hala çocukları ile bunların eşleri, dayıları ve dayılarının eşleri, dayı çocukları ile bunların eşleri, teyzeleri ve teyzelerinin eşleri, teyze çocukları ile bunların eşlerinden her birine bakım aylığı bağlanabilir.
Kaynak: http://www.sma.org.tr/sikca-sorulan-sorular
İl müdürlüğünce, engellinin veya yasal temsilcisinin talebinin olumsuz değerlendirildiği, engelliye veya yasal temsilcisine 30 gün içinde yazılı olarak bildirilir.
Engelli veya yasal temsilcisi tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde bakım raporuna itiraz edebilir. İtiraz talebi il müdürlüğünce değerlendirilir, gerek görülmesi hâlinde yeniden bakım raporu hazırlanması için farklı personelden oluşan bakım hizmetleri değerlendirme heyeti görevlendirilerekişlem yapılır.
Yapılacak itirazlarda ikinci Bakım Hizmetleri Değerlendirme Heyetinin verdiği karar nihai karardır. İtiraz konusu sağlık kurulu raporu kaynaklı ise il müdürlüğü durumu il sağlık müdürlüğüne bildirerek yürürlükteki yönetmeliklere göre işlem yapılmasını ister. İl müdürlüğü yeni sağlık kurulu raporu doğrultusunda gerekli işlemi yapar.
Kaynak: http://www.sma.org.tr/sikca-sorulan-sorular
Bakıma ihtiyacı olan engelli ile akrabanın aynı adreste ikamet etmesi esastır. Ancak, bakıma ihtiyacı olan engelliye bakacak başka kişinin bulunamaması durumunda bakım hizmetleri değerlendirme heyetinin de bakım hizmetinin verilmesinde sorun veya yetersizlik olmayacağına kanaat getirmesi şartıyla, bakım hizmeti her gün rahatlıkla gelinip gidilebilecek yakınlıktaki farklı adresteki akraba tarafından da verilebilir. Bu durumda, bakıma ihtiyacı olan engellinin yirmi dört saat içindeki tüm bakım ihtiyacının giderilmesi ve fiilen en az sekiz saat bakıma ihtiyacı olan engelli ile birlikte olunması ve bakım raporunda sekiz saatten az olmamak üzere kaç saat birlikte olunacağının belirtilmesi gereklidir. Son karar sosyal hizmetler değerlendirme heyetine aittir.
Kaynak: http://www.sma.org.tr/sikca-sorulan-sorular
Evde bakıma muhtaç olan birden fazla kişi varsa; bir bakıma muhtaç engelliden sonraki her bir bakıma muhtaç engelli kişi 2 kişi sayılır. Eğer gerekli şartlar sağlanıyorsa, bir kişi birden fazla engelli birey adına bakım aylığı alabilir. Burada dikkat edilmesi gereken konu engelli kişilerin sağlıkraporunda ağır engelli (tam bağımlı ve ÇÖZGER için 5,6 ve 7. Kategori) ifadesinin olmasıdır. Eğer bir engelli ağır engelli, diğeri hafif engelli ise ya da her ikisi de hafif engelli ise bu hüküm o hane için uygulanmaz.
Kaynak: http://www.sma.org.tr/sikca-sorulan-sorular
Engelli birey akrabası olmadığı halde, kurumda bakılmak istemeyebilir ve kendi yaşam alanında yaşamak isteyebilir. Kendisine bakım verecek bir akrabası olmayanlar; kendisine bir vasi atar. Vasisinin bakım hizmetini vermeyi talep etmesi ve bakım hizmetleri değerlendirme heyetinin uygungörmesi şartıyla, vasi ilgili mevzuata göre akraba kabul edilerek bakıma ihtiyacı olan engelliye bakım hizmeti verebilir ve bu hizmet karşılığında bakım ücreti alabilir. Bu vasilik sadece engelli bireye bakım vermek ve evde bakım aylığını almak içindir. Herhangi bir kısıtlamaya yol açmayacak şekilde alınması gerekir.
Kaynak: http://www.sma.org.tr/sikca-sorulan-sorular
Evde bakım aylığını gösterilip hiçbir bankadan kredi alınamaz. Bu aylık, sosyal yardım olduğundan haczedilemez.
Boşanmış ya da eşinden ayrı yaşayan ebeveynlerin durumu nasıl değerlendirilir? Boşanmanın gerçekleşinceye dek ayrı hanelerde yaşıyor olsa da, ayrı yaşayan eşin geliri de hane gelirine dâhil edilir.
Örneğin; velayeti babada olan bir çocuğa annesi kendi evinde bakıyorsa, şartlar uygun ise evde bakım aylığı bağlanır. Ancak hane dışında yaşayan babanın geliri, hane gelirine dahil edilir.
Kaynak: http://www.sma.org.tr/sikca-sorulan-sorular
TSK’da görevli muvazzaf personelin OYAK kesintileri gelire dâhil edilmez. Ancak TSK da görevli Devlet Memurlarının OYAK üyeliği isteğe bağlı olduğu için kesilen aidat, gelire dâhil edilmeye başlanmıştır. Bu konuda sosyal hizmetlerden bilgi alınız. Bakınız: Engelli ve Yaşlı Hizmetleri GenelMüdürlüğü tarafından yayınlanan Evde Bakım Hizmetleri Hakkında Genelge (2012/24)
Adına evde bakım aylığı bağlanan engelli bireyin çalışması durumunda değerlendirme nasıl yapılır? Evde bakım aylığı alınan engelli bireyin çalışıyor olması bakım aylığının bağlanmasına ya da devamına tek başına engel değildir. Gelir durumunun, engelli bireyin alacağı aylık dikkate alınarak yeniden incelenmesi gerekir ki; kişi başı aylık tutar asgari ücretin üçte ikisini aşarsa, aylık bağlanmaz, bağlanmışsa kesilir. Bunun yanında engelli bireyin işe gidiş gelişlerinde ve mesai saatleri içinde bakımının, bakım veren tarafından yapılıp yapılmadığı, yetkililerce değerlendirilir. Bu nedenle bir işte çalışan engelliler ile ilgili olarak evde bakım aylığında son karar; sosyal inceleme ekibince hazırlanacak rapora bağlıdır.
Bakınız: Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan Evde Bakım Hizmetleri Hakkında Genelge (2012/24)
Kaynak: http://www.sma.org.tr/sikca-sorulan-sorular
Ticari faaliyetlerle uğraşan engelli yakınının gelirinin hesaplanmasında müessesenin toplam gelirinden giderlerin düşülmesinden sonraki tutarın dikkate alınması yönünde mütalaa bulunmaktadır.
Kaynak: http://www.sma.org.tr/sikca-sorulan-sorular
Şubat 2014’e dek bir asgari ücret tutarı olarak ödenen evde bakım aylığı, bu tarihten itibaren hesaplanma yöntemi değişmiş ve aylık memur aylık katsayısının 10.000 gösterge rakamı ile çarpımı ile elde edilen tutar olarak belirlenmiştir. Dolayısıyla memur aylık katsayısına zam gelirse, evde bakım aylığına da zam gelmektedir. Ödemeler aylık olarak yapılmaktadır. 2019 yılı ikinci 6 ay için ödenen aylık tutar; 1,383 liradır.
Aylık bağlandıktan sonra sosyal hizmetler yetkilileri ev ziyaretleri yapar. Aylık bağlandıktan sonra da yetkililer, uygun gördükleri zaman aralığında kontrol amaçlı ev ziyareti yapacakladır. Bu ziyarette, bakıma yönelik yukarıdaki hususlarda inceleme yapıp, rapor hazırlayacaklardır.
Kaynak: http://www.sma.org.tr/sikca-sorulan-sorular
Başvurusu kabul edilenlerden TC Ziraat Bankasından hesap açılması istenir. Evde bakım aylığını Ziraat Bankasından başka bir bankaya transfer ettirebilmek için il/ilçe sosyal hizmetler müdürlüğüne başvurmak gerekmektedir.
Kaynak: http://www.sma.org.tr/sikca-sorulan-sorular
Evde bakım aylığı haneye geliri olarak değerlendirilir. Ancak “evde bakım aylığı alanlara engelli maaşı bağlanmaz” diye bir kural yoktur. Engelli aylığı başvurusunda evde bakım aylığı dâhil tüm gelirler toplanıp kişi sayısına bölünür. Aylık kişi başı gelir asgari ücretin üçte birinden az ise engelli bireye engelli aylığı da bağlanır.
Belirli dönemlerde fazla mesai alıyorum, bu durumda evde bakım aylığım kesilir mi? Ailede bazı dönemlerde fazla mesai nedeniyle aylıklarda artış olması durumunda evde bakım aylığının kesilmemesi, fazla mesai ücretinin toplanıp 12 aya bölünmesi ile aylık gelire dâhil edilmesi gerekir. Bu yönde bir karar çıkarsa, sonuca itiraz edilmesi önerilir.
Kaynak: http://www.sma.org.tr/sikca-sorulan-sorular
İşe girmeden önce mutlaka sosyal hizmetlerden bilgi alınız. İşe girildiğinde alınacak maaş, geliri artıracağından yeniden gelir hesabı yapılması gerekir. Bunun yanında bakım veren annenin çalışırken bakım aylığının devam edip etmeyeceği ile ilgili son karar sosyal hizmetler değerlendirme heyetindir. İlgili mevzuatta “ en az 8 saat kesintisiz fiili bakım” şartının sağlanması önemli bir ayrıntıdır.
Kaynak: http://www.sma.org.tr/sikca-sorulan-sorular
Bakım hizmeti veren kişi bakım yükümlülüğünü bir başkasına devredemez. Eğer bakıcı değişikliği gerekiyorsa bunu sosyal hizmet yetkililerine bildirerek gerekli işlemleri yaptırması gerekir. Bakım veren kişi, yetkililer tarafından kendisine verilen bakım planına uygun hareket etmelidir.
Kaynak: http://www.sma.org.tr/sikca-sorulan-sorular
2012 yılında yayınlanan genelgeye göre gündüzlü hizmet veren aile danışma ve rehabilitasyon merkezlerinin bakım ve rehabilitasyon hizmetlerinden yararlanmasının uygun olmadığı belirtilmiş iken 2013/08 Sayılı “Evde Bakım Hizmetinden Yararlanan Engelli Bireylerin Diğer HizmetlerdenYararlanması Hakkında Genelge” ile bu konuda düzenleme yapılmıştır. Buna göre Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü bünyesinde gündüzlü hizmet veren aile danışma ve rehabilitasyon merkezlerinin bakım ve rehabilitasyon hizmetlerinden de faydalanmalarına ihtiyaç duyulduğuanlaşılmış ve Genelge; “Evde bakım hizmetinden faydalanan engelli bireylerin bu hizmetten faydalanmakta iken Kurumumuz bünyesinde gündüzlü hizmet veren aile danışma ve rehabilitasyon merkezlerinin bakım ve rehabilitasyon hizmetlerinden haftada 16 saati geçmemek kaydıylafaydalanmaları ya da 26.10.2010 tarih ve 2010/12 No'lu Geçici ve Misafir Olarak Bakım Hizmeti Genelgesi kapsamında uygun olan resmi bakım ve rehabilitasyon merkezinde bir yıl içinde en fazla otuz gün geçici ve misafir olarak kalması mümkündür. Belirtilen hizmetlerden birinden ve belirtilen sürede faydalanan engelli bireyin evde bakım ücretlerinin kesinti yapılmadan ödenmesine devam edilmesi gerekmektedir." şeklinde yeniden düzenlenmiştir.
Engelli bireylerin resmi bakım ve rehabilitasyon merkezinde bir yıl içinde en fazla kırk beş gün geçici ya da misafir olarak kalması yönünde düzenleme beklenmektedir.
Kaynak: http://www.sma.org.tr/sikca-sorulan-sorular
Herhangi bir nedenle rapor değişiminde ağır engellilik/tam bağımlık/ÇÖZGER’deki ağır engellilik karşılığı ifadelerde bir değişiklik olursa aylık kesilebilir.
Kaynak: http://www.sma.org.tr/sikca-sorulan-sorular
Evde bakım aylığına başvuru sırasında istenen şartlarda bir değişiklik olması halinde, sosyal hizmetler yetkililerine bu durumlar hakkında bildirim yapmak zorunludur. Aşağıdaki durumlarda bildirim yapılmalıdır:
1. Hanede yaşayan kişi sayısın eksilmesi ya da artması,2. Hane üyelerinden çalışmakta olanların aylıklarına zam gelmesi,3. Oturulan evden başka bir il, mahalle, apartman ya da daireye taşınılması,4. Engelli bireyin vefatı,5. Bakım veren kişinin değişmesi, çalışmaya başlaması,6. Engelli bireyin ya da bakım verenin hastanede yatması,7. Yazlık/kışlık tatile çıkılması8. Raporun süresinin bitmesi, engellilik halinin ya da ağır engellilik şartının ortadan kalkması,9. Engelli bireyin işe girmesi,10. Ev, araba, arsa gibi taşınır-taşınmaz mal alım ve satımı,11. Fazla mesai ücreti alınması.
Kaynak: http://www.sma.org.tr/sikca-sorulan-sorular
Aylık hane geliri kişi başı net asgari ücretin üçte ikisinin aşılması durumunda,Hane içinde herhangi bir kişi kısa süreli ya da sürekli işe girerse en geç 15 gün içinde,Bakım verilen engelli bireyin çalışmaya başlaması, evlenmesi ve boşanması halinde en geç 15 gün içinde,Engelli bireyin vefatı halinde ölüm belgesi ile en geç 15 gün içinde,Engelli sağlık kurul raporu süreli ise raporun süresi bitiminde,Engelli bireye ait yeni bir rapor alınmış ise 15 gün içinde,Engelli ve beraberinde yaşayanların ev, araba, arsa vb. gibi mal alım ve satımlarında, belgeleri ile birlikte 15 gün içinde,Hane içinde yaşayan kişi sayısı değiştiğinde 15 gün içinde,Yeni bir adrese taşınıldığında en geç 15 gün içinde (fax, telefon, mail ya da şahsen başvuru ile bildirim) bildirim yapmak zorunludur.
Yukarıdaki şartların en az biri gerçekleştiğinde mutlaka bildirim yapılır. Aksi halde bu durumun yapılan incelemede tespit edildiğinde cezai müeyyidesinin olduğu unutulmamalıdır. Aylık bağlananlara, yukarıdaki şartlara ilişkin belge imzalatılır. Böylece kişi şartlara uğramadığında aylığının kesileceğini ve kendisine çıkartılan borcu yasal faizi ile birlikte geri ödemeyi beyan eder. Bakım maaşı başvuruları hangi sebeple reddedilirse edilsin müracaatçının tekrar müracaatı için süre bekleme şartı yoktur. Başvuru, yeni müracaat olarak değerlendirilir.
Kaynak: http://www.sma.org.tr/sikca-sorulan-sorular
a)Engelli sağlık kurulu raporu. Engellinin bulaşıcı hastalığı ve madde bağımlılığının olması durumunda bu husus raporda belirtilir.b)Yatılı ve sürekli bakımı için bakım ve rehabilitasyon merkezine yerleştirilecek olan, on sekiz yaşını tamamlamamış Engelli için ilgili mahkemelerden alınacak koruma altına alınması ve bir bakım merkezine yerleştirilmesi kararı ile velayet altında değil ise vesayet altına alınması ve vasi atanması kararı.c)On sekiz yaşını tamamlamış olup akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini görememesi veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gerekmesi ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokması nedenleriyle kısıtlanması gerekli Engelli için ilgili mahkemelerden alınacak kısıtlanması ve bir bakım merkezine yerleştirilmesi kararı ile velayet altında değil ise vesayet altına alınması ve vasi atanması kararı.
Terk/buluntu ve yakını bulunmayan kimsesiz engellilerin yasal işlemleri, engellinin bulunduğu il müdürlüğünce yürütülür.
Dönemler hâlindeki hizmet modelinden yararlanacak görme Engellilerden birinci fıkranın a ve b bentlerindeki belgeler istenmez.
Kaynak: http://www.sma.org.tr/sikca-sorulan-sorular
“Evde Bakım Ücreti Geri Ödemeleri Hakkındaki Genelgede (2012/26)” şu ifade vardır: Bakıma ihtiyacı olan engelli ve engelliye evde ikametgâhında bakım hizmeti veren kişi; engelli bireye düşen gelirin birinci fıkrada belirtilen gelir ölçütünü aşması halinde, en geç üç ay içinde söz konuşu gelir değişikliğini ile müdürlüğüne bildirmek zorundadır. Gelir değişikliğinin bu tarihten sonra bildirilmesi ya da il müdürlüğünce bu durumun tespit edilmesi halinde bakım hizmeti verilmesi dolayısıyla yapılan ödemeler durdurulur ve söz konusu değişikliğin meydana geldiği tarihten itibaren, yasal faizi ile birlikte, bakım hizmetini veren kişiden genel hükümlere göre takip ve tahsil edilir.”
Geri ödemeler yapılırken hane içi gelirde kişi başına asgari ücretin üçte birinden az gelir olursa yeniden başvuru hakkı doğar. Yeni başvurunun yapılması borçlu olunan geri ödemeleri durdurmaz. Bakınız: http://www.resmigazete.gov.tr/main.aspx
Derleyen: AYŞE SARISAHİMSEN Engelliler Komisyon Başkanı
SİMESEN Genel Merkez Engellilik Mevzuatı Danışmanı
TEYVAK Yönetim Kurul ÜyesiGülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Engelli Danışma ve Koordinasyon Birim SorumlusuEngelli Çocuk Hakları Ağı Üyesi
Kaynak: http://www.sma.org.tr/sikca-sorulan-sorular
ÖTV ödemek kaydıyla araç satılabilir. Ayrıca özel tertibatlı engelli arabasının tertibatının sökülebilmesi ve normal bir araç haline getirilebilmesi için ÖTV'nin ödenmesi gerekmektedir.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
ÖTV'sini ödemek kaydı ile araç 5 (beş) yıl dolmadan satılabilir. Ancak ilk iktisaptan 5 yıl geçmeden ÖTV indirimli 2.bir araç alamazlar.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
GSS iptal edilmez. Sadece gelir testi yapılırken aracınızın rayiç bedeli hane hesabına katılır ve GSS sonucunuza istinaden aylık prim ödeyenler statüsüne girebilirsiniz.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Aracın engelli kişiye satımında 3; diğer kişilere satımında 5 yıl geçtiyse ÖTV geri iade alınmayacaktır.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
%90 üzeri engelliyseniz sağlık raporunuz yeterli olacaktır. %90 altı engelliyseniz tam teşekkülü hastaneden alınan engelli sağlık raporu(Raporda H sınıfı ehliyet alabilir, Özel tertibatlı araç kullanabilir ibaresi olacaktır.), Motorlu araç tescil belgesi (ruhsat), Araçlar için teknik donanımbelgesi, Proje raporu malül ve engelliler adına tescilli taşıtlarda MTV istisnası bildirim formu ilgili acente tarafından vergi dairesine verilecektir.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
%90 ve üzeri engelliler için noter onaylı iş akdiyle çalışan sürücüsü, kanuni vasisi ve 3 derece kan ve sıhri akrabalarına kadar kullanabilir.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Engelliler üzerine tescil edilmiş araçlardan MTV alınmaz. Ancak zorunlu trafik sigortası yaptırılmak zorundadır.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Hayır. %90 ve üzeri engel oranı olan kişiler için aracı 3.derece yakınları kullanabileceğinden ehliyet şartı bulunmaksızın ÖTV ödemeden sıfır araç alabilir.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Otomatik vites tek başına tertibat sayılmamaktadır. Sağ ayağındaki veya sağ bacağındaki sakatlık nedeniyle otomatik vitesli araç kullanabilecek olanlar tertibat yaptırdığı takdirde ÖTV indiriminden faydalanabileceklerdir. 2. sol ayağındaki veya sol bacağındaki sakatlık nedeniyle otomatik vitesli araç kullanabilecek kişiler ise, “H Sınıfı Ehliyet Alabilir, Otomatik Vitesli Araç Kullanabilir.” ibaresi olduğu takdirde otomatik vitesli araca tertibat yapılmadan ÖTV indiriminden yararlanabilir. Ayrıca sol el/kolda engelliliği bulunan kişiler ise, manuel vites kolunu engelliliğe uygun olarak direksiyona monte ettirmesi ve benzeri şekilde tadilat yaptırması veya taşıtın fabrika çıkışında vitesin direksiyonun sağ tarafına sabitlenmiş olması gibi hallerde ise yapılan işlemler özel tertibat kabul edilebilir.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanununda, engel dereceleri % 90 ve daha fazla olan malûl ve engellilerin kendi adlarına kayıt ve tescil edilmiş olan taşıtlar yanında engel dereceleri % 90 dan az olan malûl ve engellilerin adlarına kayıt ve tescilli olan ve engellilik haline uygun özel tertibatlı veya özel tertibatlı hale getirilmiş taşıtlar için, istisnai bir düzenleme bulunmamaktadır. Malül veya engelliler tarafından iktisap edilen veya ithal edilen taşıtlar genel KDV oranına tabidir
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Aylık başvurusunda, araç alınmış durumda ise; bu aracın nasıl değerlendirileceği, gelir hesabında dikkate alınıp alınmayacağı sosyal hizmetlerin kararına bağlıdır. Her türlü taşınır- taşınmaz mal alım ve satımı hakkında sosyal hizmetlere bilgi verilmelidir. ÖTV istisnalı araç alım ve satımında da bilgi verilmesi zorunludur. Başvuru aşamasında ÖTV istisnalı araç sahibi olmanın ya da aylık bağlandıktan sonra ÖTV istisnalı araç almanın gelirle ilişkisine dair henüz doğrudan bir mevzuat yoktur. Ancak aracın satışında gelir elde edilmesi, yeni araç almak için bir gelirin varlığı (araç bedeli akrabalar tarafından verilse dahi), sosyal hizmetlerce muhtaçlığın olmadığı yönde değerlendirme yapılmasına neden olabilir. Bazı illerde ÖTV istisnalı araç alımı geliri etkilemez iken bazı illerde aracın cinsine göre aylığın kesilme nedeni olabilir. Aracın satışı halinde elde edilen gelir, hane gelirine dâhil edilerek yeniden gelir testi yapılacaktır. Yapılacak hesaplamada; araç alım bedeli ya da satış bedeli 12’ye bölünür. Bu miktar 12 ay boyunca haneye gelir olarak ilave edilir. Kişi başı aylık gelir aşılırsa aylık kesilebilir. Tüm gelirler toplanarak toplam gelir hanedeki kişi sayısına bölünür. Kişi başı; asgari ücretin üçte ikisinden fazla düşerse bakım aylığı kesilecektir.
Kaynak: http://www.sma.org.tr/sikca-sorulan-sorular
Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) dönemsel olarak güncellendiği için mutlaka güncel SUT'e bakmayı ihmal etmeyin. Resmi Gazeteyi takip edebilirsiniz, veya SGK'nın web sayfasına bakabilirsiniz. http://www.sgk.gov.tr/ ya da ecza odalarının web sayfasına ve ya https://www.saglikaktuel.com/ adresinden de güncel SUT'e erişebilirsiniz.
04/09/2019 tarihli güncellemeye göre KDV hariç SGK cihaz ödemeleri aşağıdaki tabloda bilgileirinize sunulmuştur. SGK bu cihazları bizden geri almak kaydı ile cihaz yardımını yapmaktadır. Önce mevcudundaki stoklara bakıyor, eğer elinde cihaz yoksa o zaman cihaz bedeli için bir ödeme çıkarıyor.
DİĞER PROTEZ ORTEZLER - EK-3/C-3
SUT KODU: DO1009 - OKSİJEN KONSANTRATÖRÜ - Yenilenme Süresi: 10 Yılda bir. Katkı Desteği: 1.915,90 TL
SUT KODU: DO1072 - OKSİJEN TÜPÜ VE MANOMETRESİ (5 LT) - Yenilenme Süresi: - Katkı Desteği: 190,00 TL
SUT KODU: DO1010 - OKSİJEN TÜPÜ VE MANOMETRESİ (10 LT) - Yenilenme Süresi: - Katkı Desteği: 254,00 TL
SUT KODU: DO1009 - TAŞINABİLİR (PORTABLE) OKSİJEN KONSANTRATÖRÜ (5 KG. ALTINDA, ŞARJLI VE YEDEK BATARYA İLE BİRLİKTE) - Yenilenme Süresi: 10 Yılda bir. Katkı Desteği: 6.000,00 TL
SUT KODU: DO1018 - PULSE OKSİMETRE CİHAZI - Yenilenme Süresi: 1 Defa - Katkı Desteği: 91,00 TL
3.3.6 - Kurumca iade alınan tıbbi malzemeler
(1) Kurum sağlık yardımlarından yararlandırılan kişilere iade alınmak kaydıyla taahhütname karşılığı temin edilen tıbbi malzemeler;
a) Non-İnvaziv Mekanik Ventilasyon Cihazları (CPAP, Auto CPAP, BPAP, BPAP-S, BPAP S/T, BPAP S/T AVAPS, ASV),
b) Evde uzun süreli veya taşınabilir komponenti olan oksijen tedavisi cihazları (oksijen konsantratörü, oksijen tüpü ve başlığı, taşınabilir komponenti olan oksijen tedavi cihazları),
c) Ev tipi ventilatör,
ç) Akülü tekerlekli sandalye.
(Ek: RG- 12/11/2013- 28819/ 8 md. Yürürlük: 12/11/2013)
d) Ev tipi ventilatör için kesintisiz güç kaynağı
(2) Kurum tarafından iade alınan cihazların, Kurum sağlık yardımlarından yararlandırılan hastalara verilebilmesi için hastaların sağlık kurulu raporu ile Sosyal Güvenlik İl Müdürlüklerine müracaatta bulunmaları gerekmektedir. Sağlık kurulu raporlarında, “iade cihazın temini için Kuruma müracaat edilmesi gerektiği” belirtilecektir. Müracaatı takiben, söz konusu tıbbi cihazların Kurum stoklarından temin edilmesi yoluna gidilecek olup, stoklarda yok ise Kurum stoklarında cihazın olmadığına dair onay alınmak suretiyle hasta tarafından temin edilen cihaz bedelleri SUT’un 3.2.2 maddesi doğrultusunda Kurumca karşılanır. Onay alınmadan hasta tarafından temin edilen cihazların bedelleri Kurumca karşılanmaz.
3.3.6.B - Evde uzun süreli veya taşınabilir komponenti olan oksijen tedavisi cihazları
(1) Kronik solunum yetmezliği tedavisinde uygulanacak oksijen sistemlerinin verilmesine yönelik sağlık kurulu raporları, göğüs hastalıkları, nöroloji, anestezi ve reanimasyon ile yoğun bakım sorumlu uzman tabiplerinden; hastanın çocuk olması halinde ise çocuk göğüs hastalıkları veya çocuk nöroloji uzmanlarından birinin yer aldığı sağlık kurulularınca düzenlenecektir. (Ek: RG- 18/03/2014- 28945/ 15 md. Yürürlük: 18/03/2014) Ancak, çocuk göğüs hastalıkları veya çocuk nöroloji uzmanı bulunmayan sağlık kurum ve kuruluşlarında, sağlık kurulu raporunun üçüncü basamak resmi sağlık kurum ve kuruluşlarınca düzenlenmiş olması şartıyla, kronik solunum yetmezliği tedavisinde uygulanacak oksijen sistemlerinin verilmesine yönelik sağlık kurulu raporları, çocuk sağlığı ve hastalıkları uzman hekiminin bulunduğu sağlık kurullarınca da düzenlenebilecektir.
(2) Sağlık kurulu raporunda; tanı, hastanın kullanacağı oksijen cihazının türü ve gerekçesi, oksijen akım hızı, günlük kaç saat kullanılacağı ve birlikte kullanılacak aksesuarlar (maske, kanül taşıyıcı hortum, nemlendirici gibi) yer alacaktır.
(3) Sağlık kurulu raporu ekinde arteriyel kan gazı tetkiki ve diğer kanıtlayıcı belgeler eklenecektir.
(4) Sağlık kurulu raporunda belirtilmek koşuluyla;
a) Kronik solunum yetmezliği olanlarda; (istirahat veya egzersiz halinde) PaO2 (Parsiyel Oksijen Basıncı) ≤ 55 mmHg veya SaO2 (Oksijen Saturasyonu) ≤ 88 olması halinde,
b) Korpulmonale varlığında; PaO2’de 55-59 mmHg veya SaO2 ≤ 89 ile birlikte EKG’de “P Pulmonale” bulgusu olması veya hematokrit > %55 veya konjestif kalp yetmezliği olması halinde,
c) Akut solunum yetmezliği olan hastalarda stabil dönemde solunum yetmezliğinin önlenemiyor olması durumunda yukarıda birinci veya ikinci fıkralarda sıralanan bulgular sağlanıyorsa,
ç) Efor kapasitesini sınırlayan terminal dönem (kanser ve diğer sistemik hastalıklara bağlı) hastalarda, evde uzun süreli oksijen tedavisi cihazı bedelleri Kurumca karşılanır.
(5) Evde uzun süreli veya taşınabilir komponenti olan oksijen tedavisi cihazı verilen hastaların yılda bir kez sevk evrakı ile sağlık tesisine gönderilmesi ve cihazla tedaviye devam edilip edilmeyeceğine ilişkin sağlık kurulu raporu tanzim edilmesi gerekmektedir.
(6) Kurumca finansmanı sağlanacak evde uzun süreli veya taşınabilir komponenti olan oksijen tedavisi cihazları;
a) Oksijen tüpü (gaz hali),
b) Oksijen tüpü (sıvılaştırılmış), (Mülga: RG- 21/04/2015- 29333/ 7 md. Yürürlük: 01/05/2015)
c) Oksijen konsantratörü,
ç) Taşınabilir komponenti olan oksijen tadavi cihazları.
(7) Taşınabilir komponenti olan oksijen tedavisi cihazları; istirahat halinde PaO2 (Parsiyel Oksijen Basıncı) > 55 mmHg veya SaO2 (Oksijen Saturasyonu) > 88 olmasına karşın egzersiz durumunda veya iş sırasında desatüre (PaO2 ≤ 55 mmHg veya SaO2 ≤ 88) olması (egzersiz ile %4’den fazla desatüre olan) ve bu durumunu gösterir istirahat ve efor kan gazı sonuçlarının sağlık kurulu raporunda belirtilmesi ve/veya rapor ekinde belgelendirilmesi halinde, yatalak olmayan ve aktif iş yaşamını sürdüren veya öğrenci olan mobilize hastalarda (sağlık kurulu raporunda bu durum ayrıca belirtilmelidir) bedelleri Kurumca karşılanır. Ancak, istirahatte PaO2 ≤ 55 mmHg veya SaO2 ≤ 88 olan hastalar için efor kan gazı sonuçları istenmeyecektir.
(8) Oksijen konsantratörü verilen kişilere, raporda belirtilmek koşuluyla oksijen tüpü önerilmesi durumunda bedelleri Kurumca karşılanır.
(9) Cihazla birlikte kullanılması ve belli sürelerde değişmesi gereken maske, başlık, ara hava hortumu, oksijen ara bağlantı hortumu ve bakteri filtresi gibi aksesuarların, sağlık kurulu raporuna istinaden yılda en fazla bir kez reçete edilmesi durumunda bedelleri Kurumca karşılanır.
MOBİL OKSİJEN KONSANTRATÖRÜ Öncelikle bu cihazı SGK desteği ile alabilmek için istenilen sağlık kriterlerinin yanında ya öğrenci ya da çalışan olmak zorundasınız. Bu cihaz SGK desteği ile alındığınızda, kuruma iade etmeyi taahhütünde bulunuyorsunuz. Cihazlar ortalama 20.000 TL civarında. SGK bunun KDV'si ile birlikte yaklaşık 6.500,00 TL'sini karşılayacak. Üzerini siz ödeyeceksiniz. SGK desteğinin üstünü siz ödemiş olsanız bile, cihaz kullanımınız sonra erdiğinde kuruma cihazı iade etmek zorundasınız.Hastalığı nedeniyle “mesane veya rektum” kontrolü olmadığının (çocuklar için en az iki yaşını tamamlamış olmak kaydı ile) ve hasta altı bezi kullanması gerektiğinin belirtildiği uzman hekim raporuna dayanılarak reçete düzenlenmesi halinde ihtiyaca binaen kullanılması öngörülen hasta alt bezine ait fatura bedelleri birer aylık devreler halinde Sosyal Güvenlik Kurumunca ödenir.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Tekerlekli sandalyenin giderleri SGK tarafından karşılanmaktadır.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Ortopedik ve Diğer Yardımcı Araç ve Gereçler SGK tarafından karşılanmaktadır. SGK'ya başvuruda bulunabilir.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Hizmetler, engel grupları, yaş grupları ve cinsiyetlere göre 4 türde incelenmektedir.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Zihinsel (hafif, orta ve ağır), bedensel (spastik, ortopedik, felçli, görme) ve ruhsal (psikotik bozukluklar; şizofreni, paranoya, manik veya depresif bozukluklar ve benzeri) engellilere hizmet verilmektedir.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Hizmet verilen yaş grubu açısından; 0-3, 4-6, 7-12, 13-18, 19-25, 26-35, 36-60, 61 ve üzeri yaş grubuna hizmet verilmektedir.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Yatılı, gündüzlü ve dönemler hâlinde hizmet veren kuruluşlar olmak üzere 3 türde incelenmektedir.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Hizmet binalarının yeterlilik durumuna göre, aynı merkezde, farklı engel, yaş ve cinsiyet durumundaki engellilere hizmet sunulabilmektedir.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Bağlı bulunduğunuz ilde bulunan Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İl Müdürlüğüne/Sosyal Hizmet Merkezine müracaat edebilirsiniz.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Engellilerin eğitim, özel eğitim, teknik eğitim, yaygın eğitim ve destek eğitim ihtiyaçları, Millî Eğitim Bakanlığına bağlı resmî ve özel okullar ile özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde karşılanır.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Türkiye İş Kurumu ve MEB Çıraklık Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü engellilere yönelik meslek edindirme kursları düzenlemektedir.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Özel eğitim hizmetleri, 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu, 5378 Sayılı Engelliler Hakkında Kanun ve 573 sayılı Özel Eğitim Hakkında Kanun Hükmünde Kararname hükümleri uyarınca verilmekte olup 07.07.2018 tarih ve 30471 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren “Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği”nde belirtilen esaslar doğrultusunda yürütülür.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Rehabilitasyon, doğuştan veya sonradan herhangi bir nedenle oluşan özrü ortadan kaldırmak veya engelliliğin etkilerini mümkün olan en az düzeye indirmektir. Engelliye yeniden fiziksel, zihinsel, psikolojik, ruhsal, sosyal, mesleki ve ekonomik yararlılık alanlarında başarabileceği en üst düzeyde yetenekler kazandırarak; evinde, işinde ve sosyal yaşamında kendine ve topluma yeterli olabilmesi ve engellinin toplum ile bütünleşmesi, ayrımcılığa karşı tüm tedbirlerin alınması amacıyla verilen psiko-sosyal hizmetler bütünüdür.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Millî Eğitim Bakanlığı bünyesinde İşitme Engelliler Çok Programlı Liseleri, Ortopedik Engelliler Meslek Liseleri, zihinsel engellilere yönelik Meslekî Eğitim Merkezleri, İş Eğitim Merkezleri ve Yetişkin Zihinsel Engelliler İş Eğitim Merkezleri engelilere yönelik meslekî eğitim programlarıdüzenlenmektedir. Bu kuruluşların meslekî eğitim faaliyetlerinden yararlanmak isteyen kişiler Ankara'daki kuruluşlar için Millî Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğüne, illerdeki kuruluşlar için il Millî Eğitim Müdürlüklerine başvurabilirler.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Özel Eğitime İhtiyacı Olan Öğrencilerin Okullara ve Kurumlara Erişiminin Ücretsiz Sağlanması Projesi” özel eğitime gereksinim duyan çocukların okullara erişiminin ücretsiz sağlanması ile eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması ve engelli öğrencilerin okumaya teşvik edilmesi amacıyla Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim, Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü işbirliğinde hazırlanmıştır. Proje kapsamında Milli Eğitim Bakanlığı bünyesindeki;
Görme Engelliler Okullarında, İşitme Engelliler Okullarında, Ortopedik Engelliler Okullarında, Otistik Çocuklar Eğitim: İş Eğitim Merkezlerinde, Zihinsel Engelliler Okullarında Uyum Güçlüğü Olanlar Okulunda, Özel Eğitim Okulları Bünyesinde Anasınıfında, Özel Eğitim Sınıflarında eğitim alan öğrenciler ücretsiz taşınmaktadır.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Başarılı ve ihtiyaç sahibi engelli öğrencilere Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu tarafından öncelikli olarak öğrenim kredisi, katkı kredisi ve yurt tahsisi yapılmaktadır.
20.06.2006 tarih ve 26200 sayılı resmi gazetede yayımlanan “ Yükseköğretim Kurumları Engelliler Danışma ve Koordinasyon Yönetmeliği” gereğince üniversitelerde, öğrencilerin öğrenim hayatlarını kolaylaştırmak için gerekli tedbirleri almak ve bu yönde düzenlemeler yapmak üzere “Engelliler Danışma ve Koordinasyon Birimi” oluşturulması sağlanmıştır.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Üniversite sınavına giren engelli öğrenciler için gerekli fiziksel düzenlemeler yapılmaktadır. Ortopedik ve görme engelliler için uygun düzenlenmiş sınav mekanları hazırlanmakta, görme engelliler ve az görenler için 30 dakikalık ek sınav süresi verilmekte, sınav sorularını okuyacak vesöylenecek yanıtları yazacak uygun eğitimde ve düzgün diksiyonlu “yardımcı refakatçi” eşliğinde sınava girme olanağı tanınmaktadır.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Aile Eğitim Hizmetleri Rehberlik ve Araştırma Merkezleri Özel Eğitim okul ve Kurumları, kaynaştırma uygulamaları yapılan okullar tarafından hazırlanır ve yürütülür.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Özel eğitime ihtiyacı olduğu “Özel Eğitim Değerlendirme Kurulu” tarafından tespit edilen tüm engelli bireylerin yararlandığı özel eğitim hizmetlerine ilişkin ödemenin Bütçe Uygulama Talimatı ile belirlenen kısmı Milli Eğitim Bakanlığı tarafından karşılanmaktadır. Bu miktar Milli Eğitim Bakanlığı tarafından özel eğitim hizmeti veren kuruma ödenmektedir.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Hastaneden alınan “eksiksiz” doldurulmuş “engelliler için sağlık kurulu raporu” ile ikamet edilen ilçede bulunan Rehberlik Araştırma Merkezlerine (RAM) müracaatta bulunulmalıdır. RAM'ler Milli Egitim Bakanlığı'na bağlı kuruluşlardır.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Türk Milli Eğitiminin genel amaçları ve temel ilkeleri doğrultusunda, ülkemizdeki tüm özel eğitime ihtiyacı olan bireyler genel ve mesleki özel eğitim hizmetlerinden yararlanmaktadır. Özel eğitim hizmetlerinin planlanması, sürdürülmesi, erişimin artırılmasına yönelik çalışmalar Milli EğitimBakanlığınca yürütülmektedir.
Engelliler Milli Eğitim Bakanlığına bağlı resmi eğitim kurumlarında/okullarında veya özel özel eğitim kurumlarında/okullarında eğitim-öğretimden yararlanmaktadır. Buna göre özel eğitime ihtiyacı olan bireylere verilen özel eğitim hizmetleri;
Engel türlerine yönelik olarak açılan ayrı özel eğitim okullarında, (görme, işitme, zihin engellilere, otizmli bireyler ve süreğen hastalığı olanlar için hastane ilköğretim okulları) Genel eğitim içerisindeki okulların özel eğitim sınıflarında, Okul öncesi, ilköğretim, orta öğretim ve yaygın eğitim kurumlarında kurumlarında kaynaştırma eğitimi uygulanan sınıflarında, Gerçek veya tüzel kişilerce açılmış olan özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde verilmektedir.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Engelli Kimlik Kartı ile çeşitli kurum ve kuruluşların sağladığı hizmetlerden ilgili kurumun mevzuatları doğrultusunda indirimli veya ücretsiz yararlanır.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
19.07.2008 tarih ve 26941 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Engelliler Veri Tabanı Oluşturulmasına ve Engellilere Kimlik Kartı Verilmesine Dair Yönetmelik” gereği, Engelliler İçin Kimlik Kartı alabilmeniz için nüfus cüzdanı, 2 adet fotoğraf ve sağlık kurulu raporu aslı veya onaylı örneği ile ikamet ettiğiniz ilin Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğüne müracaat edilir.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı resmi gazetede yayımlanan "Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik" kapsamında yetkili hastanelerden birince düzenlenmiş en az % 40 ve üzeri engel oranı belirtir "Engelliler İçin Sağlık Kurulu Raporu" çıkarılması gerekmektedir,
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavı ile;
Döner sermayeli kuruluşlar, kanunlarla kurulan fonlar ve kefalet sandıklarına,
İl özel idareleri ve belediyeler, il özel idareleri ve belediyelerin kurdukları birlikler ile bunlara bağlı müessese, işletme ve döner sermayeli kuruluşlara,
Devlet Memurları Kanununa göre Devlet memuru istihdam eden diğer kamu kuruluşlarına
atama yapılmaktadır.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Atama kadroları Devlet Personel Başkanlığı tarafından belirlenmektedir.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Bu sınava girebilmek için % 40 üzeri engel oranı bulunması gerekmektedir.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
EKPSS’ye; ortaöğretim kurumlarından, yükseköğretim ön lisans veya lisans programlarından mezun olan veya EKPSS’nin geçerlik süresi içinde mezun olabilecek durumda olan engelli adaylar başvurabileceklerdir.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Kuraya, ilkokul/ortaokul/ilköğretim/özel eğitim iş uygulama merkezi veya okulu mezunu veya bu okullardan yerleştirme işlemlerine son başvuru tarihi itibarıyla mezun olabilecek durumda olan engelli adaylar başvurabileceklerdir.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
EKPSS'de istekleri halinde engellilere, engel grubuna uygun refakatçi temin edilir.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
EKPSS/kuranın başvurularının başladığı ilk gün itibarıyla, 65 yaşını dolduran engelli adayların başvurusu sistem tarafından kabul edilmeyecektir. Tercih kılavuzlarında ilan edilen kadrolara atanmak için başvuracak adayların 18 yaşını tamamlamış olmaları gerekmektedir (Bir meslek veyasanat okulunu bitirenler en az 15 yaşını doldurmuş olmak ve Türk Medeni Kanununun 12’nci maddesine göre kazai rüşt kararı almak şartıyla Devlet memurluklarına atanabilirler.). Kurumlar özel hükümler haricinde, yerleştirme yapılmasını talep edecekleri kadrolar için üst yaş sınırı tespit edemez.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Yerleştirme işlemlerine son başvuru tarihi itibarıyla mezun olabilecek durumda olan engelli adaylar başvurabilir. Tercih işleminde mezun durumda bulunmayan adayların, yerleştirilmeleri yapılmış olsa bile atamaları yapılmaz.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
EKPSS ve kuranın tarihi, başvuru tarihi, başvurunun ne şekilde ve nereye yapılacağı Resmi Gazete’de, Türkiye genelinde yayımlanan yüksek tirajlı bir gazetede ve ÖSYM, DPB ve Genel Müdürlüğümüz resmi internet sitesinde duyurulur.
ÖSYM; T.C. Ölçme, Seçme Ve Yerleştirme Merkezi DPB; T.C. Devlet Personel Başkanlığı Genel Müdürlük; Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Sınavda 4 engel grubu vardır.
1) Genel engelliler2) Görme engelliler3) İşitme engelliler4) Zihinsel engelliler
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
EKPSS sonuçları dört yıl süreyle geçerlidir.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Süre yoktur.Engelli Kamu Personel Seçme Sınavı ve Engellilerin Devlet Memurluğuna Alınmaları Hakkında Yönetmelikte “Halen memur olarak çalışmakta olanlar, başka hizmet sınıfı kapsamındaki kadrolar ile bulundukları kadrolardan farklı olmak kaydıyla mezunu oldukları eğitim programları itibarıyla ihraz etmiş oldukları unvanlara ilişkin kadrolar hariç olmak üzere bu Yönetmelik kapsamında yerleştirme işlemlerine başvuramaz, yerleştirilseler dahi atamaları yapılamaz. ”hükmü yer almaktadır.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Yerleştirilen adaylar, kamu kurum ve kuruluşlarınca başka bir sınav veya mülakat yapılmaksızın, ilan edilmiş kadrolara doğrudan atanır.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
İşverenler, elli veya daha fazla işçi çalıştırdıkları özel sektör işyerlerinde yüzde üç engelli, kamu işyerlerinde ise yüzde dört engelli ve yüzde iki eski hükümlü işçiyi meslek, beden ve ruhi durumlarına uygun işlerde çalıştırmakla yükümlüdürler. Aynı il sınırları içinde birden fazla işyeribulunan işverenin bu kapsamda çalıştırmakla yükümlü olduğu işçi sayısı, toplam işçi sayısına göre hesaplanır.
Yükümlü olduğu halde engelli işçi çalıştırmayan işverenler her ay her bir engelli için 2,627 TL (2018 yılı için) idari para cezası ödemektedir.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Özel sektörde çalışan engelli statüsünde kişiler diğer çalışanlarla aynı iş güvenliğine sahiptirler. İşveren kişinin perfromansına ve ya disiplin suçu işleyip işlemediğine bakmaksızın işten çıkarmayı tercih edebilir. Tabi ki kişi, iş hukukundan doğan haklarını, iş mahkemelerinde yasal yollardan arayabilir.
Kamu çalışanları için hava koşulları vb durumlarda verilen idari izinlerden, özel sektörde çalışanlar faydalanamaz.
‘’Engelli, Eski Hükümlü ve Terör Mağduru İstihdamı Hakkında Yönetmeliğe göre işverenler, işyerlerini, imkânlar ölçüsünde, engellilerin çalışmalarını kolaylaştıracak şekilde hazırlamak, sağlıkları için gerekli tedbirleri almak, mesleklerinde veya mesleklerine yakın işlerde çalıştırmak, işyerleriyle ilgili bilgi ve yeteneklerini geliştirmek, çalışmaları için gerekli araç ve gereçleri sağlamak zorundadır. Engelliler, yapabilecekleri işler dışında sağlıklarına zarar verecek diğer işlerde çalıştırılamaz. Uygun koşulların varlığı halinde çalışma sürelerinin başlangıç ve bitiş saatleri, engellinin durumuna göre belirlenir.” denilmektedir.
Devlet Memurları Kanunu ve Engelli Kamu Personel Seçme Sınavı ve Engellilerin Devlet Memurluğuna Alınmaları Hakkında Yönetmelik’te engelli kotası için açılacak kadroların engellilerin eğitimlerine uygun olması, engelli bireyin eğitimine uygun işlerde çalıştırılması, engellinin çalışma ortamının engelliye uygun duruma getirilmesi ve engellilerin engelliliklerini artırıcı işlerde çalıştırılmaması konularında hükümler bulunmaktadır.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Belirli bir mesleği olan engellilerin meslekleri ile ilgili işlerde çalıştırılmaları esastır.
Belirli bir mesleği olmayan veya mesleğine uygun kadro bulunmayan engelliler, engel durumlarına göre yapabilecekleri hizmetlere ait mevcut kadrolarda çalıştırılır. Engelliler, engelliliklerini artırıcı veya ek engel getirici işlerde çalıştırılamaz.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Devlet Memurları Kanununa göre; kurum ve kuruluşlar çalıştırdıkları personele ait kadrolarda %3 oranında engelli personel çalıştırmak zorundadır.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Kamu kurum ve kuruluşları çalışma yerlerini ve eklentilerini, engellilerin erişebilirliğine uygun duruma getirmek, engellilerin çalışmalarını kolaylaştıracak gerekli tedbirleri almak ve engellilerin görev yaptıkları kadronun gereği olan işleri yapabilmeleri için engel durumlarına göre gerek duyulan yardımcı ve destekleyici araç ve gereçleri temin etmek zorundadır.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Engelli kadrolarının takip ve denetimi Devlet Personel Dairesi Başkanlığı tarafından yapılmaktadır.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Ortaöğretim, ön lisans ve lisans düzeyinde mezun veya sınavın geçerlik süresi içerisinde mezun olabilecek durumda olanların Engelli Kamu Personel Seçme Sınavına girmek suretiyle, ilkokul, ortaokul, ilköğretim ve özel eğitim iş uygulama merkezi veya okulu mezunlarının ise kura usulü ile devlet memuru olmak için başvurabilirler. Engelli kişilerin devlet memuru olarak istihdamları Devlet Personel Başkanlığı koordinasyonunda ilgili kamu kurum ve kuruluşlarınca,
Özel sektörde; işçi olarak istihdamları ise Türkiye İş Kurumu tarafından yapılmaktadır.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Engelli bireylerin işçi olarak işe yerleşebilmesi için Türkiye İş Kurumu’na, Türkiye İş Kurumu İl Müdürlüklerine veya iskur.gov.tr adresinden başvuruda bulunabilirsiniz.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Devlet Memurları Kanununa göre; kurum ve kuruluşlar çalıştırdıkları personele ait kadrolarda %3 oranında engelli personel çalıştırmak zorundadır. %3'ün hesaplanmasında ilgili kurum veya kuruluşun (taşra teşkilatı dahil) toplam dolu kadro sayısı dikkate alınır.
Memur çalıştırmamanın herhangi bir müeyyidesi bulunmamaktadır.
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/
Kamu ve özel sektör işverenlerinden sorumluluğunu yerine getirmeyenlerden her ay çalıştırmadığı her engelli için belli bir miktar para cezası 2,627 TL (2018 yılı için) kesilmektedir.
Memur çalıştırmamanın herhangi bir müeyyidesi bulunmamaktadır.
Ayrıntılı bilgi için: dpb.gov.tr (https://ailevecalisma.gov tr/umbraco/dpb.gov.tr)
Kaynak: https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/